DOKTOR - YİRMİNCİ BÖLÜM

 

YİRMİNCİ BÖLÜM

Yılanları ve akrepleri çiğnemek ve düşmanın bütün gücünü alt etmek için sana yetki verdim; hiçbir şey sana zarar vermeyecek.

Luke 10:19


            Onu öptü. Avının kanını içen vahşi bir yırtıcı gibi… Claudia geri çekilecek, onu durduracak, karşılık verecek ya da nefes alacak zamanı bulamamıştı. Elleri adamın göğsünde iki yumruk halinde duruyor, bacakları onu taşımayı reddediyordu.

Claudia onun vahşi öpücükleri arasından, “Dur,” diye fısıldadı.

Cılız sesini umursamadığı açıktı elini beline koyarak onu kendine yasladı. “Sorun ne küçük kız? Günahtan mı korkuyorsun?” Dudaklarını bir kez daha öptü bu seferki öpücük daha yumuşaktı. “Tövbekâr olmaya mı yoksa sonunda pişman olmaya mı karar verdin?”

            Kalbi göğsünün içinde çılgınca çarparken zihni düşünceler yüzünden patlamak üzereydi. Bugün öğrendiklerinden sonra onun bir oyun oynadığını biliyordu ama ne tür bir oyun olduğundan henüz emin değildi. Salvatore Gambino hayallerindeki adam değildi, Salvatore Gambino bir şeytan değildi. O bir canavardı. Bir manipülatör, bir diktatör, bir narsistti.

Claudia kendini geri çekerek, “Pişman oldum,” dedi.

Salvatore yüzüne yumruk yemiş gibi koltukta otururken ayağa kalkarak ondan uzaklaştı. “Beni burada, bir bilinmezliğin içinde rızam olmadan tutuyorsun. Ben… Ben buna daha fazla katlanmayı reddediyorum.”

Gözlerindeki durgun mavi bakış aniden siyah alevlerle yandı. “Burada olmaktan keyif aldığını sanıyordum?”

“Şartlar değişti.”

“Öyle mi? Hadi beni aydınlat.”

“Buraya gelirken konu aşktı. Aptal bir genç kız gibi bir masalın hayaliyle geldim ama şimdi bunun bir masal olmadığını biliyorum. Artık konu aşk değil Salvatore. Ben burada bir tutsağım.” Bunu itiraf etmek istemese de, “Yıllardır bir tutsağım!” diye bağırdı. “Ben senin kafesinde besleyeceğin süslü bir kuş değilim.”

Şaşkınlığını netçe görebiliyordu. Bu duygularını belli ettiği nadir anlardan biriydi. “Bu farkındalığı nasıl kazandın?”

Claudia dik durarak, “Gidebilir miyim?” diye sordu. Gereksiz bir soruydu cevabını biliyordu.

“Hayır.”

“Gitmek istiyorum.”

Aralarındaki uzun sessizlik her şeyi anlatıyordu ama Claudia yine de onun yanıtını bekledi. “Gidemezsin.”

“Neden? Bana bir neden söyle.”

“Çünkü öyle istiyorum.”

“Artık akıl oyunları oynadığında gizemli ya da ilgi çekici olduğunu düşünmüyorum. Sadece zamanımı boşa harcadığını düşünüyorum.”

Ani bir hamleyle ayağa kalkarak karşısına dikildi. “Oyun oynamıyorum, en başından beri sana nasıl biri olduğumu anlatmaya çalıştım, Claudia ve sen beni istediğinin bu olduğuna inandırdın. Şimdi öylece gitmek istediğini söyleyemezsin.”

            Gidemezdi, gitmesine izin vermezdi çünkü Gambino mirasına sahipti. Nasıl bu kadar aptal olabilmişti? Yıllarca süslü bir hazine sandığı gibi saklanmış, şimdi alacağını alma peşindeydi. Her şeyi kadere bağlamıştı. Annesi ölmüş, kader yolunu Salvatore ile kesiştirmişti. Bir kahraman olmalıydı. Yıllarca sevgisiz, yalnız, korunmaya muhtaç bir çocuk olmuştu Salvatore’un Tanrı’nın bir lütfu olması gerekiyordu. Onu yalnız bırakmayacak kadar sahiplenici, kimseden korkmayacak kadar otoriter, kendini ona adayacak kadar olgun, onu koruyacak kadar güçlüydü. Salvatore hayal ettiği ya da ihtiyaç duyduğu her şeydi. Böyle olduğuna inanmıştı ama değildi. İstediği tek şey ailesinin kanlı, lanetli parasıydı. Sean haklıydı, onunla ilgileniyormuş gibi davranıp parayı alacak ve sonra onu başından atacaktı. Bunun olmasına izin veremezdi. Duygularıyla daha fazla oynamasına izin vermeyecekti.

“Bana sahip çıktığını düşünmüştüm ama sen beni elinde tutmak istiyorsun!” derken sesi istediğinden yüksek çıkmıştı. “Ben bir mal değilim. O kapıdan çıkıp gidebileceğimi bilmeliyim.”

