DOKTOR - ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

 ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Duanı duydum ve gözyaşlarını gördüm. Seni iyileştireceğim.
2 Kings 20:5


Bay Gambino bir lütufta daha bulunup bir organizatör tutmuştu. Bunun çok kötü olduğunu söyleyemezdi en azından her şey için onun başını şişiren Carlo’nun annesinden ve kız kardeşinden kurtulmuştu. Yani kısmen… Yarınki gelinlik provasına kadar… Bundan kurtuluşu olmadığını biliyordu, artık biliyordu. Salvatore ondan kaçıyordu hatta neredeyse onu hiç görmüyordu. O uyuduktan sonra geliyor ve uyanmadan gidiyordu. Üç gündür aynı evde yaşayan ve birbirini görmeyen yabancılar olmuşlardı. Bazen gizlice yatak odasına süzülüp gömleklerini koklamak, yatağına dokunmak en azından onunla aynı çatı altında olduğunu hissetmek istiyordu. Bu nasıl bir hastalıklı duyguydu? Ona bu kadar öfkeliyken aynı zamanda nasıl ihtiyaç dolu hissedebilirdi? 

Belki de yalnız olduğu için böyle düşünüyordu. Nicolo üç gün önce bir seyahate çıkmış düğünden önce döneceğini söylemişti. Valeria ise Salvatore’un söylediği gibi henüz onu ziyarete gelmemişti. Konuşacak kimsesi yoktu yani Carlo dışında ama onu gördüğünde kendini kibar olmaya zorlamak başını ağrıtıyordu. Bir suçu olmadığının farkındaydı ve ona karşı hassas davranmaya çalışıyordu. Belki de kötü ve kaba biri olsaydı her şey daha kolay olurdu. 

Arkadaşlarına yazdığı gönderilmemiş mektupları yatağın altından çıkardı. Onlara gerçekleri anlatmamıştı çünkü orada geçirdiği yıllarda bir masala inandığını itiraf etmek istemiyordu. Bu aşk hikâyesinin mutlu sonla bittiğine inanmalarını istiyordu. Bu yüzden mektupta Salvatore Gambino’dan, ona olan aşkından ve kendince biraz değiştirdiği ayrıntılardan bahsetmişti. Zaten mektubu kendisinin göndermek istemesinin sebebi de buydu. Onu kimsenin okumasını istemiyordu ve biliyordu ki mektubu göndermeleri için teslim ettiği anda içinde yazan her şey Salvatore tarafından okunacaktı. Ama arkadaşlarına ihtiyaç duyuyordu. 

Yataktan kalkarak alt kata indi. Edoardo’yu antrede buldu. Adam ona endişeyle bakarken, “Bir isteğiniz mi var Bayan Claudia?” diye sordu.

Zarfı Edoardo’ya uzattı. “Mektubumu manastıra, arkadaşlarıma postalar mısınız?”

“Elbette,” diyerek zarfı ondan alıp güvende olduğunu göstermek için ceketinin iç cebine koyup üzerine hafifçe vurdu. “Yanıtlarını yollamaları için buranın adresini ekleyeceğim.”

Claudia bu kibar fikir karşısında başını sallayıp onu onayladı. “İki hafta içinde evleniyorum yeni adresimi ekleyebilirsin.” Bıkkın bir nefes verdi. “Artık orası hangi cehennemse…”

Edoardo, “Merak etmeyin,” dedi. “Mektuplarınız doğru yere ulaşacak.”

✞✞✞

Malikâneye döndüğünde saat sabahın üçüydü. Uyku için yalnızca iki saati vardı. Yorgun ve stresli olduğu dönemlerden birindeydi bir süredir hayatı her açıdan zorluydu. Kolombiyalı sefil çeteler sokaklarında sorun çıkarıyordu, onun bölgesinde… New Jersey bölgesini babasından teslim aldığında kendi düzenini kurmak iki yılına mal olmuştu ve şimdi düzeninin bozulmasına izin vermeyecekti. Öldürülmeden önce sorgulanan üç adam da kan, sidik ve gözyaşı içinde şeflerinin ismini vermişti. Fakat Salvatore bunun ‘küçük’ bir çete sorunundan fazlası olduğunu düşünüyordu. Birileri bilerek işlerini baltalıyordu ve genelde tahminleri onu yanıltmazdı.

