DOKTOR - ON BEŞİNCİ BÖLÜM
ON BEŞİNCİ BÖLÜM
Bütün yüreğinle
ararsan, beni bulacaksın.
Jeremiah 29:13
Düğününden bir gün öncesine kadar
umutları tükenmiş değildi. Salvatore hala kaçmayı sürdürse de Claudia bir
noktada pes edeceğini ummuştu. Gece uykusundan uyanıp koridorda ayak seslerini
duyduğunu hayal etmişti. Kapısının önünde durduğunu, kapı kulpunu tutan elini
hissettiğine yemin edebilirdi ama hiç gelmemişti. Son ayarlamalar yapılırken
Carlo’nun annesi ve kız kardeşiyle iki gün daha geçirmek zorunda kalmıştı ve bu
günlerde Valeria onu yalnız bırakmıştı. Neyse ki Nicolo dönmüştü dün gece geç
saatlere kadar onunla dertleşmişti ama o da bu işin çözülemeyeceğini
düşünüyordu. Salvatore’un kesinlikle bir ‘aşk
adamı’ olmadığını söylemişti. Eğer onu o kadar tutkulu öpmemiş, bedenini
arzuyla titretmemiş olsa her şeyin bir rüyadan ibaret olduğunu düşünecekti. Ama
öyle değildi, bir şeyler hissetmişti bunu biliyordu peki neden bir şey
yapmıyordu?
Sabahın
altısında onun koşudan döndüğünü görmüştü. Claudia bütün duyguların altında
ezilirken o hayatına nasıl devam edebiliyordu? Yatağın ucuna oturup elini
boynundaki haça götürdüğü sırada kapısı çaldı.
Edoardo kapıyı hafifçe araladı ama içeri girmedi ya da
göz atmadı. Bunun yerine hafifçe öksürüp konuşmaya başladı. “Bay Gambino sizi
çalışma odasında görmek istiyor.”
Claudia heyecanla oturduğu yerden kalktı. “Birazdan
orada olacağım,” diye şakıdı ve hızlıca hazırlanmak için giyinme odasına girdi.
Dakikalar sonra geceliğinden kurtulmuş büyük pembe çiçeklerle süslü elbisesini
giymiş, saçlarını fırçalamış ve bir kısmını beyaz bir kurdele ile toplamıştı.
Çalışma odasının önünde durarak derin bir nefes alıp
çılgınca atan kalbini sakinleştirmeye çalıştı. Kapıyı hafifçe tıklatırken
elinin titrediğini fark etti. Tıklaması üzerinden bir nefeslik zaman geçmeden
Salvatore’un sert sesini duydu “Gel Claudia.”
Claudia
içeri girerken heyecanını belli etmemeye çalışıyordu. Ağır adımlar, sakin bir
yüz ifadesi, kontrol altına alınmış bir nefes, mümkünse kızarmayan bir ten… Bu
an ona olan aşkını itiraf edip düğünü iptal ettiğini söyleyeceği an olmalıydı.
Yine de ona kibarca, “Günaydın,” derken tedirgindi.
Masanın hemen yanında ayakta duruyordu. Bir eli
belindeydi ona hızlı bir bakış attı. Hızlı ve üstünkörü… “Günaydın. Yarınki
nikâh için bazı evrakları imzalaman gerekiyor.”
Kalbindeki
acıyı görmesine izin vermeyecekti. Ayaklarını sürüyerek masaya yaklaştı.
Kâğıtlar masanın üzerinde duruyordu. Claudia tek kelime etmeden kâğıtların
yanında duran dolma kalemi aldı ve okumadan bütün kâğıtları hızlıca imzaladı.
Titreyen eli yüzünden bir zavallı gibi göründüğünü biliyordu ama gözyaşlarına
boğulmadan önce buradan çıkıp gitmek istiyordu.
“Onları okumayacak mısın?” diye sorarken sesi alçaktı.
“Lüzum yok. Ruhumu zaten şeytana sattım, daha kötü ne
olabilir?”
Bakışlarının yakıcı hissini üzerinde hissediyordu. “Büyük
aşkın son mu buldu?”