Yüzüne doğru yaklaştı. “Sana sahip çıkıyorum ama serbest bırakmayacağım.” Sözlerinde neredeyse yakalanmaya hazır bir anlam vardı ama Claudia artık anlamlar aramaktan yorulmuştu. Neye inanacağını bilmiyordu.

            Onu salonda yalnız bırakıp odasına çıktı. Sean’ın planını ve teklifini düşündü. Belki de en doğrusu kaçıp babasının yanına sığınmaktı. Fakat bu mirası da peşinde götürmesi demek olurdu. Salvatore’u tanıyordu peşinden gelirdi. Cosa Nostra’da aileler arasında çıkacak savaşların ne derece kanlı olduğunu biliyordu.

✞✞✞

            Salvatore’un öfkesi hala dinmemişti. Planlarının bozulmasından hoşlanmazdı bu yüzden sabahın ilk ışıklarında misafirlerini beklemeye başladı çok geçmeden sözleştikleri üzere amcası Vincenzo ve Carlo malikâneye geldiler. Edoardo onları doğruca yukarı çıkardı.

Vincenzo ve Carlo onu selamlarken saygılıydılar ama Salvatore Vincenzo’nun bu gibi soğuk tavrından konuşmanın kolay geçmeyeceğini anlayabiliyordu. İkisi de karşısındaki koltuğa otururken Salvatore ellerini masasının üzerine koyarak bedenini rahatça arkaya yasladı. Güçlü görüntüsünden ödün vermedi, otoritesinin sorgulanmasını istemiyordu biliyordu ki zayıflık böyle başlardı.

Salvatore öksürdü. “Kızgın olduğunuzu biliyorum, size hak veriyorum ama işler istemediğim bir şekilde gelişti.”

            Claudia ile yattığı için pişman değildi yine olsa bir dakika düşünmezdi ama bunu onlara söyleyemezdi. Onurunu korumak zorundaydı. İşlerin karıştığının farkındaydı başından beri planı bu değildi. Claudia sıradan bir genç kız olmalı, Carlo ile evlenmeli mirası kocasına ve aileye geçmeliydi ama olmamıştı. Claudia bir avuç ateşti. Onu kimsenin tutmasına izin vermeyi düşünmüyordu. Yanmak istiyorsa, kişisel cehenneminin ateşi olabilirdi.

Amcası beklediğinden sakin bir sesle, “Kızgın değiliz, Salvatore,” dedi. “Bu aile meselesi… Duygusal değil stratejik düşünmeliyiz.”

Carlo yüzünü yere eğmiş bakışlarını kaçırıyordu. Yumruk olmuş ellerine bakarak onun kızgın olduğunu söyleyebilirdi. Kızgın olmalıydı. Onun yerinde olsa yaşamasına izin vermezdi.

Carlo’ya bakarak, “Sen ne düşünüyorsun, Carlo?” diye sordu.

Başını kaldırdı buruk ama kararlı bir tavırla, “Babama katılıyorum,” dedi. “Eğer Claudia hamile değilse… Nikâhı istiyoruz.”

Salvatore bunu bekliyordu bu yüzden şaşırmadı. Vincenzo araya girerek, “Bu durumu düzeltecektir,” dedi. “Yalnız bir erkeksin, Salvatore. O genç ve güzel bir kadın aynı çatı altında ateş ve barut. Bunun için aile işlerini bozmaya gerek yok.”

Salvatore bunu bilmesine rağmen öfkelendi yerinden kalkarak pencere kenarına yürüdü. Eski gümüş haç parmakları arasındaydı. O haç onun olmayan vicdanıydı.

O konuşmadan Carlo araya girdi. “Yaptığı hatayı sineye çekeceğim. Onunla evlenmemi istediğinizde bana söylediğiniz gibi o bu ailenin parçası olmak zorunda. Siz bana güvendiniz ve ben başkasına âşık olmama rağmen güveninizi boşa çıkarmadım.” Derin bir nefes aldı. “Onu alacağım.”

Salvatore haçı avucunun içinde acı verecek kadar sertçe sıkarak onlara döndü. Öfkesini bastırdı ama varlığı hissedilirdi. “Claudia kimsenin malı değil.”

Vincenzo rahatlamış bir tavırla arkasına yaslandı. “Belki değil ama taşıdığı şeyle o bir köprü ve köprüler kişisel değildir.”

✞✞✞

            Salvatore öfkesini dizginlemeye çalışırken kapı hafifçe açıldı. Kapının ardında Claudia bir peri kızı gibi duruyordu. Sanki çiçeklerle bezeli pembe bir elbise değil de bir savaş zırhı kuşanmış gibi içeri girdi. Konuşmayı dinlediğini anlamıştı, ne kadarını duyduğunu ya da onu neyin içeri çektiğini bilmiyordu ama sadece bakarak bile patlamaya hazır bir bomba olduğunu söyleyebilirdi.

