DOKTOR - YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

 

YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Beni gözbebeğin gibi koru; kanatlarının gölgesinde sakla.

Psalm 17:8

            Claudia malikâneye adım attığı anda kapıda endişeli gözlerle onu karşılayan Nicolo ve Edoardo’yu görmezden gelerek odasına girdi ve kapıyı kilitledi. Aldığı her bir derin nefes ciğerlerine, kalbine batan ıstırap iğneleri gibi hissettiriyordu. Düzensiz nefesi göğsünün hızlıca inip kalmasına neden olurken karşısındaki boy aynasında kendiyle karşılaştı. Gözyaşları geride çirkin siyah bir gölge bırakmıştı. Fakat içinde dışarıda görünenden daha büyük bir karanlık, acı ve çıkmaz vardı. Âşık olduğu adamın annesini öldürdüğünü öğrenmişti ve şimdi babasını öldürdüğünü biliyordu. Titreyen parmaklarıyla gömleğinin inci düğmelerini çözdü ve eteğini çıkarıp ayakkabılarıyla birlikte yerde bıraktı. Banyodan içeri girince iç çamaşırlarından da kurtuldu. Şimdi burada ağlamak için kendine izin verecekti çünkü başka nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Duşu açtı ve soğuk suyun altına girerek yere oturdu. Soğuk su bütün bedeninde ani bir titremeye neden olurken içinde bir yangın vardı.

            Ailesinin yok olmasının tek suçlusu Salvatore olabilirdi ama Claudia biliyordu ki yalnızlığının ve kimsesizliğinin suçlusu o değildi. Küçük bir kız olduğu zamana dair neredeyse hiç hatırası yoktu bunun nedeninin mutsuzluğu olduğunu anlayabiliyordu. Sevilmemiş bir çocuktu bu yüzden hatırlamaya değer bir anısı da yoktu. Annesini sadece ölmeden önceki bir iki seneden hatırlıyordu onda da kendini Salvatore’un babasına adamış ölümünden sonraki dönemde de baş gösteren alkol sorunu yüzünden depresyondaydı ve onu görmezdi. Babasıyla hatırladıkları ise uyuşturucuları küçük paketlere doldurmak ve evde yalnız başına karanlıktan saklanmakla sınırlıydı. Yine de ölümlerine neden bu kadar üzüldüğünü anlayamıyordu. Belki de üzüldüğü şey onların hayatına son veren kişinin çocukluğundan beri kahraman ilan ettiği ve âşık olduğu adam olmasıydı.

            Dizlerini göğsüne çekip, kollarını etrafına sardı ve içinde birikmiş her şey; acı, ihanet, kayıp, aşk… Hepsi delice bir sel gibi patladı. Başını kaldırdığında Salvatore’un camın ardından onu seyrettiğini gördü. Anlaşılan kilitli kapılar onu durdurmak için yeterli değildi. Hala aynı takım elbiseyi giyiyordu, saçları dağınıktı ve yüzünde karanlık bir ifade vardı.

Claudia, “Git buradan!” diye bağırdı.

Salvatore onu umursamadı. Ayakkabılarını ve ceketini çıkardı, kravatını çözdü daha fazla kıyafet çıkarmadan duşa onun yanına girdi. Soğuk su saniyeler içinde onu sırılsıklam yaparken yanına oturup kolunu bedenine sardı.

Claudia kaçmak için çırpınmadı, bunun için gücü yoktu. “Sen bir katilsin.”

Yüzünü tutup kendine çevirdi. Bakışlarında daha önce görmediği bir dinginlik vardı. “Bilmediğim bir şey söyle, küçük kız.”

“Senden nefret ediyorum.”

Gözlerini kısa bir an kapattı. “Bir kez daha tekrarlayacağım Claudia, seni uyarmıştım.” Elleri çıplak omuzlarını kavradı ve onu kendine yaklaştırdı. Çıplak göğüsleri gömleğine dokunuyordu. “Benimle ilgili gerçeği gördün ve o büyük aşkın son mu buldu?”

Claudia şoka girmiş gibi, “Babamı öldürdün,” dedi. “Ve… Annemi. Seni sevmemi nasıl beklersin?”