Claudia kalemi yerine bırakıp doğruldu ve ona bakmak
için başını kaldırdı. “Sana hala aşığım ama artık bunu söyleyen tek kişi
olmaktan yoruldum.” Yüzüne kırgın ve paramparça da olsa bir gülümseme oturttu.
Onu ağlarken görmeyi umuyorsa göremeyecekti. “Aşk için kendimi parçalamaktan ve
karşılığında bir adım bile atılmamasından yoruldum.”
Salvatore
uzanıp kâğıtları önünden alırken kolu koluna değdi, bedeninin sıcaklığı
karşısında gözlerini kapatıp açtı, kokusunu içine çektiğinin farkında bile
değildi. Ona bilerek mi bu kadar yaklaşmıştı, yoksa farkında olmadan yaptığı
bir hareket miydi emin değildi.
Claudia daha fazla onunla aynı havayı soluyamayacağına
karar vererek, “İyi günler Bay Gambino,” diye fısıldayıp odadan çıktı.
✞✞✞
Salvatore
çalışma odasından ayrıldıktan dakikalar sonra malikâneyi terk etmişti.
Kahvaltının ardından bir kez daha yalnız kalmak için odasına kapanmıştı,
düğününün hazırlıkları yakasına yapışıp onu boğan bir kâbus gibi üzerine
çöküyordu. Odanın ortasında askıda duran gelinliğine bakmak onu parçalara
ayırmak istemesine neden oluyordu. Penceresinden dışarı baktığında da aynı
manzara ile karşılaştı Gambino malikânesinin düğünü için hazırlanmaya
başladığını gördü. Masalar, sandalyeler, örtüler, halılar özenle taşınırken
Claudia ağlamamak için dudağını dişledi.
Valeria’nın
arabasının malikâneye yaklaştığını gördüğünde neredeyse çığlık atacaktı.
İhtiyacı olan manevi destek nihayet gelmişti. Bir çocuk gibi koşarak aşağıya
inerken neredeyse süslemeleri taşıyan adama çarpacaktı. Açık kapıdan kendini
dışarı attığında Valeria henüz kapıya ulaşmıştı arabadan inmeden uzanıp ona ön
kapıyı açtı.
“Acele et, seni kaçırıyorum.”
Claudia hızla etrafa göz atıp çalışanlardan kimseyi
göremeyince arabaya bindi. Valeria süs havuzunun çevresinde keskin bir tur atıp
çıkışa doğru ilerlerken, “Eğil,” diye seslendi. Arka koltuktan uzanıp aldığı
bir ceketi üzerine attı. “Bunun altına saklan kapıda seni görmesinler.”
Dediğini yaparken bir saniye bile düşünmedi ön
koltuğun altına doğru eğilip iki büklüm olurken ceketle kendini mümkün
olduğunca kapattı. Arabanın her yeri alışveriş torbaları, hediye paketleriyle
dolu olduğu için dikkat çekmiyordu.
Valeria arabasını demir kapının ve güvenliklerin
önünde durdurdu. “Birkaç paketi unuttuğum aklıma geldi onları alıp geri
döneceğim,” derken sesi o kadar inandırıcıydı ki Claudia bile paketleri almak
için eve döndüğüne ikna olabilirdi. Kapı açıldı ve Valeria hızla malikâne
arazisinden ayrıldı.
“Kalkabilirsin özgür kuş!” diye bağırdığında Claudia
saklandığı yerden doğruldu. Koltuğa oturur oturmaz ilk hamlesi onları takip
eden araç olup olmadığını görmek için arkaya bakmak oldu. Kimse yoktu.
“İnanmıyorum! Başardın!” derken kahkahasını
engelleyemedi.
“Hemen sevinme, oraya geri dönmen gerekecek.”
Claudia zaten dönmemeyi düşünmemişti ama şimdi Valeria
bunu söyleyince belki de… “Dönmezsem en kötü ne olur?”