Dalgalı saçlarını savurarak, “Günaydın, beyler,” dedi. “Konu beni de ilgilendirdiği için davetsizce geldim, kusura bakmayın.”

Vincenzo ve Carlo oturdukları koltukta suratlarında ki şaşkın ifadelerle Salvatore’a baktı. Salvatore müdahale edemeden Claudia konuşmayı sürdürdü.

“Hamile değilim.” Odada büyük bir sessizlik oldu. Carlo’ya bakarak, “Bir hata yaptığımızı kabul ediyorum,” dedi. “Eğer hala istiyorsanız, Carlo ile evleneceğim.”

Carlo’nun omuzları rahatlamayla gevşerken Vincenzo kaşlarını çatmış Claudia’nın bu kadar kolay boyun eğmesinden kuşkulanmış gibi görünüyordu.

Salvatore, bakışlarını Claudia’dan ayırmadan buz gibi bir sesle, “Hayır!” dedi.

Vincenzo şüpheli bakışlarla, “Neden?” diye sordu. “İşbirliği yapıyor. Bunu sessiz ve olaysız bir şekilde hallederiz herkes kazanır.”

Salvatore, Vincenzo’ya bakma gereği duymadı. Gözleri ona meydan okurcasına bakan Claudia’nın üzerindeydi. Şimdi neden kendini ortaya attığını anlamaya çalışıyordu. Nabzını mı ölçüyordu?

“Salvatore?” Vincenzo’nun sesini duyduğunda kendine geldi. “Carlo ve Claudia’nın evliliği bir anlaşmaya bağlıydı. Şimdi neden bunu bozuyorsun?”

“Çünkü onu kendim için istiyorum.”

Claudia şaşırmış görünmüyordu yüzünde aynı kırgın bakış vardı. Göz ucuyla Vincenzo’ya baktığında ayağa kalktığını gördü. “Salvatore… Senin zekânı her zaman takdir ettim. Hırsını da öyle ama duygusal yanından haberim yoktu ve dürüst olmalıyım bu hiç hoşuma gitmedi.”

Kravatını düzeltirken konuşmaya devam etti. “Demek onu kendin için istiyorsun? Peki, biz bunca zamandır ne için savaşıyoruz? Aile için mi, yoksa senin için mi?”

“Bu planladığım bir şey değildi.” Bu kısa cevap kimseyi tatmin edecek yeterlilikte değildi ama Vincenzo gözlerine baktığında anlamıştı. Biraz hayat tecrübesi olan herkes anlardı. Bu ne kadar zor olsa da, kaçmaya çalışsa da, kendine bile itiraf etmekten kaçınsa da onu istiyordu.

            Carlo ayağa kalkarken gözleri kırgındı belki biraz da öfkeli… Öfkeli olmak hakkıydı, Claudia’dan hoşlanmıştı ve onuru kırılmıştı. Yakında toparlardı ama Salvatore bu nikâha izin verseydi toparlanamayacağını biliyordu.

Vincenzo oğluna başıyla çıkışı işaret ederken son kez Salvatore’a baktı. “Kalbini konuşturup aklını susturursan, her şeyi kaybedersin.”

✞✞✞

            Claudia duydukları karşısında hem şaşkın hem kırgın hem türlü şüpheler içinde kalmıştı. Salvatore ondan asla beklemediği bir şey yaparak üzerinde hak iddia etmişti ama bunun aşk için olmadığını bilmek kalbini parçalara ayırıyordu. Sean’ın söylediği gibi mirasa artık ailesini dâhil etmeyecekti, parayı sadece kendisi için istiyordu. Sertçe yutkundu ona parayı hiç zorluk çıkarmadan her kuruşuna kadar verirdi, bunun için tüm bu gösterilere gerek yoktu.

O lanetli sessizliğin içine, “Beni kendin için istiyorsun?” diye tekrarladı.

Salvatore’un gözleri Claudia’nın yüzüne kaydı. Bu sözün tekrar edilişinin altındaki duyguyu fark etmesi şaşırmasına neden olmuştu.

“Evet,” derken sesi sert ve kendinden emindi. “Kimseye verecek hesabım yok, Claudia. Benimle evleneceksin.”

Bunu söylerken sesindeki yumuşaklığı hissetse de bu beklediği gibi bir itiraf ya da teklif değildi. Sanki sunulan bir çözümdü.

Claudia başını iki yana salladı. “Hayır.” Gitmek için arkasını döndüğünde Salvatore’un bakışlarının ateşini hissetti.

“Bir soru sormadım, küçük kız.”

Hafifçe başını çevirirken, “Öyle mi?” diye sordu. “Neden?” Salvatore gereğinden uzun süre sessiz kaldığında, “Mirası öğrendim,” dedi. “Onu sana vereceğim, bunun için benimle evlenmene gerek yok.”