Edoardo onunla birlikte odasına gelerek ceketini aldı. “Bilmem gereken bir şey var mı Edoardo?”

Sessiz kalması olduğunu ama bunu söyleyip söylememe konusunda tereddüt ettiğini gösteriyordu. Genelde tereddüt etmez, itaat ederdi yani durum Claudia ile ilgiliydi. “Claudia? Öyle değil mi?” Kollarını göğsünde bağlayıp ona döndü. “Sorun ne?”

“Tahmin ettiğiniz gibi mektupları postalamam için bana verdi.”

“Güzel.” Geç bile kalmıştı. Elini Edoardo’ya doğru uzattı. “Onları alabilir miyim, sabah postalanması için sana veririm.”

Edoardo onaylamaz bakışlarla ona bakarak ceketinin iç cebinden çıkardığı zarfı isteksizce uzattı. “Etik anlayışım olmadığını biliyorsun, Edoardo. Elbette onları okuyacağım, babasına gizli bir mesaj göndermesini istemiyorum nikâhtan önce olmaz.”

Yalnız kaldığında pencere kenarındaki okuma koltuğuna yöneldi. Oturmadan önce kravatını çıkarıp gömleğinin iki düğmesini açtı, bir sigara yakıp mektubu okumaya başladı.

Anna, Maria, Stella…

Öncelikle size daha erken yazamadığım için üzgünüm. Benden haber beklediğinizi biliyorum ama her şey o kadar hızlı gelişti ki… Yeni hayatımın rüzgârıyla savruluyordum. Size anlatacak pek çok güzel hikâyem olsa da bir sonraki mektubumu hevesle beklemeniz için her şeyi tek sayfaya sığdırmayacağım. 

Öncelikle hazır olun! Geceleri size anlattığım o masal gerçek! 

Yıllarca hayalini kurduğum Şövalye tıpkı benim onu beklediğim gibi burada Amerika’nın bir köşesinde New Jersey’de beni bekliyormuş. Daha öncede konuştuğumuz ve vedalaşırken hatırlattığım gibi küçük bir kız çocuğu olduğum zamanlarda kalbimi çalan Salvatore Gambino için nihayet hazırım.

İnanabiliyor musunuz? Bunca yıldır benim uygun şekilde büyümemi ve güvende olmamı istediği için manastıra yerleştirmiş. Buraya geldiğim ilk günlerde zorlanmış olsam da Salva (Ben ona öyle söylüyorum) bana karşı oldukça kibardı. Kısa zamanda yalnızlığımı unutturdu ve beni yeni hayatım için hazırlamaya başladı. Her şeyi onunla keşfediyordum. Bir alışveriş merkezine gittim, restoranda yemek yedim, dansa ve hatta birkaç davete bile gittik. 

Ona zaten gördüğüm ilk andan beri âşıktım ama şimdi genç bir kadın olarak söylemeliyim ki ondan başkasını hayal edemezdim. Benden yaşça büyük olması kendimi güvende hissetmemi sağlıyor ve Tanrım! İnanılmaz yakışıklı bir centilmen olduğundan bahsetmeme gerek yoktur diye düşünüyorum. Ayrıca aramızdaki onca zaman ve tecrübe farkı ondan öğreneceğim çok fazla şey, dinleyeceğim çok fazla hikâye, pek çok yaşanmışlık demek… Bu heyecan verici. Muhtemelen yaşı yüzünden yine beni yargılayacaksınız ama inanın ona tüm kalbimle aşığım.

Ruhların sevgisinin zamanın çok ötesinde öyle olduğunu biliyorum çünkü benim ruhum onun ruhunu görmeden önce bile sevmişti. 

Tanışmadan önce, doğmadan önce, yaratılmadan önce… Tanrı bizi ortak bir zamanda buluşturdu.

Manastırda neler olduğunu ve sizleri çok merak ediyorum, lütfen bana yazın.

