DOKTOR - DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Sen güçlü ol ve
pes etme, çünkü emeğinin karşılığını alacaksın.
2 Chronicles 15:7
Salon
saniyeler öncesinden daha karanlıktı, o kocaman alan sanki daralmış Salvatore
ile onu bir balona hapsetmişti, Claudia haziran ayının akşam çöken sıcaklığına
rağmen ürperdi. Salvatore Gambino ona bir sırrı keşfetmiş gibi bakıyordu.
Nihayet keskin sözleri sessizliği böldü. “Aslında o
kadar uysal değilsin öyle değil mi, Claudia Angeli?”
“Size bunu düşündüren ne Bay Gambino? Bir hata mı
yaptım?”
Koltuğa
oturmadan önce belindeki tabancayı bir tehdit gibi sehpanın üzerine bıraktı.
Claudia gözlerini adamdan ayırmadı ama silahın varlığının yarattığı etkiyi
hissediyordu. Silah görmeye alışık değildi, görmekten hoşlandığını da
söyleyemezdi fakat korkmuyordu.
“Bir şey saklıyorsun, bir oyun oynuyorsun buna hemen
son vermezsen sonu senin için iyi olmayacak.”
“Beni tanımadan hakkımda karara varmış olmanız üzücü.”
Gözlerini Claudia’ya dikti. Claudia bu bakışların bir
kurşundan daha korkutucu olduğunu görebiliyordu. “Annene benziyorsun.”
“Onun hakkında çok az şey hatırlıyorum ama babamda
aynısını söylüyor,” derken sesinde gizli bir özlem vardı.
Fakat Salvatore bunu bir iltifat olarak söylememişti.
“O da tatlı dili ve cilveli tavırlarıyla erkekleri tuzağa düşürme konusunda çok
başarılıydı.” Kaşları hızla çatılırken Claudia öfkenin kaynağının kendisi mi
yoksa annesi mi olduğunu düşünüyordu.
“Size oyun oynadığımı düşündüren ne?”
“Carlo ile evlenmek istemiyorsun.”
Claudia kollarını göğsünde bağlayarak başını dik
tuttu. “Bana düşüncemi sorma zahmetine girmediniz.” Onun sert sesini taklit
ederek, “Kuzenimle evleniyorsun Claudia çünkü ben öyle uygun gördüm. Ah bu
arada hoş geldin,” dedi.
Yavaşça ayağa kalkarak ona yaklaşması Claudia’nın
ürpermesine neden olsa da nefes dahi almadan bir heykel gibi durmayı sürdürdü.
Salvatore karşısında dikildiğinde adama bakmak için başını kaldırması gerekti.
“Ne düşündüğün ya da istediğin umurumda değil Claudia.
Carlo ile evleneceksin. Bu bir ceza değil hatta senin gibi biri için bir
lütuf.”
Claudia sakin kalmak için çabalasa da bunu yapamadı.
“Benim gibi biri mi?”
Salvatore derin bir nefes alırken ses tonu ve
konuşması sanki bir şiir okuyormuş gibiydi. “Sen basit bir genç kızsın. Sana
bir aileye dâhil olma şansı veriyorum. Yaşadığın sürece güvende olma şansı
veriyorum. Bir koca ve çocuklar veriyorum. Evleneceğin kişi de gördüğün gibi
bir hilkat garibesi değil, seni üç katın yaşında bir adamın önüne atmadığım
için şanslısın.”
Claudia kendine hâkim olamayarak, “Peki ya aşk?” diye
sordu.
Soğuk bir tavırla gülümsedi. “Aşk mı?” Birkaç adım
uzaklaşıp ellerini pantolonunun cebine soktu. “Aşk…”
“Bu komik mi?”
“Trajik. Gün gelecek ve büyüyeceksin ve masallara
inanmayı bırakacaksın. İşte o gün geldiğinde senin için ne büyük bir iyilik
yaptığımı anlayacaksın.”
Claudia onu esir alan öfkeyi geri planda tutmaya
çalışırken, “Üzgünüm,” dedi. “Yanlış ifade ettim.” Kararlı bir tavırla
karşısındaki adama bakmayı sürdürdü. “Tutku istiyorum. Sahiplenilmek istiyorum.