            Claudia odasına döndüğünde gözyaşları çoktan yanaklarını ıslatmıştı. Elinin tersiyle hızla onları uzaklaştırdı ama bu faydasızdı tekrar ıslanması sadece bir an sürmüştü. Hayallerindeki adam, bildiği tüm hayat boyunca onun olmayı beklediği adam onunla evlenmek istiyordu. İğrenç, kanlı bir mirası elde etmek için… Annesinin ona yaptığı bu kötülük karşısında duyduğu nefret sevdiği adama duyduğu öfke ile karışıyor içinde volkanlar patlıyordu. Sean mirasa konu olan paranın büyüklüğünden bahsettiğinde neredeyse bayılacaktı. İçinde yaşadıkları bu malikâne de mirasa dâhildi. Zaten Salvatore’un ailesinin olması gereken bu mirasın nasıl olup annesine ve kendisine geçtiğini merak ediyordu.

            Saatler geçip odası yavaşça karanlığa gömülürken kapının ardından ayak sesleri duydu. Kararlı bir tıklama sesinin ardından Claudia değişen kalp ritmine ve havada asılı kalan gerilime bakarak diğer tarafta kimin olduğunu biliyordu.

“Gel.”

Kapı yavaşça açıldı ve Salvatore ağır adımlarla içeri girdi. Onu görmeye alışık olmadığı bir şekilde ceketi ve kravatı yoktu. Gömleğinin birkaç düğmesi açıktı elinde bir zarf tutuyordu.

Beklenmedik bir şekilde, “Nasılsın?” diye sordu. Alışkın olmadığı bir sohbet başlangıcıydı, nasıl olduğu daha önce umurunda olmamıştı.

“İyi.”

“Yalan söylemek kötüdür.”

“Umursuyormuş gibi yapmak daha kötüdür.”

Derin bir nefes alarak birkaç adımda oturduğu koltuğun önüne ulaştı. “İtiraf etmem gerekirse, seni umursamayı hiç planlamamıştım ama sonunda umursadığımı fark ettim.” Bunları söylemek onun için zormuş gibi bakışlarını kaçırdı ama sonra tekrar ona baktı.

“Mirası nasıl öğrendin?”

Claudia gülümsedi. “Belki de en başından beri biliyordum ve sadece rol yapıyordum.”

Eğilerek elini yüzüne uzattı ve işaret parmağını yanağı boyunca hafifçe gezdirdi. Claudia bu temas karşısında gözlerini kapatmamak için büyük savaş veriyordu.

“Bu bir yalan… Yalanı tanıyacak kadar hayat yaşadım.”

“Duydum. Bunun bir önemi yok. Önemli olan beni kandırmış olman, yıllarca tutsak olarak yaşamama neden olman, arkamdan kirli evlilik anlaşmaları yapman.” Derin bir nefes alırken dokunuşu da yüzünden kaymıştı. “En önemlisi de sana âşık kalmama izin vermen.”

Belirgince gülümsedi. “Seni defalarca kötü bir adam olduğum konusunda uyardım, küçük kız.”

Claudia öfkeyle, “Sana inanmalıydım,” dedi.

“Bunun artık bir önemi yok,” derken sesinde tehlikeli bir ton vardı. “Şeytanı sevmeseydin, düşmanın olacaktı.”

İçinin tekrar umutla dolmasına izin vermeyecekti. Her sözcüğünün altında bir anlam aramaktan yorulmuştu ama haklı olduğunu biliyordu. Onu sevmiyor olsaydı, ona sevgisini haykırmasaydı çoktan Carlo ile evlenmiş, bir köşeye atılmış olacaktı. Şimdi tek fark Carlo aradan çekilmiş yerini Salvatore almıştı.

Claudia yavaşça ayağa kalktı. Karşısında dikilmek zordu ama titreyen dizlerine rağmen bunu yaptı. “O kadar uzun süre sessiz kaldım ki artık kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.” Sözlerinin ciddiyetini anlaması için başını kaldırdı onunla göz göze geldi. “Söylediğim gibi sana mirası vereceğim. Bunun için tek şartım gitmek. Beni bırakmanı istiyorum, tamamen…”

Elinde tuttuğu zarfı yavaşça havaya kaldırdı. “Evraklar burada. Bunları imzalarsan, miras ait olduğu yerde kalacak.”

Uzanıp elindeki zarfı aldı bunu yaparken gözleri birbirinden ayrılmamıştı. Zarfın içinden kâğıtları çıkardı. Salvatore boş zarfı elinden alarak ters çevirdi ve bir kalem avucuna düştü. Claudia çatık kaşlarla İngilizce evraklara bakarken çok fazla olduklarını düşünüyordu.

Salvatore sanki bunu anlamış gibi, “Vasilikten çekildiğime ve mirası bana devrettiğine dair belgeler. Hepsini imzalarsan sırtında bir yük kalmayacak.”

Claudia tereddüt etmedi kalemi elinden alıp kâğıtları makyaj masasına koyarak hepsini tek tek imzaladı. İmzalı kâğıtları ona verdiğinde Salvatore sakince onları elinden alarak zarfa geri koydu.