Su ikisinin üzerine kesintisiz bir perde gibi akarken Claudia’nın gözyaşları da yanaklarından süzülüyordu, Salvatore uzun süre yüzünü izledi.

“Benden nefret etmenle başa çıkabilirim,” diye açıklarken sesi boğuktu. Elleri yanaklarını kavradı, başparmakları teninde gezindi. “Nefret aşkla aynı yerden doğar.”

            Salvatore uzanıp dudaklarını yumuşakça öperken kıpırdayamadı bunun sebebi yaşadığı şok muydu, yoksa her şeye rağmen yine ona ihtiyaç duyuyor olması mıydı bilmiyordu. Onu kendisiyle birlikte ayağa kaldırırken dudaklarını dudaklarından ayırmadı. Claudia dizlerinin onu taşımayacağını düşünüyordu ama Salvatore’un omuzlarındaki elleri kolayca ayağa kalkmasını sağladı. Bir yandan onu itmek isterken diğer yandan ona doğru sığınan bedenine engel olamıyordu.

Claudia ellerini onun göğsüne dayayarak nefes alabileceği kadar uzaklaştı. “Lütfen, beni yalnız bırak.”

Salvatore parmaklarıyla Claudia’nın çenesini yakaladı. Yüzünü kendisine doğru kaldırdı. Gözlerini orada bir sır ararmış gibi incelerken, “Dudaklarından çıkanlar ve gözlerinden okunanlar çok farklı küçük kız,” dedi.

Claudia cevap vermeye çalışsa da Salvatore onu bir kez daha öptü. Önce zorlayıcı, neredeyse şiddetliydi sonra yavaşça yumuşadı. Claudia ona acı vermek ister gibi dudaklarını ısırdı tırnaklarını gömleğin ardından omuzlarına sapladı. Ama sonra karşı koymasının faydasız olduğunu anladı. Onu bırakmayacaktı, bırakmasını istemiyordu. Soğuk suya rağmen üşümüyordu, titremesi de soğuktan değildi.

Nefesi kesilirken bir kez daha  “Lütfen,” diye soludu. Artık ne için yalvardığını unutmuştu.

            Salvatore dudaklarını çenesine, boğazına, ardından köprücük kemiğine sürükledi. Elleri yüzünden çekilip kalçalarını kavradı onu kendine doğru çekti. Claudia’nın vücudu suyun altında Salvatore’a yaslandı. Dudakları titrerken gözlerini kapattı. Bir anlığına düşünmeyi bıraktı ve ellerini Salvatore’un ıslak saçlarına daldırdı.

“Buna devam edemem.”

Onu itmeyi denedi ama Salvatore bileklerini kavrayarak onu durdurdu başını öne eğerek alnını Claudia’nın alnına yasladı. Göz göze geldikleri anda Claudia onun vazgeçmeyeceğini görebiliyordu. Bakışlarındaki karanlık, açlık ve şehveti daha önce hiç bu kadar açık etmemişti.

“Seni istiyorum,” derken yumuşaktı. “Sen de beni istiyorsun. Her nefesinde, her titremende bunu görüyorum. Şimdi nefret et benden daha sonra yasını tutmana izin vereceğim.”

Claudia boğuk bir iniltiyle başını yana çevirse de Salvatore onu tekrar öptü. Ellerini yukarı kaldırıp fayansa yasladı. Claudia’nın zihninde tek bir gerçeğe yer kalmıştı.

Onu istiyordu… Tiksinerek, öfkeyle ama aynı zamanda delice bir arzuyla dudaklarına doğru fısıldadı. “Canım acıyor çünkü seni hala seviyorum ve bunun için kendimden nefret ediyorum.”

Salvatore onun bütün direncini parçalarken gözlerine en çıplak haliyle bakıyordu. “Sen benim son yenilgimsin, Claudia.”

✞✞✞

            Salvatore onu ıslak fayanslara yaslamış çıplak bedenini ıslak kıyafetleriyle ezerken dudakları her yerdeydi. Çenesi, boğazı ve oradan göğsüne inerken aralarında çıkan tek ses çılgın nefesleriydi.

Salvatore kısa bir an durup ona baktığında bir kurt kadar aç ve soğukkanlı görünüyordu. Claudia hala ona tutunurken nefes nefese konuştu. “Bu çok yanlış.”