Sevgilerimle dostunuz Claudia…

Bu yalanları gerçekten inandığı için mi yazmıştı? Yoksa arkadaşlarına bir masala inandığını itiraf etmekten utandığı için mi? Salvatore’un içinde çok kısık bir ses burada yazan her şeyin tamamen yalan olmadığını fısıldıyordu. Bu sesin sahibi yıllar önce varlığını unuttuğu vicdanı mıydı? Onun gibi bir adamda âşık olduğuna inanacağı ne buluyordu? Hayatta değer verdiği her şeyi kaybetmişti, çok büyük hatalar yapmış ve bu hataların sonuçlarıyla ömrünün kalanı boyunca yaşamaya mahkûmdu, her şeye olan inancını kaybetmişti, hayattan keyif almıyordu, ölümden korkmuyordu, yaşam hevesi yoktu, uyku bile uyuyamıyordu, yakışıklı ya da etkileyici olmadığının farkındaydı belki yirmi yıl önce öyleydi ama artık değildi. Claudia gibi bir kıza vereceği hiçbir şeyi yoktu. Hayatı zaten bir saatli bombanın üzerine kuruluydu. Her anı tehlikeler, ölüm tuzaklarıyla dolu geçiyordu. Neyi arzuladığının farkında bile değilken onu böyle takıntılı bir aşığa çeviren hangi özelliğiydi?

✞✞✞

İkinci ve son gelinlik provası için herkesten önce gelen Valeria biraz olsun rahatlamasını sağlamıştı. Bugün görmeyi en son istediği iki kişi Carlo’nun annesi ve ablasıydı. O beyaz kâbus elbisesi dışında! Doğru adamın karşısına çıkılmayacaksa gelinlik bir genç kızın en büyük kâbusu olabiliyordu. Valeria limonatasının içine biraz votka eklerken ona göz kırptı.

“Yengem ve kuzenim en favori insanlarım değiller.”

Claudia kıkırdadı. “Onlarla sadece iki gün geçirdim ve şimdiden cehennem zebanileri temalı dört tablom oldu.”

Valeria kahkaha atarken ona votka şişesini uzattı. “Kafan ne kadar güzel olursa o kadar güzel görünürler.”

Claudia kabul edip limonatasına biraz votka ekledi. “Zaten her şeye karar veriyorlar neden onlara katlanmam gerekiyor?”

Gözlerini devirirken, “Belki de işkence seviyorlardır,” dedi. “Bir hafta sonra düğünün olacak Claudia hayallerindeki düğüne sen karar vermelisin, her şeyi onlara bırakıyor olman daha az konuşmalarını da sağlamıyor,” dedi.

“Hayallerindeki kişiyle evlenmiyorsan, düğünün pek bir önemi olmuyor.”

Dostça elini sıkıp ona gülümsedi. “Aşk istediğini biliyorum, bende bir zamanlar senin gibiydim. Fakat çok daha kötü anlaşma evliliklerine şahit oldum. Carlo, etrafımızdaki diğer adamlardan ve ailesinden oldukça farklı. Anlayışlı, sevecen ve saygılıdır.”

Claudia dudağını dişlerken, “Seninki de bir anlaşma evliliği miydi?” diye sordu. Valeria’nın kocasının öldüğünü biliyordu bunu ona hatırlatmanın onu üzüp üzmediğini bilmiyordu ama merakına yenik düşmüştü.

Valeria başını iki yana salladı. “Babam on yedi yaşındayken beni bir anlaşma için nişanladı ama Salvatore bu evliliğe izin vermedi. Yirmi üç yaşındayken kocama âşık oldum. Basit bir Sicilyalı aileden gelen basit bir adamdı. Bu dünyadan uzakta mutlu olacağımızı düşünmüştüm.”

“Öyle olmadı mı?”

Buruk bir kahkaha attı. “Aşk sonsuza kadar sürmez ve dünya bir masal diyarı değil.”