Valeria gözünü yoldan ayırmadan, “Salvatore seni
bulana kadar peşini bırakmaz,” dedi. “Ve katı bir intikam anlayışı vardır. Ona
ihanet ettiğimizi düşünür ki bu asla affedeceği bir şey değil. Eğer beni
atlatıp kaçmayı planlarsan iki çocuğum olduğunu hatırla.”
“Sen onun kız kardeşisin.”
“Bu onu durdurmaz, canım.” Bakışlarını kısa bir an
üzerine çevirip sonra tekrar yola odaklandı. “Seni kız kıza güzel ve keyifli
bir gün geçirmen için kaçırdım. Oradan uzaklaşman gerektiğini hissettim. Ayrıca
yarın evleniyorsun bunlar son bekâr saatlerin, uygun şekilde tadını
çıkarmalısın.”
Claudia sessiz kaldı. Düğünü ve evliliği onu
heyecanlandıran şeyler değildi ama dışarı çıktığı, bugün özgür hissedebildiği ve
düğününün hazırlıklarını görmekten kurtulduğu için mutluydu. Valeria şehir
merkezine doğru devam etti. Büyük bir otel binasının önünde durduğunda Claudia
şaşkınlıkla başını kaldırıp binayı inceledi. O kadar yüksekti en üst kata çıkıp
bulutlara dokunabilirdi.
Arabanın penceresinden dışarı sarkarak, “Aman Tanrım!”
diye haykırdı.
Valeria gururlu bir ses tonuyla, “Seveceğini
biliyordum,” dedi. “Sürprizimi görene kadar bekle. Bayılacaksın!”
Kırmızı kıyafetler içindeki otel görevlisi
arabanın anahtarını alırken kol kola binadan içeri girdiler. Devasa döner
kapıdan geçtiler ve binanın içine girdiler. Tavan o kadar yüksekti ki Claudia
yukarı bakmaya çalışırken başı döndü. Valeria koluna girmiyor olsa muhtemelen
takılıp düşerdi. Lobinin ortasına sarkan avize binlerce parlak sarkıtla
süslüydü, yerdeki halının yumuşaklığını ayağındaki ayakkabılara rağmen
hissediyordu. Süt kadar beyaz mermerler lobide, oturma alanlarında
kullanılmıştı. Mermer heykeller ve sütunlar göz kamaştırıyordu. Valeria lobide
ki kadına bir şeyler söylerken Claudia ne söylediğini duymayacak kadar
heyecanlıydı. Kadınla birlikte asansöre ilerleyip bindiler. Asansör o kadar
büyüktü ki aynı anda on kişi rahatça binebilirdi. Hatta asansörde yine kırmızı
kıyafetler içinde bir görevli vardı ve görevi gidecekleri katın düğmesine
basmaktı!
Görevli onları sıcak, soğuk havuzların,
masaj odalarının ve buhar odalarının olduğu bir spa katına getirdi.
Kıyafetlerini çıkarıp yumuşacık beyaz bornozları giydiler. Uzak doğulu
çalışanlar onlara alacakları hizmetlerden kısaca bahsedip, etrafı gezdirdi. İlk
durakları sıcak jakuzide soğuk kokteyllerini yudumlayıp gevşemek oldu.
Valeria içkisinin üzerindeki tropik meyveyi ağzına
atarken, “Ne düşünüyorsun?” diye sordu.
Claudia pencere kenarındaki jakuziden aşağıyı
izlerken, “Muhteşem,” dedi. “Kendimi prenses gibi hissediyorum.”
“Masajı görene kadar bekle. Manikür, pedikür ve ağda
içinde randevu aldım. Akşama kadar kendimizi şımartacağız ve sonra… Gerçeklerle
yüzleşmek gerekecek.”
“Gerçekler?”
“Salvatore’un öfkesi.”
✞✞✞
Masaj
sırasında Claudia o kadar gevşemişti ki sessizlik içinde uyuyakalmıştı.
Gözlerini açtığında masaj bitmiş Valeria keyifli bir gülümsemeyle ona
bakıyordu.
Claudia yarı uykulu bir sesle, “Hiç deneyimlemediğim
bir şeye ihtiyacım olacağı aklıma gelmezdi,” diye fısıldadı.