“Şimdi senin şartına gelirsek, seni bırakmam söz konusu değil” derken yüzüne doğru eğildi. Dudakları ile dudakları arasında birkaç santimlik mesafe kalınca durdu. “Kaçarsan seni bulurum, uzaklaşırsan yanıma gelmeni sağlarım, ölmene bile izin vermem.”

Kapıyı çarpıp giderken Claudia şaşkınlıktan tek kelime edememişti.

✞✞✞

            Ertesi sabah onu uyandıran Valeria’ydı. Odasına davetsizce girmiş, bütün perdeleri açtıktan sonra ayağını yere vurarak başında dikilmişti. Nihayet tek gözünü açarak ona baktığında yüzünde onaylamaz bir bakış vardı.

“Neredeyse öğlen oldu, Claudia.”

“Burada ölmeyi bekleyeceğim.”

Ona çatık kaşlarla bakarken, “Neden?” diye sordu.

“Çünkü Salvatore Gambino ölmeme izin vermeyeceğini söyledi bende ona buna engel olamayacağını gösterip bir ders vereceğim.” Valeria'nın yüzünde korku dolu bir ifade oluşurken Claudia yatakta doğruldu. “Mirası biliyor muydun?”

Başını sallayarak onu onayladı. “Bilmemen senin için daha iyiydi Claudia. Üzgünüm.”

Claudia ona kızgın değildi, hatta anlayabiliyordu. Küçük bir kızken annesinin ona Cosa Nostra kurallarından bahsettiğini hatırlıyordu annesinin sesi hafızasından silinip gitmişti ama kuralları unutmamıştı. Omerta ilk kuraldı, sessizlik yemini… Aile içindeki sırlar dışarı sızdırılamaz konuşmak ihanetti ve cezası ölümdü. Sertçe yutkundu.

Valeria ona korku dolu bakışlarla bakarken, “Bunu öğrenmene Salvatore nasıl tepki verdi?”

“Benimle evleneceğini söyledi ama mirası ona verdim, artık buna gerek kalmadı.” Gözlerinden akan yaşları fark ettiğinde elini uzatıp onları hızlıca kuruladı. “Sadece… Sadece buradan gitmek istiyorum.”

Valeria uzun süre sessiz kaldı ama sonra, “Hazırlan,” dedi. “Seni buradan götüreceğim.”

Claudia’nın bütün gece uyumadığı için morarmış gözaltlarına rağmen gözleri umutla ışıldadı, “Bunu yapabilir misin?”

Valeria cevap vermek üzereyken arkasından Salvatore’un sert sesi duyuldu. “Hayır yapamaz.”

Valeria arkasını dönüp ona bakarken, “Claudia bir insan Salvatore, üstelik genç bir kız,” dedi. “İstediğini almışsın artık onu burada tutamazsın.”

“Bu aile meselesi, kararı ben veririm. Unuttuysan ailede olmak istemediğini hatta iğrendiğini söylemiştin. Artık aileden değilsin.”

Valeria'nın inip kalkan omuzlarından öfkelendiğini anlayabiliyordu. Küçük bedeni yere o kadar sert basıyordu ki Claudia onu hiçbir şeyin deviremeyeceğini düşünüyordu. Yataktan inmek için ayaklarını aşağıya sarkıttığı anda Valeria'nın histerik kahkahasını duydu.

“Senin iğrenç ailene dâhil olmadığım için çok mutluyum. Senin aile yönetimin benim ailemi elimden aldı.”

Salvatore bir sinir krizinin eşiğinde olan kız kardeşinin karşısında duvar gibi dikilirken, “Valeria,” diyerek onu uyardı.

“Ne? Duymasını istemiyor musun? Bunu bir kahramanlık destanı gibi bana anlattığında yeğenin Tito üç yaşındaydı yeğenin Isabella’ya hamileydim.”

Claudia duymak üzere olduğu şeyin korkusuyla gerilmişti. “Bana babalarını soruyorlar Salvatore ve ben onlara babalarını dayılarının öldürdüğünü söyleyemem!”

Claudia ayağa kalkamamıştı. Salvatore hissiz bir şekilde kız kardeşinin karşısında dikilirken onun diğer yanı ile ilk defa yüzleşmişti. Ne kadar kötü olabileceği… Acımasız bir katildi. Mafyanın ne olduğunu biliyordu bu dünyanın içine doğmuş, manastırda pek çok hikâye dinlemişti ama Salvatore onun için hep bir kahraman olmuştu. Birini öldürmüştü, muhtemelen kötü bir adamdı, silah ve uyuşturucu mu satıyordu, sonuçta biri bu işi yapacaktı, haraç mı kesiyordu, bu bir koruma bedeliydi… Onun yaptığı işleri düşündükçe her zaman içinde onu savunacak bir şeye tutunmuştu. Fakat artık biliyordu o gözünü bile kırpmadan aileden birini öldürebilirdi, bunu yapmıştı. Kız kardeşinin kocasını, iki çocuğunu babasız bırakma ve kız kardeşinin akıl hastanesinde yatmasına neden olma pahasına öldürmüştü.