Claudia ona ne olduğunu sormak üzereyken misafirleri geldi. Votkalı limonatadan üç bardak içerek terzilerin gelinliğini üzerine uydurmalarına izin verdi. Bu sürede Silvia ve Teresa durmadan konuştular neyse ki Valeria onun konuşmasına izin vermeden durumu halletti. Uzun beyaz gelinlik bedenini ikinci bir ten gibi sarıyordu Claudia buna esaret zinciri diyordu. Uzun kuyruğu peşinde sürünecek ve yüzünü tamamen kapatacak olan duvağına karışacaktı. Henüz inci işlemeleri yapılmamış, o kocaman dantellerle süslenmemişti bu yüzden sadece beyaz, uzun ve sade bir elbiseye benziyordu. 

Silvia oturduğu yerde kendini yelpazelerken, “Babası nikâha gelemeyecek peki o halde mihraba kiminle yürüyecek?” diye sordu. Claudia burada değilmiş ve ona yanıt veremezmiş gibi konuşuyor olması sinir bozucuydu. 

Valeria ona sert bir bakış atarken annesi onu aynı sinir bozucu tavırla yanıtladı. “Vasisi Bay Gambino elbette ona eşlik edecek kişi o olmalı.” Gelinliğin kumaşını avuçlayıp sıktı iğnelerden biri eline batsa da sesini çıkarmadı. 

“Bu kadar yeter, çok yoruldum gelinlik ölçüleri alındıysa dinlenmek istiyorum.”

İki kadında ona onaylamaz bakışlarla bakarken terzi, “Neredeyse bitti hanımefendi sadece iki dakika ve sonra özgürsünüz,” derken gülümsedi. 

İki kadında platformun dibine eğilmiş eteklerini iğneledikleri sırada Bay Gambino yanında Carlo ve babasıyla içeri girdi. Carlo’nun babası da soğuk ve ilgisiz bir adamdı bu yüzden onunla tanışma cümlelerinden başka kelime konuşmamıştı.

Adamlar onları kibarca selamlarken Silvia ayağa fırladı. “Tanrı aşkına Carlo! Düğünden önce onu gelinlikle görmemelisin, bu uğursuzluk!”

Carlo, “Üzgünüm,” diye geveleyip dışarı çıkarken Vincenzo Gambino güçlü bir kahkaha attı. “Kadınlar ve hurafeleri…”

O sırada Salvatore’un sert bakışları üzerine kilitlenmişti. Onu bir haftadır eve giriş çıkışları dışında gördüğü söylenemezdi. O da gece ya da sabah uyku tutmadıysa pencereden anlık görüşlerdi. Şimdi ise sanki bir hata yapmış gibi ona bakıyordu. Claudia bakışlarını kaçırma gereği duymadı çenesini dik tutarak gururlu bir tavırla ona karşılık verdi. Aralarında geçen akımı anlamamalarının tek nedeni ailevi bir mesele hakkında sohbete dalmış olmalarıydı.

Valeria sertçe öksürüp o bulutu dağıttı. “Terzilerin işi bitmek üzere Claudia gelinliğini çıkardıktan sonra nişanlısıyla görüşmekten mutlu olacaktır.”

Bay Gambino peşinde amcası ile dışarı çıktığında terzi gelinliğini çıkardı. Claudia elbisesini giyerken Silvia ve Teresa terziye emirler sıralıyorlardı. Valeria elbisesinin arkasındaki düğmeleri iliklemesine yardım ederken, “Claudia,” diye fısıldadı. Sesinde üzgün ve şaşkın bir tını vardı. “Dikkatli ol.” 

✞✞✞

Uyarısının sebebini tam anlayamadan Carlo ile konuşmak için bahçeye çıktı. Çardağa doğru yürüdükleri sırada uzanıp elini tuttu. “Bir hafta sonra karım olacaksın, Claudia. Artık seni görmek için Bay Gambino engelini aşmam gerekmeyecek. Evimizde beni beklediğini bilecek olmak ve seninle daha fazla sohbet etmek güzel olacak.”

“Bay Gambino’nun buraya gelmene engel olduğundan haberim yoktu,” derken sesinde sahte bir şaşkınlık vardı. 