“Sana baktığımda hemen buna ihtiyacın olduğunu
anladım.”
“Masaja mı?”
“Hayır,” derken elini havada salladı. “Uzaklaşmaya ve
bir şeyler düşünmeden rahatlamaya. O yüzden tadını çıkar.”
Tırnakları yapılırken yan yana koltuklarda
oturuyorlardı. “Salvatore meraklanmış mıdır? Yani beni göremeyince?”
Valeria ona şüpheli bakışlarla bakarken, “Aranızda ne
var?” diye sordu.
Claudia duygularını saklama gereği duymayacaktı. “Ona aşığım.
Çocukluğumdan beri…”
“Tanrı aşkına, Claudia!” Sesi kulağa çocuğu için
endişelenen bir anne gibi gelmişti.
“Elimde değildi Valeria. Onca yıl onun hayalini kurdum
ve şimdi… Şimdi beni öylece evlendiriyor. Sanki duygularım önemi yokmuş gibi,
beni arzulamıyormuş gibi…”
Kocaman açılmış gözleriyle ona bakarken, “Aman
Tanrım!” diye haykırdı. “O gün bir şeyleri yanlış anladığımı sanmıştım. Yani
sana olan bakışları… Onlar dikkatten kaçacak gibi değildi. Beni o yüzden malikâneden
uzaklaştırdı çünkü şüphelendiğimi anladı.”
“Seni malikâneden mi uzaklaştırdı?”
“Yardımlarımın yeterli olduğunu söyledi. O yüzden
destek olmak için gelemedim.”
Claudia ona buruk bir tebessümle baktı. “Muhtemelen
büyük günün öncesinde bir şeylerin açığa çıkmasından korkmuştur.”
Valeria başını iki yana sallarken gözleri uzaklara
daldı. “Korkmak onun tarzı değil.”
Rengârenk
kokteyl bardaklarının biri gelip biri giderken Valeria onu bir odadan diğerine
sürüklemişti. Hayatında hiç gülmediği kadar gülmüş, dinlenmediği kadar
dinlenmiş ve yumuşak bir hamura dönmüştü. Ağdanın ardından – ki günün en acılı kısmıydı – günün ve neşeli vakitlerinin sonuna
gelmişlerdi. Giyindikten sonra lobiye indiler ve binadan dışarı çıktıkları
sırada kapıda onları siyah takım elbiseli üç adamın beklediğini fark ettiler.
Salvatore’un yanında sıkça gördüğü adamı hatırladı.
İsminin Lorenzo olduğunu biliyordu. Lorenzo yanlarına yaklaşıp, “Efendim Bay
Gambino sizi malikâneye götürmemizi istedi,” dedi.
Valeria adamın yarısı kadar olmasına rağmen ona sert
bakışlarla baktı. “Buraya benimle geldi ve malikâneye kadar benimle gelecek.”
İri yarı adam karşılarında küçülürken, “Bayan Valeria
bu Bay Gambino’nun emri. Bayan Angeli’yi malikâneye götürmemiz gerekiyor,” diye
ısrar etti.
“Bayan Angeli malikâneye gelecek, benimle… Ve siz
eşlik etmek istiyorsanız arabamı takip edeceksiniz.” Bunu söylerken içtikleri
kokteyller yüzünden sendeledi.
Adam hafifçe öksürdü. “Birinin sizin aracınızı
kullanması gerekiyor, durumunuza bakarak araba kullanmanızın güvenli olmadığını
söylemeliyim.”
Valeria bıkkın bir tavırla, “Lorenzo, Lorenzo,” diye
tekrarladı. “Her zaman sadık bir köpeksin değil mi?”
Lorenzo bir baş selamı verdi buna içerlemiş
görünmüyordu. “Her zaman efendim.”
✞✞✞
Lorenzo,
Valeria’yı ikna etmiş en sonunda onun kırmızı arabasını kullanırken Valeria
önde, Claudia ise arkada oturmuştu. Onları takip eden siyah araçların biri önce
biri hemen arkalarındaydı. Eve dönmek için bu kadar adama neden ihtiyaçları
olduğunu anlayamıyordu.