Salvatore onu duymamış gibi yüzünü tekrar yakaladı. Dudaklarını ısırarak öptü. Claudia aynı anda hem acı hem arzuyla inledi. Salvatore, “Çok yanlıştı,” diye tekrarladı. “Birbirimizi mahvedeceğiz ama umurumda değil, artık değil.”

Salvatore onu öperken Claudia istemsizce kalçalarını ona itti. Suyun akışı bedenlerini bir perde gibi sararken elleri Salvatore’un omuzlarına ve sonra saçlarına kaydı. Salvatore bir koluyla sanki hiç ağırlığı yokmuş gibi onu kaldırdı. Bacaklarını beline dolaması için onu zorladı Claudia direnmesinin faydasız olduğunu biliyordu Salvatore istediğini alacaktı ve Claudia bu gece ona izin verecekti. Yumruk yaptığı elleri omuzlarında duruyordu.

Öpüşlerinden bulduğu kısacık anda, “Ne değişti?” diye sordu. “Benimle neden ilgileniyorsun.”

Salvatore tek eliyle onu tutarken diğer eli ıslak saçlarını tuttu. “Çünkü seni önemsiyorum.” Sesi alçak bir fısıltıdan ibaretti. Dudağını bir kez daha ısırdığında gözleri kararmıştı daha güçlü, daha kararlı ve daha vahşi bir sesle, “Seni itiraf etmek istediğimden fazla önemsiyorum.”

Saçlarından kayan eli pantolonuna uzandı. Claudia onun fermuarını açtığını, ıslak kumaşı kalçalarından kaydırdığı ve sertleşmiş erkekliğini özgür bıraktığını hissetti. Tüm bunlar olurken onu öpmeyi bir saniye olsun bırakmamıştı. Ona böyle arzu ve ihtiyaçla dokunduğunu hayal ettiği kaç gece geçirdikten sonra istediğine sahipti ama ne pahasına?

Suyun gürültüsü, nefeslerin çarpıntısı ve yankılanan iniltiler odada ölümden kalan sessizliğin yerine geçmişti. Hazır erkekliğinin girişini bulduğunu hissettiğinde gerildi Salvatore bunu fark ederek yanağına diğerlerinden daha masum bir öpücük kondurdu. “Sabırsız, aç ve ihtiyaç dolu bir adamım yavrum. Şimdi seni becermek istiyorum bana benden ne kadar nefret ettiğini göster, sonra seninle ilgileneceğim.”

Claudia itiraf etmekten hoşlanmasa da buna ihtiyaç duyuyordu, ona ihtiyaç duyuyordu. Salvatore sert hatta acımasız sayılacak bir hamleyle içine girdiğinde Claudia güçlü bir çığlık attı. Salvatore ona merhamet etmedi zaten merhamet duygusu olmadığını öğrenmişti. İçinde bir yangınla birlikte gidip gelirken üstlerine akan soğuk su bedenini uyuşturuyordu.

“Uzun zamandır sabrediyorum.” Claudia inleyerek karşılık verdiğinde, “Ne kadar zamandır seni düşünerek kendimi okşadığımı biliyor musun, Claudia?” diye sordu.

Claudia ona inanmaz gözlerle baktı. “Bana asla unutamayacağım bir tat verdin. O gece yatağımda bekâretini almak hayatımdaki en seksi, en günahkâr şeydi.” İçindeki sert hamleler Claudia’yı hızlıca sınıra sürüklemişti.

“Salva!” diye solurken neredeyse bilinçsizdi.

Salvatore dudaklarını Claudia’nın boğazına bastırdı, oradan omzuna göğsüne indi. Islak tenini dilinin ucuyla aç bir kurt gibi yaladı. Claudia’nın göğüs ucunu bulduğunda ısırarak acıyı hissetmesini sağladı. Minik acı çığlıklarından hoşlanıyor gibi görünüyordu.

“Beni her yerde hisset Claudia.”

“Seni hissetmek acıtıyor.”

Omzunu dişlerken içine girip çıkmayı sürdürüyordu. “Cehennemime hoş geldin.”

“Sen şeytansın.”

“Bunu hiç saklamadım.”