Salvatore sertçe yutkunurken âdemelması hareket etti. “Bunu neden yaptığımı biliyorsun.”

“Umurumda değil! Benim çocuklarımın babasını öldürdün ve bunun için seni asla affetmeyeceğim. Eğer Claudia’yı biraz olsun önemsiyorsan ve benim gibi olmasını istemiyorsan benimle gelmesine ses çıkarmayacaksın. Akıl hastaneleri delirmiş erkeklerden kaçan kadınlarla dolu.”

Salvatore uzun süre sessiz kalırken bakışları Claudia’ya çevrildi. Claudia ona korkuyla bakıyordu çünkü artık korkması gerektiğini biliyordu. O basit bir şeytan değildi.

“Sadece birkaç gün.” İşaret parmağını Valeria'ya doğrulttu. “Korumalarım kapında olacak.”










Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay spoi verdim gibi oldu o yüzden mi kaldırıldı uyarmıştım ama neyse 🤍 bakalım neler olacak

      Sil
  3. Ay pardon yazar silmemiş yanlışlıkla ben silmişim ay allahım çok cahilim yazra ben oluyorum demi yorumdaki ay özür dilerim ilkez burdan hesap açtım neyse yorum tekrar yapacağım

    YanıtlaSil
  4. Şimdi ilk olarak tabi belki doğru değildir kurgu hakkında bir spoi var aşağıda yani gerçek mi bilmiyorum benim fikrim ama galiba doğru gibi aşığa yorumdan sonra uyarı koyup yazacağım ona göre dikkatli okuyun şimdi ilk yorumum şu salvatore un bu halini çok beğendim sahiplenmesi gio ve Diego dan daha ateş verdi bana sonunda claudia yı anladı ama geç anlamasının sebebi bence claudia ydı claudia duygularının hasas kısmını saklayan biri salavtore dile getirdiği tek şey aşkıydı ama bu bölümde tüm duygularını dile getirdi ve salavtore ister istemez onun tarafından olaya baktı ve anlamak zorunda kaldı ve salavtore un valeria nın kocasını öldürmesine şaşırmadım sonuçta kötü bir adam ama bence büyük bir sebebi var ve tekrar çünkü valeria yı istediği evliliği yapmasını sağlayan yine salavtore du yani bence büyük sebebi olmalı ve claudia bunu öğrenirken salvatore un utanması bana utandı gibi geliyor büyük aşk belirtisi çünkü artık claudia nin ona karşı olan duygularını kaybetmesinden korkuyor ne kadar seytanım küçük kız desede claudia nın onun gerçek yüzünü görmesinden tedirgin çünkü o da aşık ve karşılıklı olmuşken tek tarafa düşmesinden korkuyor tedirgin yaniii neyse bakkkk spoiiii geliyor geç haaa istersennnn şimdi bak geçiyorum claudia şimdi istese bile mirası devredemez tek çare evlilik ve salavtore un imzalatığı şeyler kesinlikle evlilik ile ilgili bence claudia bayan gambino oldu bile ve sonraki bölümde kesin claudia kaçırılacak Baba tarafından ve baba tarafı mirası almaya çalışırken pat salavtore içeri gelecek ve claudia artık benim resmi karım hiçbirşey yapmasınız olacak tabi kan dehşetle birlikte neyse spoi bj kadardı doğru mu bilmiyorum ama salva balayı geç bile olsa lütfen korunun kızı balayında iyicene gezdir sonra gelsin baby gambino

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Helin ne kadar dikkatli bir okuyucusun😄 Yazarla birlikte çalıştığını düşüneceğim 😇

      Sil
    2. Haha dimiii ben bu kurguya çok bağlandım uzun zamandır gelmesini bekliyordum yazarı 4 yıldan fazladır takip ediyorum her adımındaaaa bennn

      Sil
  5. Yine harika bir bölümdü, yavaş yavaş Salvador'u aşk adamı olarak görmeye başladık bu hafta🥰

    YanıtlaSil
  6. “Sorun ne küçük kız? Günahtan mı korkuyorsun?” bak yine ne diyor şerefsiz ya bölüme başlayalı daha 1 dakika bile olmadı kendine söv dürtmeye başladı

    YanıtlaSil
  7. “Günahtan mı korkuyorsun?” şimdi burada korkuyorsun dedi ya, sormak istiyorum Salvator efendileri kim kimden korkuyor???