Malikâneye
vardıklarında Salvatore onları kapının girişinde karşıladı. Düğün süslemeleri
bitmiş, herkes çoktan gitmişti. Salvatore Gambino ise siyah takım elbisesi
içinde, yüzündeki öfkeyle öylece dikiliyordu. Valeria, “Bunu halledeceğim,”
derken elini havada salladı. Arabadan inerken tökezleyene ve Salvatore onu tutmak
zorunda kalana kadar ona güveniyordu ama bu durumda güveni biraz sarsılmıştı.
Neyse ki kendisi arabadan inme konusunda Valeria’dan daha başarılı bir iş
çıkarmıştı.
Salvatore, Valeria’ya bakarken yanağının içini
dişledi. Elinde minik bir haç kolye tutuyordu eski bir şeydi onu birkaç kez
elinde görmüştü inancı olmayan biri için fazla ikonikti. “Sana uzak durmanı
söylemiştim Valeria! Bir kez daha sadece bana karşı gelmek için hamle yapıyorsun.”
Valeria gözlerini devirirken kollarını göğsünde
bağladı. “Her şey seninle ilgili değil Salvatore. Herkes sana karşı değil,
senin düşmanın değil. Bunu Claudia için yaptım. Biraz gezmeye ihtiyacı vardı,
normal bir genç kız olmaya ihtiyacı vardı, düğününden bir gün önce kız kıza
vakit geçirmesi gerekiyordu. Bunu ona çok göremezsin.”
Yüzünde bir gülümseme belirdi ama öfkeli ve
şeytaniydi. “Nikâh olana kadar malikâneden çıkmayacak dedim ve sen onu ikinci
sefer kaçırıyorsun, Valeria. Görünüşe göre herkes bana karşı, kendi kardeşim
bile.”
İşaret parmağını küçük bir çocuğu azarlar gibi
Claudia’ya doğrulttu. “Sen, hemen odana!”
Tam karşı geleceği sırada onaylamaz bir ses çıkardı.
“Sakın tek kelime etme, Claudia!”
Claudia onu daha önce bu kadar öfkeli gördüğünü
hatırlamıyordu. Ayrıca bu bir aile kavgasına dönmek üzereydi yani şansını daha
fazla zorlamayacaktı. Hem yorgundu ve dinlenmeye, yarının gelmemesi için dua
etmeye ihtiyacı vardı. Ayaklarını sürüyerek malikâneye girip, odasına doğru
ilerledi.
Edoardo hemen merdivenlerin başında dikiliyordu.
Claudia ellerini özür diler gibi birleştirdi. “Üzgünüm Edoardo. Senin başını
derde sokmak istememiştim.”
Edoardo belli belirsiz gülümsedi. “Bu evde benden
habersiz kuş uçmaz, Claudia,” derken ona gizlice göz kırptı.
✞✞✞
Claudia
pencereden bir süre iki kardeşin kavgasını izledi. Salvatore bağırıp
çağırırken, Valeria ondan geri kalmıyordu. Valeria’nın, Salvatore’dan
çekinmeyen tek kişi olduğunu gözlemlemişti ama şimdi buna açıkça şahit
oluyordu. Topuklu ayakkabı içindeki ayağını yere vura vura ona bağırırken
Salvatore’un omuzları düştü. Anlaşılan bu kavganın kazananı Valeria olmuştu.
Nihayet kavga son bulmuş Valeria, adamlardan birinin kullandığı aracına binip
uzaklaşmıştı. Salvatore ise birkaç uzun dakika daha aşağıda kaldı. İçine
çektiği derin nefesleri görebiliyordu ve arkasını dönüp eve girerken onun için
geldiğini de biliyordu. Claudia yatağın ucuna oturdu ve onu bekledi. Çok
geçmeden kapısı açıldı, kapıyı çalma gereği bile duymadan içeri girmişti. İçtiği
onca kokteyl yüzünden kendini cesur hissediyordu ama yine de ayakta karşısında
dikilecek kadar değildi. Bu yüzden oturduğu yerden kalkmadı.