Gözleri tekrar dolmuştu. Zevk acı dolu bir girdap gibi onu içine çekerken tutunduğu kişi yine canının acımasına neden olan adamdı.

“Şimdi benim için gel çünkü buna ihtiyacım var.”

Claudia zaten çoktan o noktaya gelmişti bu sözle birlikte yoğun bir kırılma yaşadı. Bedeni de tıpkı ruhu gibi parçalara ayrılırken gözyaşları tekrar akmaya başlamıştı. Çığlık çığlığa onun adını haykırırken hala onu delicesine sevebildiği için ağlıyordu.

Salvatore onu daha sıkı tuttu. Hamleleri daha sert ve keskindi her seferinde sırtı ıslak fayanslar boyunca sürtünüyordu.

O sert ama arzulu bakışlarını yüzüne sabitledi. Kaşları çatıldı. “Ağlamandan hoşlanmıyorum. Lanet olsun ağlarken çok güzelsin!”

Hızla içinden çıkıp ayaklarının yere sağlam bastığından emin olurken erkekliğini avuçladı. Birkaç sert hamlenin ardından beyaz sıvı banyo fayanslarına fışkırdı. Claudia bu ‘ahlaksız’ görüntü karşısında hem şok olmuş hem büyülenmişti.

✞✞✞

            Salvatore ondan daha hızlı toparlanmıştı. Bütün ıslak kıyafetlerini çıkarıp ikisini hızlıca yıkadı. Duştan çıkıp dolaptan aldığı havluyu beline sardı ve Claıdia’ya yumuşak beyaz bornozunu giydirdi. Yatak odasına girdiklerinde ışığı açmaya zahmet etmeden onu yatağın kenarına oturttu.

“Nasıl hissediyorsun?”

Claudia ona bakmadan, “Ölü,” diye yanıtladı.

“Ama yaşıyorsun.”

“Nefes alıyor olmam yaşadığım anlamına gelmiyor.”

Bornozun geniş yakası omzundan kaymıştı, Salvatore samimi bir hareketle yakayı çekip kapattı sanki banyoda onu çırılçıplak görmemiş, sevişmemiş gibi…

“Çok uzun yıllardır öyle hissediyordum.”

“Sonra ne oldu?”

Salvatore birkaç saniye cevap veremedi Elini Claudia’nın omzuna koydu dokunuşunu, varlığını fiziksel olarak hissettirdi garipti çünkü hiç dokunmayı seven bir adam olduğunu düşünmemişti.

“Sonra, Lilith cehennemime geldi. Tüm karanlığıma, huysuzluğuma rağmen beni sevdi.” Claudia başını yavaşça kaldırıp ona baktı. Göz göze geldiklerinde aralarındaki sessizlik yüzünden nefesleri bile ağırlaştı. “İçindeki acının geçmeyeceğini düşünüyorsan, yanılıyorsun. Gün gelecek ve sen bu acıyı hatırlamayacaksın.”

Claudia neredeyse ağlar gibi, “Nereden biliyorsun?” diye sordu.

“En kötüsünü yaşadım.”

Kimi kaybettiğini sormadı ya da sevdiği birinin, sevdiği başka birine zarar verip vermediğini sormadı, onu bu hale getiren şeyin ne olduğunu sormadı. Sadece kararlı bir tavırla ama inançsız bir tonda, “Keşke seni hiç sevmeseydim,” dedi.

Onu tanımasa kırıldığını düşünecekti ama bir kalbi olmadığını biliyordu. Islak saç tutamını yüzünden çekerken, “Keşke Claudia ama artık bu farkındalığa varman için çok geç. Çünkü bir canavarı uyandırdın.” Önünde diz çöktü ama hala heybetli ve korkutucu görünüyordu. “Seni hiçbir yere bırakmayacağım, eğer gerekirse seni bulmak için bütün dünyayı yerinden oynatacağım. Seni her zaman bana ait bir şey olarak göreceğim ve kimse benden bir şey alamaz.”

Bu sözlerin kulağına güzel gelmemesi gerekiyordu. Onun ne olduğunu biliyordu ve şimdi onu değerli bir eşya yerine koyduğunu ilan ediyordu. Yine de hayatı boyunca birinin onu bu şekilde sahiplendiğini hayal etmişti. Tüm dünyaya karşı çıkacak bir kahraman. Bir kez daha gözyaşları yanaklarından süzülürken Salvatore işaret parmağıyla onlara dokundu.