Delicesine istenmek istiyorum. Korunmak istiyorum.” Her cümlede adama bir adım
daha yaklaşmıştı. “Benim için hiç düşünmeden birini öldürecek ya da bir
kurşunun önüne atlayacak birini istiyorum. Herkesin korkudan karşısında
titrediği birini… Saygı duyulacak birini… Ben genç bir adam değil, gerçek bir
adam istiyorum.”
Çok fazla şey açık ettiğini biliyordu.
Öfkesi onu bir girdabın içine çekmiş ve neticede hissettiği her şey ortaya
saçılmıştı. Biraz önceki öfke patlaması ve söyledikleri yüzünden yanakları
ısınırken Salvatore ona bomboş bakışlarla bakıyordu.
Uzun ve gergin sessizliğin ardından, “Aklında biri mi
var, Claudia?” diye sordu.
Claudia’nın kaybedecek bir şeyi yoktu ve annesi her
zaman istediği şeylerin peşinden gitmesini söylerdi, Tanrı’da böyle söylüyordu.
Claudia istediği şeyin peşinden gidecek ve bir korkak gibi geri adım
atmayacaktı.
“Evet, Bay Gambino. Aklımda biri var.”
“Öyle mi? Kim?”
“Siz efendim.”
✞✞✞
Güçlü kahkahası odanın içinde çınladı. Onun ilk defa
kahkaha attığına şahit oluyordu ve bu durumda kahkaha atıyor olması Claudia’yı
öfkelendirmekten başka bir şeye yaramıyordu.
“Sizi eğlendirdiğime sevindim Bay Gambino. Sizi bu
kadar eğlendiren itirafımın hangi kısmı?”
Kahkahası son bulup, gülümsemesi hızla soldu. Yüzü
ciddi bir tavra büründü. “Ciddisin?”
“Sizin aksinize evet, ciddiyim.”
Onun ilk defa ne söyleyeceğini bilemediğini görüyordu.
Ağzını birkaç kez açıp kapattı. “Bu bir genç kızın basit hayranlığından başka
bir şey değil. Yakında farkına varacaksın.”
Claudia başını iki yana salladı. “O kadar basit değil.
Ben ne istediğimi biliyorum. Düşündüğünüzün aksine bir çocuk değilim.”
“Kırk dört yaşındayım Claudia. Yaşam enerjisiyle dolu,
aşka ve diğer şeylere inanan bir adam değilim. Çok kötü şeyler yaptım, yapmaya
devam edeceğim ve hiçbirinden pişman değilim. Ben bir canavarım ve öyle
kalacağım. Hayatım tehlikeli her zaman öyle olacak. Bu hayatın içinde kızım
yaşında, şımarık bir çocuğa ihtiyacım yok.”
Kızı
yaşında şımarık bir çocuk… Onu böyle mi
görüyordu? Yüzündeki nefret ya da tiksinti miydi? Belki de öfke? Claudia bu
itirafı yaparak en azından ilgisini çekmeyi ona başka bir gözle bakmasını
ummuştu ama anlaşılan Salvatore için asla çekici bir ‘kadın’ olmayacaktı. Ağlamak istiyordu ama bunu yapmayacaktı
karşısında daha da küçük düşmeye niyeti yoktu. Claudia bahse girerdi ki
gözyaşları onu şoka sokup hızla kaçmasına neden olurdu.
Annesinin başka
bir öğüdünü hatırladı. “Unutma Claudia bir kadının istedikten sonra elde
edemeyeceği hiçbir şey yoktur.”
Onu
istiyordu. Şu anda duyduğu tüm incitici şeylerden sonra bile onu istiyordu.
Salvatore Gambino kendini ne olarak tanımlarsa tanımlasın hayallerini süsleyen
adam oydu.
Gözlerini gözlerinden kaçırmadan, “İstediğim her şey
olabilirmiş gibi görünüyorsunuz,” dedi. “Ama anladığım kadarıyla hiçbir şey
olmak istemiyorsunuz.”
“Claudia…”
Claudia elini kaldırarak adamın sözünü kesti. “Daha
fazlasını duymak istemiyorum Bay Gambino. Şımarık bir çocuk gibi davranıp
başınızı ağrıtmak için uygun bir saat değil. İyi geceler.”