“Bu kadar tutucu olacağını tahmin edemezdim. Bir baba gibi,” diyerek kahkaha attı. Claudia bu durumun bir baba gibi koruma içgüdüsünden değil de bir sevgili gibi kıskanmasından olduğundan emindi. Fakat harekete geçmesi neden bu kadar uzun sürmüştü? Bir şey yapmadan onun Carlo ile evlenmesine izin mi verecekti? İçindeki ümitsizlik her geçen gün daha da büyüyordu.

“Sözünü dinletmeye alışkın.”

“Elbette o bir capo. Ailemiz ona çok şey borçlu.  Saygı duyulmayı hak ediyor.” Carlo’nun, Salvatore’a bu şekilde saygı duyması eşine az rastlanır bir durumdu. Salvatore tahmininden daha etkili bir aile reisi olmalıydı. Bu sert karakterine oldukça uygundu. 

Elini yanağına koyarak gözlerine baktı. “Hala bana karşı mesafelisin. Bunu anlıyorum yani beni tanımıyorsun, anlaşmalı bir evlilik, baş başa zaman geçirmemiz mümkün olmadı.” Gülerek, “Annem ve kız kardeşim de beni sevimli görmene yardımcı olmuyor,” diye ekledi.

Claudia kibarca gülümsedi. “Sende aynı durumda olmalısın bu evliliğe tek zorlanan ben değilim.”

Bakışlarını kaçırırken Claudia’nın gözü ceketinin cebindeki mendile takıldı. Her takımına aynı mendili kullanıyordu. Bu yüzden uzanıp mendili cebinden aldı. Mendilin küçük bir köşesinde E harfi işlenmişti. Genç bir kız bu mendili sevdiği adam için onu düşünerek işlemişti. Neredeyse aynı kaderi yaşıyorlardı. Kendi için üzülürken Carlo için de üzülmesi gerektiğini fark etti.

“Üzgünüm o mendil…” Claudia onun açıklama yapmasına izin vermeden araya girdi. “Yalan söylemene gerek yok Carlo, senden dürüstlük beklemiyorum. Şartlarımız aynı ailene karşı gelmek senin durumunda da zor olmalı.”

Elini saçlarının arasından geçirdi gergin ve endişeli bir ruh haline bürünmüştü. “Elizabeth ve ben seninle nişanlanmadan önce ayrılmaya karar verdik. En doğrusu bu seni üzmek gibi bir amacım yok.”

“Ama onu seviyorsun.”

Carlo sessiz kaldı. Seviyordu sevdiğini biliyordu yoksa her takım elbisesine neden onun işlediği mendili iliştirsindi? Gözleri de aynı şeyi söylüyordu. 

“Bu bir şeyi değiştirmez, Claudia. Karım olacak kişi sensin ve sana sadık olmak için çaba göstereceğim.”

Claudia güldü. “Kulağa hiç doğru gelmiyor. Sadık olmak için çaba göstereceğin bir evlilik hiç yapılmamalı. Bu çaba ne kadar sürecek? Bir ay, bir yıl… Bana da o şekilde âşık olabileceğine inanıyor musun?”

Claudia mendili katlayıp düzgünce ceket cebine ait olduğu yere yerleştirdi. Carlo ellerini yakalayıp dudaklarına götürdü ve kuş gibi yumuşak bir şekilde öptü. “Zamanla neden olmasın? Çok güzelsin, akıllısın, eminim birçok ortak yön bulabiliriz.”

 Ailesi, Salvatore eşliğinde kapıya çıktığında konuşmaları son buldu. Claudia bir adım geriledi ve Salvatore’un çatık kaşlı yüz ifadesiyle karşılaştı.

✞✞✞

Valeria, Claudia’nın bütün tekliflerine rağmen erken ayrılmak istemişti. Bu yüzden Carlo’nun ailesi ve Valeria’nın arabaları aynı anda malikâneden ayrıldığında Claudia araba yolunun ortasındaki süs havuzunun kenarında Salvatore ile yalnız kalmıştı. Haftalar sonra ilk yalnız kalışlarıydı ve bütün öfkesine rağmen içi heyecanla doldu. Kalbi öyle hızlı çarpıyordu ki canı yanıyordu. 