“Artık ağlama.”

“Artık beni yalnız bırak.”

“Korkarım mümkün değil.”

Claudia öfkeli bir şokla, “Burada benimle mi uyuyacaksın?!” diye sordu.

Salvatore sakince başını iki yana salladı. “Burası misafir yatak odası.”

“Ve?”

“Ve sen artık Bayan Gambino’sun.”

“Beni kandırıp mirası almak için evlilik belgeleri imzalamamı sağladın!”

“Evlilik belgeleri imzalamanı sağladım çünkü benim gibi bir adamın karısı olursan seni benden kimse alamaz.” Ellerini tutarak kendine çekti. “Zaten istediğin bu değil miydi? Yıllarca bunun hayalini kurdun, beni baştan çıkardın, evimi ve dünyamı ele geçirdin, aileme karşı çıkmama neden oldun, bütün dünyaya karşı çıkmama… Ben tüm bunları yaptıktan sonra bana yüz mü çevireceksin?” Bunları söylerken sözleri yumuşaktı, yüzünde muzip bir ifade vardı.

Claudia kaşlarını çatarak ve buna pek inanmayarak, “Senden nefret ediyorum,” dedi. Bunu bu gece sıkça tekrarladığının farkındaydı.

Salvatore’un dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı. “Ama ben seviyorum.”

Bir an dondu ama kendini topladı. Gerçekten bunu kast etmediğini biliyordu. O sevgi hakkında, aşk hakkında hiçbir şey bilmeyen bir adamdı. “Sevme tarzın iğrenç.”

Salvatore neredeyse kahkaha atarak karşılık verdi onun bu şekilde güldüğünü ilk defa duyuyordu. “Ne diyebilirim ki ben buyum.”

✞✞✞

Salvatore onu tek hamlede kucakladı. İtiraz ciyaklamalarını umursamadan odadan çıkarak koridor boyunca ilerledi. O sırada merdivenlerden yukarı çıkan Nicolo’nun yüzünde şaşkın bir ifade belirmiş sonra arkadan güldüğünü duymuştu. Bir daha onun yüzüne bakamayacaktı. Odasına girdiğinde aynı tanıdık ciddi ve sıkıcı atmosfer ile karşılaştı. Ona kendini verdiği o gece ile neredeyse aynıydı. Onu yatağına bırakıp gece lambalarını açtı. Claudia yataktan çıkmak için hamle yaptığında onu durdurdu. Birkaç adım ilerleyerek kapıyı kilitledi ve anahtarı yanına alıp giyinme odasına gitti.

Claudia içeri doğru, “Ne yani beni kendinle buraya mı kilitleyeceksin?” diye bağırdı. “Ne zamana kadar, Salvatore?”

Sesi birkaç uzun saniye sonra geldi. “Sanırım affedilene kadar.”

Yatağın kenarında huysuz bir çocuk gibi otururken somurtuyordu. Salvatore giyinme odasından çıktı bir kumaş pantolon ve gömlek giymişti gömleğin yakası tamamen açıktı ıslak saçları geriye doğru taranmış çabasız ve kusursuz görünüyordu.

Claudia ona dik dik bakarken, “Seni affetmeyeceğim,” dedi.

“O zaman odamın keyfini çıkarmaktan çekinme.”

Salvatore kapıya doğru ilerledi. Claudia arkasından, “Nereye gidiyorsun?” diye bağırdı.

“Birkaç görüşme yapmam, bazı şeyleri netleştirmem lazım. Sen dinlen.”

Başka bir şey söylemesine fırsat vermeden kapıyı kapattı ve arkasından kilitledi. Claudia bağırıp isyan edemeyecek kadar acılı, şokta, yorgundu. Başını yumuşak yastığa koydu sıcak gözyaşları yanaklarından süzülürken uykunun pençesine düşmüştü.