“Bende sizi bekliyordum. Yine de bir hanımefendinin
odasına girerken kapıyı çalmalısınız.” Odada duran gelinliğe baktığını fark
etti. Bir şey söylemeden kapıyı yavaşça kapattı.
“Sana malikâneden ayrılma izninin olmadığını
söyledim.”
“Yarın başkasının karısı olacağım bu yüzden sizden
izin alma gereği duymadım.”
Ellerini beline koyarak bedenini dikleştirdi. “Benimle
oynama, Claudia! Yarına kadar benim himayem altındasın ve senden sorumluyum.”
“Yarına kadar…” Gözleri gelinliğine kaydı. “Gördüğünüz
gibi geri geldim.”
Aldığı derin solukları duyuyordu ama ona bakmadı.
“Geri gelmiş olman umurumda değil, hiç gitmemiş olmalıydın!”
“Yarın tamamen gideceğim,” diye fısıldarken başını
çevirip ona baktı. “Bununla nasıl başa çıkacağını görmek isterdim.”
İkisi de birbirine kilitlenmişti. Claudia bir şey
yapmasını bekliyordu, bir adım, bir söz… Bundan sonra onu hatırlatacak kadar
özel ve etkili bir şey istiyordu. Ayağa kalkarken hareketleri yavaştı.
Boynundaki kolyeye uzandı annesinden kalan tek şey bu kolyeydi, ayrıca
kendisine ait tek değerli şeydi. Onu boynundan çıkardı. Birkaç adım atıp ona
yaklaştı ve kolyeyi uzattı.
“Bundan başka hayat varsa, kaç tane olursa ben
hepsinde seni severdim.” Karşısında bir heykel gibi kaskatı dikilen adamın
eline kolyesini tutuştururken artık veda etmesi gerektiğini hissediyordu belki
bir daha bu şansı bulamazdı. Parmakları ucunda yükseldi ve dudaklarına minik
bir öpücük bıraktı.
Kolyeyi avucunun içinde sıkarken boynunda atan
damarlar görünüyordu. “Bana ne yaptın?” diye sordu ama cevap beklemediği
açıktı. “Nasıl bir büyü, dua ya da dilek bu… Gülüşün, konuşman, varlığın beni
deli ediyor. Seni korumak, yaralarını sarmak, her şeyden saklamak istiyorum ama
aynı zamanda kalbini sökmek istiyorum.”
Başkası için bu sözler kulağa korkutucu gelebilirdi.
Claudia için bir aşk itirafına en yakın şeydi. “Durma, kalbimi sök. Zaten
yarından sonra atmayı bırakacak.” Bir adım daha attı. Ona tehlikeli derecede
yakındı. “Salvatore,” diye fısıldadı. “Yarını düşünmeden bugünü istiyorum.”
Yüzüne doğru eğildi. “Sen ne istediğini bilmiyorsun.”
“Hep söylediğim gibi, seni.”
Kolyeyi yere bıraktı, ağır haç ve inciler halının
üzerinde tok bir ses çıkardı. Elleri kollarını kavrarken dokunuşu sertti.
“Durdur beni, küçük kız.” Claudia başını iki yana sallarken başını bir öpücük
bekler gibi kaldırdı. “Şimdi beni durdurmazsan, her şeyi alana kadar
durmayacağım.”
“Durma.”






Yapma yazarrrim ne hayacanli yerdeler bitriilemezzzz
YanıtlaSilAma ya bir hafta nasıl geçecek
YanıtlaSilBir hafta nasıl beklenir Ah be yazarım bu kadar güzel bir yerde Durulur mu hiç neler olacak neler İnşallah Öncelikle düğün olmaz
SilUmarım düğün gerçekleşmez
YanıtlaSilYa bu salvator yemin ederim de salak ha
YanıtlaSilBirde kağıtları imzalarken okumayacak mısın diye soruyor???
YanıtlaSilAyyy yarın ya da ertesi gelir bölüm heyecandan kuduruyorum...
SilSenin aklın iyi mi ya???