“Düğün fikrine alıştın mı, yoksa bir şey mi planlıyorsun?” derken sesi buz gibi soğuktu.

“Bir planım yok. Mucize bekleyeceğim. Umarım çok geç kalmaz.” 

“Claudia,” diye mırıldanıp derin bir nefes aldı. Yan yana durmalarına rağmen ikisi de doğruca ileriye az önce arabaların ayrıldığı yola bakıyordu. “Carlo senin şövalyen olabilir.”

Mektubu okumuştu bu Claudia’yı şaşırtmadı. En derin sırlarından ve hislerinden haberdardı ama arkadaşlarına yalan söylediğini biliyor olması onu utandırdı. “Özele hiç saygınız yok.”

“Çevremdeki insanların özeli olamaz. Her şeyi bilmek benim görevim.”

“Carlo’nun buraya gelmesini yasaklamakta görevinizin bir parçası mı?”

Omzunu basitçe silkti. “Seni koruyorum.”

Claudia burnundan verdiği nefeslerle güldü. “Masumiyetimi mi? Onunla yalnız kalırsam sevişeceğimizi mi düşünüyorsun? Zaten evlenmeyecek miyiz, bunun ne önemi var?”

Ona doğru döndüğünü hissettiğinde başını kaldırıp öfkeli bakışlarına karşılık verdi. “Bir hafta sonra düğün gecesinde kocam olarak hak ettiğini alacak. Belki de önceden biraz keşfetmek ikimiz içinde iyi olur. Carlo eski nişanlısını unutur bende senin dokunuşlarını…”

Çenesindeki bir kasın hareket ettiğini hissetti. “Benden daha iyi olacağını mı düşünüyorsun?”

Claudia keyifle gülümsedi. Sonunda ona umursadığına dair bir işaret vermişti. “Asla. Tanrıya karşı gelerek kendimi teslim etmemin tek nedeni sana karşı olan hislerim. Eğer… Eğer Carlo’ya karşı bu duyguların yarısını hissetseydim çoktan kollarında olurdum.” 

“Daha azına razı olmak zorundasın.”

“Asla daha azına razı olmayacağım.” Bakışlarında beliren ateşi gördü. Artık bu ateşin öfkenin değil arzunun ateşi olduğunu biliyordu. O gece bunu anlamıştı.

“Seni mihraba götürmem gerekiyor. Bir baba gibi…” 

Claudia gözlerini devirdi. “Götürecek misin?”

“Görevim bu. Bu evliliği ben ayarladım, ailenin reisi benim ve senin yasal vasin benim.”

“O yol ikimiz içinde cehennem olacak, Salvatore. Bana hiçbir şey hissetmediğini söyleme çünkü bu bir yalan.”

“Cehennemden ilk geçişim olmayacak.” Claudia çılgınca çarpan kalbini susturamıyordu. Hissetmediğini söylememişti, onu geçiştirmemişti ve kaçıp gitmemişti. Umut kıvılcımları binlerce küçük kelebek gibi havalandı. “Seni Carlo’ya teslim edeceğim ve sonra görevim bitecek. Ait olman gereken kişi o, ben değilim.” Bunu sanki kendini ikna etmek ister gibi alçak sesle söylemişti. 

Arkasını dönüp gitmek üzereyken, “Salvatore,” diye seslendi. Hızla ona döndü, ismi dudaklarının arasında çok güzel hissettiriyordu. “Yasaklanan aşklar izin verilenlerden daha güçlüdür.” 










Yorumlar

  1. Offff düğün olmasın yaaaaaa delirecemmmm claudia gibi çok üzgün ve ümitsizim

    YanıtlaSil
  2. Ya çok üzüldüm.