    YanıtlaSil
  8. Kız zaten sana her şeyi anlattı aşkını da itiraf etti her şeyi de sen anca mıncık mıncık

    YanıtlaSil
  9. Neyse sinirlenmemeye çalışacağım çünkü bunun daha başlangıç olduğunu biliyorum acaba bu sefer bizim geri zekalı Salvator ne yapacak da bizim tepemize attıracak yaşlı şey 😂😂😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şimdi salvaya
      salak dedim diye üstüme çullanmayın ha dkkdkdkdk

      Sil
  10. “Tövbekâr olmaya mı yoksa sonunda pişman olmaya mı karar verdin?” Bak ya ghjkhj ki vf

    YanıtlaSil
  11. “Tövbekâr olmaya mı yoksa sonunda pişman olmaya mı karar verdin?” Aşkım senle beraberken bu mümkün mü söyle bize

    YanıtlaSil
  12. Şerefsiz olsan da her lafına düşmeye meyilliyiz

    YanıtlaSil
  13. Sadece bizim küçük kuşumuzu Üzmeni sevmiyoruz

    YanıtlaSil
  14. “Salvatore Gambino bir şeytan değildi. O bir canavardı. Bir manipülatör, bir diktatör, bir narsistti.“ birilerine günaydın demek istiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi Claudia aşkım doğrudan doğruya konuşalım sen zaten bu yaşlının böyle biri olduğunu biliyordun ve buna rağmen kabul ettin

      Sil
    2. ve kesinlikle senin suçun olmadığını biliyorum ama biliyor muydun biliyordun sadece ogrendigin şeyin ne olduğunu bilmiyordum

      Sil
  15. “Salvatore yüzüne yumruk yemiş gibi koltukta otururken ayağa kalkarak ondan uzaklaştı.”Ohhh Vallah biraz da sen üzül

    YanıtlaSil
  16. Salvator seviyorum ama yani bazı öyle anlar oluyor ki yani o kadar gıcık oluyor ki anlatamam

    YanıtlaSil
  17. “Pişman oldum,” Canım aşkım ya kim bilir bunu söylerken kızın kalbi ne kadar parçalandı

    YanıtlaSil
  18. Yine süperdi sonunda Salvator un gerçek yüzünü geçirmeye başladın Claudia yeni bölümü merakla bekliyorum

    YanıtlaSil
  19. Şunu söylemek istiyorum hani burada Salvator şey dedi ya “en başından beri sana nasıl biri olduğumu anlatmaya çalıştım, Claudia ve sen beni istediğinin bu olduğuna inandırdın.” Biz zaten bunu inkar etmiyoruz Claudia da salak ya da aptal değil Salvador’un böyle birisi olduğunu biliyordum ama

    YanıtlaSil
  20. Şöyle bir şey Claudia kendini bildi bileli Salvator aşık ve en sonunda adama kavuşuyor ve tam adamı anlamaya çalıştığı bir sırada adamın aslında onu mirası için tutsak ettiğini öğreniyor???

    YanıtlaSil
  21. Yani kardeşim hiç kimse kusura bakmasın ama ben de olsaydım ben de böyle bir tepki verirdim

    YanıtlaSil
  22. Yani kız kitabı okuduğumuzdan beri her şeyi yaptı bu adam için ne diyim ben

    YanıtlaSil
  23. “kimseden korkmayacak kadar otoriter, kendini ona adayacak kadar olgun, onu koruyacak kadar güçlüydü.” Salvator bunu duysaydı gururu okşanırdı

    YanıtlaSil
  24. “ kimseden korkmayacak kadar otoriter, kendini ona adayacak kadar olgun, onu koruyacak kadar güçlüydü.” Ve şöyle acı bir gerçek vardır ki böyle adamlar kızları çıtır çıtır Üzer

    YanıtlaSil
  25. Ve maalesef bu doğanın kanunu minik kuşum Claudia

    YanıtlaSil
  26. “Claudia ile yattığı için pişman değildi yine olsa bir dakika düşünmezdi ama bunu onlara söyleyemezdi.” bunu zaten biliyoruz belirtmene gerek yok

    YanıtlaSil
  27. Yine de gururumuz okşanmıyor değil

    YanıtlaSil
  28. “Eğer Claudia hamile değilse… Nikâhı istiyoruz.” Anlayamadığım şey şu Carlo Claudia’yı gerçekten istiyor mu yoksa sadece bir gurur meselesi mi

    YanıtlaSil
  29. Gerçekten mi claudia ya aşık oldu

    YanıtlaSil
  30. “Eğer Claudia hamile değilse… Nikâhı istiyoruz.” Ve carlonun bunu söyleyeceğini hiç düşünmezdim gerçi düğündeki tavırlarından sonra bunu bilmeliydi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Carlo içinde canavar tutan bir bebek görünüm aslında bakma sen bence carlo canavarlarını bıraksa salvatore dan beter olacak

      Sil
  31. “Yalnız bir erkeksin, Salvatore. O genç ve güzel bir kadın aynı çatı altında ateş ve barut. Bunun için aile işlerini bozmaya gerek yok.” bu adam nedense konuştukça benim sinirlerimi zıplıyor gerekirse bu adam hiç konuşmasın çenesi hep kapalı dursun