YanıtlaSilOkusa ne olur bu maddeyi beğenmedim dese değiştiricek sanki man kafa
Ya salvanın ve claudianın ilişkisi o kadar farklı ki bazen şunları düşünemeden edemiyorum şimdi,claudianın onunla evlenmemesi iyi bir şey olduğunu düşünüyorum bazen çünkü salvatorun hayatı oldukça farklı ama carlo sakin ve iyi biri ve onunla yaşıt olduğundan zamanla zevkleri farklı olsa bile belki birbirlerine alışır ama bazen salva ve claudianın arasındaki elektriği görüyorum ve bilemiyorum ya bazen böyle düşünüyorum
YanıtlaSilKız saçmalama salva ve claudia olmadan hikaye ne ki yaniiii zaten konu onlar aşk sakinlik rahatlık değildir tutku zıtlık ta bulunan ince çizgidir birbirine benzeyen insanlar zaten birbirine aşık olamazlar insanlar bildikleri şeylere çok ilgi duyma,
SilYa doğru da ne bileyim ya bazen claudiayı da kendi yerime koyuyorum çünkü sonradan claudianın hayal kırıklığına uğramasını istemiyorum
Sil''Sana hala aşığım ama artık bunu söyleyen tek kişi olmaktan yoruldum.'' Claudianın kurduğu cümle çok doğru ya çünkü bir çok kadın değmeyecek bir adam için kendilerini parçalıyorlar ve bu hem yorucu hemde kırıcı oluyor
YanıtlaSil''Sana hala aşığım ama artık bunu söyleyen tek kişi olmaktan yoruldum.'' ve yine bu cümle ile claudianın ne kadar akılı ve aklı başında bir kadın olduğu anlaşılıyor yani salvadorcum...kaçırma deriz
YanıtlaSil''Salvatore uzanıp kâğıtları önünden alırken kolu koluna değdi, bedeninin sıcaklığı karşısında gözlerini kapatıp açtı, kokusunu içine çektiğinin farkında bile değildi.'' Tamam canım sen direnmeye devam et 😅
YanıtlaSil''Edoardo belli belirsiz gülümsedi. “Bu evde benden habersiz kuş uçmaz, Claudia,derken ona gizlice göz kırptı.'' Ohhhh edoardo ya bak sen ???
YanıtlaSilhelal be edoardo o bile anlamış kızın bir araya ihtiyacı olduğunu ama bir salva anlamamış
YanıtlaSil''Edoardo belli belirsiz gülümsedi. “Bu evde benden habersiz kuş uçmaz, Claudia,derken ona gizlice göz kırptı.'' ve bekleeeee burda başka bir şeyde anlıyorum... o zaman ed'in 13'cü bölümde yaşananlardan haberi var ????
YanıtlaSilVay vay vay ed akıllı adamsın ama sanırım ed onların ilişkisini onaylıyor ya
YanıtlaSilOfff ya bakalım neler olacak bu bölümde
YanıtlaSilAma herşey bir yana claudianın buna ihtiyacı vardı ya bunca zaman 15'ci bölüme kadar ve kurgusal olarak düşünürsek bu aylar demek ve kız o kadar sıkıntıya ve zorluğa dayandı vallah val iyi ki varsın
YanıtlaSil“Yarın tamamen gideceğim,” diye fısıldarken başını çevirip ona baktı. “Bununla nasıl başa çıkacağını görmek isterdim.” Sen hiç merak etme aşkım o hiç böyle bir şey ile başa çıkamaycak
YanıtlaSilHatırlamıyor musun kayıp olduğunda orduyu toplamıştı seni aramak içi ve şimdi de bu dont worry umut kıvılcımları var
YanıtlaSil“Durma, kalbimi sök. Zaten yarından sonra atmayı bırakacak.” Bir adım daha attı. Ona tehlikeli derecede yakındı. “Salvatore,” diye fısıldadı. “Yarını düşünmeden bugünü istiyorum.” Eyvah bunların yine çıtaları yükseldi eyvah eyvah