    YanıtlaSil
  3. Çok iyiydi ellerine sağlık yazarcım tek solukta okudum

    YanıtlaSil
  4. Ellerine sağlık yazarım

    YanıtlaSil
  5. Düğün olacak ama sonu sürpriz olucak bence

    YanıtlaSil
  6. Claudia yi nasıl Mihriban götürecek çok merak ediyorum

    YanıtlaSil
  7. Çok kısa geldi bölüm ya

    YanıtlaSil
  8. Carloya üzülüyordum artık üzülmem onunda sevdiği varmış

    YanıtlaSil
  9. Şu sır ortaya çıkınca yani miras ortalık karışacak o zaman ona olan aşkı bitermi acaba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende onu sormuştum yazarın soru cevap etkinliğinde ama muhtemelen olmaz demişti bakalım

      Sil
  10. Eline emeğine sağlık yazarcim ❤️

    YanıtlaSil
  11. Nolur bir mucize oksun ve o lanet düğün olmasın

    YanıtlaSil
  12. Acaba Claudia düğün günü mirası olayını öğrenip kendi mi düğünü bozacak diye bir olasılık geçti içimden ama neler olacak tam kestiremiyorum da bakalım bizi ne süprizler bekliyor 🥰

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayyyy oda olabilir belki öyle olsa aşırı heyecanlı olurdu ama yazar herkes olaylı bir şekilde öğrenecek demişti

      Sil
  13. Offf çok çabuk bitiyor. Anlatımınız muhteşem onlarla yaşıyorum sanki ama sonra... puf! Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık🙏👏. Sabırsızlıkla gelecek bölümü bekliyorum.

    YanıtlaSil
  14. Yani son cümleyi kurmak bir yana kızardım beni mi ikna etmeye çalışıyorsun ? 20 kusur senedir bir hayal kuruyorum vazgeçer miyim sence derdim yani hala ikna etmeye çalışan cümleler biraz hayal kırıklığı yaratirdi insanın omuzlarından tutup sarsasi geliyor

    YanıtlaSil
  15. Tam düğünde olacak galiba kaos seven yazar en sevdiğimiz😂

    YanıtlaSil
  16. Son düzlüğe girildi artık Salvatore'da kendine ve duygularına hakim olamıyor. Valeria bile fark etti. Düğünün olacağını düşünmüyorum zaten (lütfen de olmasın :) ) ama düğünü engelleyecek olan da Salvatore olacak, izin vermeyecek diye umut ediyorum. Gerçi artık öyle bir yere de geldiler ki ailede çalkantılar yaşanmadan bu yoldan dönüş olur mu? Aile içi savaşlara mı sebebiyet verecek, amca zaten paragözdü, umarım düşmanlarla işbirliğine gitmez. Tabii miras meselesi de var, Salvatore hala Claudia'dan imza da almadı.

    YanıtlaSil
  17. Yani olaylar öncesi geçiş bölümüydü. Sonrasına dair ağzımıza bir parmak bal çalmak gibi oldu. :)) Salvatore, Claudia'nın evlenmesini istiyor ama Carlo'ya ziyaret için izin bile vermiyor, düğün gecesinden bahsedilmesi de kıskançlığını iyice artırdı. Carlo'da Elizabeth'e aşık olmasına rağmen Claudia ile olan zoraki evliliğinden maalesef olması gerektiği kadar mutsuz değil hatta heyecanla bekliyor. Elizabeth için gerçekten üzülüyorum.

    YanıtlaSil
  18. Yine soluksuz okuduğum bir bölüm oldu. Emeğinize, klavyenize sağlık. :))) Yeni bölümde o heyecanla beklediğimiz Salvatore'ın Claudia'ya ve kendine teslim olması gerçekleşir mi acaba? Merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  19. Gelecek olayların habercisi geçiş bölümü olmuş yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum🥹

    YanıtlaSil
  20. Ben şeye düştüm salvanın bende daha iyi olacağını mı düşünüyorsun dedi yer

    YanıtlaSil
  21. Yaaaaaa salva yapsana şöyle şeyler aşıksıııı. Dırıırıırırıırm

    YanıtlaSil
  22. Her kitap mükemmel olmak zorunda mı?

    YanıtlaSil
  23. Yeni bölüm ne zaman yazarımmm

    YanıtlaSil
  24. Yeni bölüm ne zaman

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR - ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DOKTOR - ON BİRİNCİ BÖLÜM

DOKTOR - ON ALTINCI BÖLÜM