            Onu uyandıran neydi ya da saat kaçtı bilmiyordu ama yabancı bir yerde olduğunu hissederek hızla kalktı. Başını yastıktan kaldırdığı anda zifiri karanlık odada pencere kenarındaki deri koltukta oturan Salvatore’un parlak gözleriyle karşılaştı. O olduğunu biliyordu çünkü bulunduğu ortama kokusu yayılmıştı ayrıca uykuya daldığında odasına kilitlenmişti bu odaya ondan başkasının giremeyeceği de biliyordu.

“Kaçmamam için nöbet mi tutuyorsun?”

“Buna gerek yok ben istemeden bir yere kaçamazsın, küçük kız.”

“Uyurken beni izliyorsan bu çok korkutucu.”

Güler gibi bir ses çıkardı. “Uyuyordum, sen uyandığında uyandım.”

“Uyuyor muydun? Orada oturarak mı?”

“Evet.”

Claudia yatağa baktı o kadar büyüktü ki yan yana dört kişi rahatça yatardı. “Yatakta yeterince yer var.”

“Biliyorum ama ben böyle uyurum. Bir yatakta, uzanarak değil.”

Claudia şaşkınlık ve merakla, “Neden?” diye sordu.

Salvatore sakince yerinde doğruldu bakışlarını pencereden dışarıya çevirmişti. “Birilerinin hayatından sorumluysan, uyuyamazsın. Bu çok büyük bir yük, Claudia. Ölene kadar huzurla uyuyamamak… En ufak bir seste yerinden sıçrayarak uyanıp, silahına uzanmak...”

Claudia doğrulup oturdu dizlerini kendine çekerek, “Hiç uyumuyor olamazsın,” dedi.

Gözü karanlığa alışmıştı bahçe aydınlatmaları içeriyi hafifçe aydınlatıyor bu da Salvatore’u bir siluet olarak görmesine neden oluyordu. “Uyuyorum,” derken hafifçe başını salladı. “Her şeyin senin yüzünden yanlış gittiğini, herkesin başına bela olduğunu ve birilerinin senin yüzünden öldüğünü bilerek uyumak, günlük cehennemim.”

Çok fazla kötü şey yaptığını tahmin ediyordu. Çok kayıp vermiş, çok ihanet görmüş olmalıydı. Claudia o olmanın ağırlığının nasıl bir şey olduğunu tahmin edemezdi ama onu anlayabiliyordu. Cosa Nostra hakkında çok fazla hikâye dinlemişti. Amerika’da doğmuş olsa da annesi bu adamların içinde yaşamıştı, babası bu adamlar için çalışmıştı. Sicilya’da kaldığı manastır bu adamların kızları ve kardeşleriyle doluydu.

“En çok canını yakan kimin kaybıydı?”

Uzun sessizlik geceyi olduğundan daha uğursuz bir hale getirirken Claudia cevabını bekledi. “Uyu, Claudia.”

“Duvarların Salvatore onlar hala içeri bakamayacağım kadar yüksekken seninle bir hayatı paylaşmayacağım.”

“Duymak istediğin şey tam olarak ne? Ne kadar çok acı çektiğimi öğrenip yaptıklarım için beni haklı çıkarmaya mı çalışacaksın? Anneni öldüren bendim Claudia, bu akşam babanı da ben öldürdüm. Seni kimsesiz bıraktım dünya üzerinde benden başka kimsen olmamasını sağladım ve en kötüsü bunun için pişman değilim.”

Duraksadı acı dolu bir şekilde güldü. “Eğer sen, sen olmasaydın öylece Carlo ile evlenmene izin verecektim, mirası aldıktan sonra ne yaşadığın ya da ne yaptığın umurumda olmayacaktı. Hatta bana geçmişi hatırlatmaman için seni bir daha görmek zorunda kalmadığımdan emin olacaktım. Bu yüzden Nicolo ya da benimle evlenmen bir seçenek değildi. Yakınımda olmanı istemedim.”

Claudia yataktan kalktı çıplak ayakları yumuşak halıya değdi ve ağır adımlarla Salvatore’a doğru ilerlerken üzerinde kuruyan bornozu yer yer açılmıştı. Onun karşısında dikilirken gözleri üzerinde geziniyordu üzerinde düğmeleri açık gömleği, kumaş pantolonu vardı. Ayakları çıplaktı belki de uyurken doğal olan tek şey buydu. Claudia silahının gölgesini belindeki kemerde görebiliyordu.