YanıtlaSilO zaman bu bölümde kesin bir şeyler olacak ahhhh allahımmmmm oleyyyyyy
YanıtlaSilBu bölümde claudiaya bir şeyler söylemek istiyorum yavrum koşmaaaaa yürüüü biraz yürü
YanıtlaSil“Durdur beni, küçük kız.” Claudia başını iki yana sallarken başını bir öpücük bekler gibi kaldırdı. “Şimdi beni durdurmazsan, her şeyi alana kadar durmayacağım.” hmmmmmmmmm
YanıtlaSilNe dedim bunların yine çıtaları yükseldiiii offf 16ci bölüm aşırı ateşli olacakk ya
YanıtlaSilOfff salva ya ne kadar malsın tüm bunları durdurmak için illah düğünün son gününü mü bekledin yaniii bu ne yaaa
YanıtlaSilHmmm burası var ya allev aldı son cümleden dolayı peki 16cı nasıl olacak yarrabimmmmmmm
YanıtlaSilOff ama herşeye rağmen ilk birlikteliklerinin böyle olmasını istemiyorum ya ben
YanıtlaSilDaha özel olsun ist,yorum ben yaaa offf neyseeeee
YanıtlaSilyazarcım 16cıyı heyecanla bekliyoruz
Ya daha önemlisi nikah olmasın sonra bütün özel anıları saklarlar
SilO da doğru ya ama bakalım
SilBölüm çok güzeldi ve yine yazarımız en olmadık yerde bitirdi 😥 dümdüz yol ak gitt işte niye hemen kesiyorsun 😅
YanıtlaSilClaudia aşkını bir corloya soylemedigin kaldı herkesin haberi var şuan
YanıtlaSilEvet ya ama ben en çok nicolo ile dertleşmesine şaşırdım yaa
Sil16 bölüm 🔥🔥🔥🔥
YanıtlaSilEline emeğine sağlık yazarcim ❤️
YanıtlaSilOfffff yine harika bir bölümdü. Salvatore nin duygularını okumayı da çok isterdim. Onu başkasıyla evlendirirken neler hissediyor, bence bir kalbi var... Emeğinize sağlık yazarım. Sabırsızlıkla gelecek bölümü bekliyoru. Claudia nın babası mafya ailesiyle kiliseyi basıp Calaudia yı kaçırsa ne güzel olur😝
YanıtlaSilÇok iyi fikir
SilEvet bunu bende isterdim çünkü kitap başladığından beri salvatorun ağzından sadece 2 ya da 3 bölüm okuduk ve salvaya hasretiz
SilLütfen evlenmesinlerr ya başka birşey çıksın ortaya lütfenn
YanıtlaSilO çıkar gibi zatende ben sonraki bölümde o kadarda ileri gitmelerini istemiyorum ya
SilYani yaşanacak şey zaten claudia için değerli de nedense evlendiklerinden sonra olsun istiyorum ve bu kesinlikle öyle kültür anlayışını desteklediğim için değil sadece salvatorunda biraz çekmesini istiyorum
SilOfff hep erken bitmek zorunda mı
YanıtlaSilOh mis gibi ağdasınıda yaptırdı 🤭🤭
YanıtlaSilAynısını bende söyledim
SilÇok fenasınız ya bunu bende düşündüm ama bu yorumu okumak daha komik
SilDurma durma durma offf çok fena bitti
YanıtlaSilDeğil mi yaaaaa
SilBu burda bitmeyecek ,belki Salvatore ona bir kez dokunduktan sonra artık hiç birsey eskisi gibi olmayacak yada olay çıkacak belkide gelini düğün günü kaçıracaklar.
YanıtlaSilYa bunu bende düşünüyordum ama burda val'ın dediği ''korkmak onun tarzı değil'' o cümlede takılı kaldım belki direk herkese açıklar tam olarak bilemiyoruz bakak bakalım
SilBide ben ayrıyetten şey istiyorum claudia zaten bilgeli bir genç kız ama daha fazlasını istiyorum ya belki bir avukat yada başka bir şey
YanıtlaSilYeni bölüm ne zaman yazarcım
YanıtlaSil