    YanıtlaSil
  32. Yani bu adam anladım eski bir dönemdeyiz zaten ama o kadar gıcık ki yani iyi ki böyle bir dönemde değilmişim lan bu dönemde olsaydın var ya bu adamı kesin gebertirdim ki zaten şu andaki dönemimizde de hala Vincenzo gibi kalın kafalı adamlar var da neyse

    YanıtlaSil
  33. Sinirlenmeyeceğim (ikinci hatırlatma ckkdkdkdkdld)

    YanıtlaSil
  34. “Yaptığı hatayı sineye çekeceğim.” bak işte bunu beklemiyordum

    YanıtlaSil
  35. Carlo dan kesinlikle bunu beklemiyordum o bana göre “Yaptığı hatayı sineye çekeceğim.” bunu söyleyecek bir adam değildi ama demek ki zaten böyleymiş

    YanıtlaSil
  36. Yani bunu nasıl söyleyebilir o ve babası yani bunu bir erkek yapsaydı normal karşılayacaklardı öyle mi

    YanıtlaSil
  37. Yani affedersiniz ama ben de Claudia olsaydım carloyu değil Salvator seçerdim

    YanıtlaSil
  38. Adam en azından acımasız kötü kontrolcü manipülasyoncı ve yaşlı şerefsizin Teki ama en azından bu tür şeyler söyleyemiyor

    YanıtlaSil
  39. Tamam bizim minik kuşu üzdüğü zamanlar var mı var ama yani bu kadar değil ya

    YanıtlaSil
  40. Bir de bunu gördükçe şu taraftan düşünmeye başlıyorum diyelim Salvator ve Claudia arasında bu yakınlaşma hiç gerçekleşmeseydi ve bizim yaşlı nikah hiç durdurmasaydı ve bu iki genç evlendi evliliğin üçüncü ayında Carlo bunu yapıyor

    YanıtlaSil
  41. Demek ki kendini de bir şekilde “ ben erkeğim yaparım” diye savunurdu diye düşünüyorum ne diyeceğimi bilmiyorum ki

    YanıtlaSil
  42. “Bu planladığım bir şey değildi.” Bunu salvatordan hiç beklemiyordum ama duyduğuma sevindim

    YanıtlaSil
  43. Sadece bunu sanki yanlış zamanda söyledi ve Claudia nın kırgınlığını şuan için alacak hiçbir şey yok

    YanıtlaSil
  44. “Carlo ayağa kalkarken gözleri kırgındı belki biraz da öfkeli… Öfkeli olmak hakkıydı, Claudia’dan hoşlanmıştı ve onuru kırılmıştı. Yakında toparlardı ama Salvatore bu nikâha izin verseydi toparlanamayacağını biliyordu.” Carlonun söylediği şeylerden dolayı kızgınım ama şöyle bir şey de var onun da bir seçeneği yoktu ve bir şekilde de duruma alışmaya çalıştı ve ters tepti olsun hayatta bazen böyle şeyler olur

    YanıtlaSil
  45. Ama umudum tek şey umarım gerçekten sevdiği bir kızla birlikte olur ya

    YanıtlaSil
  46. “Seni defalarca kötü bir adam olduğum konusunda uyardım, küçük kız.”
    ———-
    Claudia öfkeyle, “Sana inanmalıydım,” dedi.

    Vallahi burada ben de ne diyeceğimi şaşırdım

    YanıtlaSil
  47. Ulan bu uygulama beni WhatsApp’tan uygulamaya kadar uğraştırıyor ya uygulamada sanırım bir sıkıntı var ve yorumu atamıyorum o yüzden WhatsApp’tan yazıp yazıp yarın işe gittikten sonra bilgisayarımdan alıp uygulamaya atacağım inşallah işe yarar

    YanıtlaSil
  48. Şimdi şöyle bir şey diyeceğim öncelikle yorumum claudia ya “ şimdi küçük kuşumuzu anlıyorum ve kendisinin dediği gibi masalsı bir aşka inanıyordu ama maalesef umduğunu bulamadı ve bu çok normal. Ama bir taraftanda şunu diyenler var ‘ bu kız zaten her şeyi biliyordu niye böyle davranıyor’ Arkadaşlar farkındaysanız claudia daha yeni 19 yaşında girmiş bir kız kesinlikle bunu söylerken bunu onu savunmak için söylemiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 19 yaşında olması olgun olmayacağı anlamına gelmiyor tabiki ama bizim saftrik daha tam olarak bir şeyleri görmemişti ama olsun ama göre salva zaten onun gitmesine izin verdiği ise bilmese de bir şekilde düzeltecek gibime geliyor

      Sil
  49. Ama herşey rağmen bu bölüm solu doluydu önceki bölümlerdeki isyanımızı bastırdı çok sevdim bu bölümü gerçekten her şey açıklanmış oldu

    YanıtlaSil
  50. Aklıma geldikçe gelip yorum yazmaya başlarım ama burada Salvator’u alkışlamak istiyorum sonunda fark etti bir şeyleri

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR - ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DOKTOR - ON BİRİNCİ BÖLÜM

DOKTOR - ON ALTINCI BÖLÜM