“Beni öldürmeyi düşünmedin mi?”

“Şeytanlar hatta canavarlar bile çocukları öldürmez.”

Claudia kollarını göğsünde bağladı. “Artık çocuk değilim. Talihsiz bir şekilde ölen karın olabilirim.” Ona doğru eğilip elini silahının üzerine koydu. “Öldür beni ve bu dünyadan son Angeli’yi de temizle. Belki artık uyuyabilirsin.”

Salvatore bileğini sertçe kavradı ve kaba bir hareketle onun kucağına düşmesine neden oldu. Eli çenesini kavrayıp yüzünü yüzüne yaklaştırdı. “Bunu nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum sanırım sana karşı delice bir takıntım olduğunu söyleyebilirim seni sonunda planladığımdan çok sevdim.”

Claudia’nın gözünden bir damla yaş süzülürken, “Ayrıca sen artık bir Gambino’sun,” dedi. “Bir Gambino olacağım, sen bana sorduğunda… Bana öyle söylemiştin değil mi?”

Claudia acıyan bileğini umursamadan, “Sorduğunu hatırlamıyorum,” dedi.

“Benim tarzım değil. Ben istediğini alan türde bir adamım.”

“Seni affedemem.”

Salvatore dudağını gözyaşının üzerine bastırdı. “Affetmemelisin. Yaptıklarım için pişman değilim. Bu yüzden af dilemem sikik bir yalan olur.”

Claudia pişman olmadığını biliyordu. Pişman olmasını beklememişti. “Günahlarımızla öleceğiz, Claudia ama bu olmadan önce onları doyasıya tadacağız.”










Yorumlar

  1. Salvatore seni en çok acıtan kaybın ne diye sordu bence cevabı çocuğuydu eski karısından olan

    YanıtlaSil
  2. Ama görüyoruz ki adam ne kadar kötüde olsa bir yerde şefkat duygusu sevgi var o kadın için

    YanıtlaSil
  3. naptın sen Salva

    YanıtlaSil
  4. Annen ve baban seni zaten hiç sevmemiş ki Claudia...! Neyini affedemem diyorsun? Aşık olduğun adam da iyilik perisi değil sana bunu her defasında söyledi zaten.

    YanıtlaSil
  5. Seviyorum demesine sasırdım

    YanıtlaSil
  6. Salvatore u bu şekilde okumaya bayıldım claudia tamam yeter uzatma jdjsnsjs evet kolay değil ama artık aşk yaşayın be güzelim

    YanıtlaSil
  7. Ben hayla salvatore un geçmişini çok merak ediyorum claudia nın annesinin neler yaptığını vb herşeyi

    YanıtlaSil
  8. Huhu bu ne yaaa müthişti

    YanıtlaSil
  9. Doğum günümde milat olan bu bölümün yayınlanması beni çok mutlu etti bu yaşın en güzel hediyelerinden biriydi

    YanıtlaSil
  10. Çok güzel bir bölüm dü yazarım yaaaaa bütün duyguları hissettim her iki tarafa hak verdiğimi söylemeden geçemeyeceğim o kadar zıt ve o kadar bütünler ki bir araya geldikleri anda büyüleyici bir aura yayıyorlar resmen bayılıyorum senin İtalyan mafyası yazmana kitap olarak elime alıp okuyacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum Favorim canım "Kont" umun yanında yeri hazır çünkü 😊alev ateş bu bölüm içinde çok teşekkürler 🥰🙏🔥🔥🔥🔥❤️

    YanıtlaSil
  11. Heyecanlı bir bölümün yine sonuna geldik. Elinize emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  12. Yine soluksuz okuduğum bir bölüm oldu.

    YanıtlaSil
  13. Emeğinize, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  14. Yeni bölüm sancıları da ayrıca şimdiden başladı. :)) Merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  15. Yeni bölüm ne zaman

    YanıtlaSil
  16. Bu hafta yeni bölüm varmı

    YanıtlaSil
  17. Yazar Instagram dan bi açıklama yaptımı bu hafta yeni bölüm var mı

    YanıtlaSil
  18. Salvator tatlım doğru yoldasın devam

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR - ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DOKTOR - ON BİRİNCİ BÖLÜM

DOKTOR - ON ALTINCI BÖLÜM