Claudia tek kelime daha etmesine izin
vermedi ağır ve kararlı adımlarla arkasına bakmadan salonu terk edip odasına
çıktı. Kapıyı istediğinden biraz daha şiddetli kapatmış olsa da gururunu
kurtarmayı başarmıştı. Şimdi asıl soru bundan sonra nasıl davranması
gerektiğiydi? Claudia ilk defa yapayalnız hissetti. Annesinin yokluğu zamanla
arkadaşları tarafından bastırılmıştı ama şimdi onlarda yoktu… Yalnız başınaydı
ve ne yapması gerektiğini de yalnız başına bulmak zorundaydı.
✞✞✞
Bir
sonraki gün Salvatore mülkü terk edene kadar yataktan çıkmamıştı. Genelde sabah
karanlığında uyanmaya alışkın olduğu için saatlerce yatakta kalıp onun evden
ayrılmasını beklemek bir eziyet gibi gelmişti. Neredeyse öğlene doğru
kahvaltısını yaptığı sırada Edoardo yemek odasına girdi.
“Bayan Angeli kişisel eşyalarınız biraz önce geldi.”
Claudia elindeki çatalı bırakıp heyecanla, “Resim
malzemelerim mi?” diye sordu. Bu onu heyecanlandırmış resmetmek istediği pek
çok şey vardı ve burada sıkıntıdan ölmemek için resme ihtiyacı vardı.
“Onların çatı katına yerleştirilmesini söyledim.
Rahat, sessiz ve kendinize ait bir alanın hoşunuza gidebileceğini düşündüm.”
“Teşekkür ederim Edoardo.”
Claudia
kahvaltısına devam edemeyecek kadar heyecanlı ve mutluydu masadan hızla
kalkarak koşar adımlarla merdivenleri çıktı. Çatı katının eğimli tavanı
Claudia’nın ayakta durabileceği kadar yüksekti. Edoardo bu kısmın depo olarak
kullanıldığını söylemişti diğer iki odanın kapıları bu yüzden kilitliydi. Geniş
çatı katının kendine kalan kısmı ise devasaydı. O kadar büyüktü ki Claudia bir
dans ekibiyle kocaman bir dans gösterisi bile yapabilirdi. Oval pencereler
siyah parmaklıklar ve tepelerinde vitraylarla (Vitray, hem renkli camların birleşmesiyle oluşturulan yapıyı hem de
bunu yapma sanatını ifade etmek için kullanılır.) süslüydü. O kadar çok
pencere vardı ki doğal ışık olduğu gibi odanın içindeydi. Claudia bahçeyi,
ormanı ve ormanın ardındaki nehri görebiliyordu. Bütün resim malzemeleri duvar
kenarına yığılmıştı. Çalışmalarının çoğunu getirememişti ama en özel olanlar
oradaydı. Mutlulukla gülümserken Edoardo merdivenlerin ucunda belirdi.
“Yeterince uygun mu?”
“Muhteşem! Bütün günümü hatta gecelerimi burada
geçirebilirim.”
Merdiven trabzanına parmağını sürtüp gözlüğünün
üzerinden incelerken, “Birini gönderip temizleteceğim ve ihtiyacınız olan
eşyaları bana söylerseniz getirtebilirim,” dedi.
“Aslında resim malzemelerine ihtiyacım olabilir. Bunu
kendim yapmayı isterim.” Manastırda kendi başına alışveriş yapamazdı.
İhtiyaçlar her zaman onlar için alınırdı. Şimdi bunu kendi yapmak hayatındaki
güzel bir değişiklik olurdu.
“Neye ihtiyacınız varsa yazıp bana verin. Yarın sizin
için hepsini aldırmış olacağım böylece zahmet etmemiş olacaksınız.”
Edoardo tebessüm ederek ona bakarken Claudia
anlamıştı. Anlaşılan dışarı çıkması aynen manastırda olduğu gibi yasaktı. Derin
bir nefes aldı. Neyse ki buna alışkındı ve bu durum çok uzun sürmeyecekti.
✞✞✞
Claudia
bütün günü yeni resmi üzerinde çalışarak geçirmişti. Beyaz elbisesi yer yer
boya lekeleriyle kaplıydı elbette elleri de öyle… Hava bir yaz akşamı için çok
sıcaktı ve terleyen ensesi ona zorluk çıkardığı için saçlarını bir yağlı boya
fırçası yardımıyla toplamıştı. Açtığı pencereden içeri giren hafif meltem temiz
hava sağlıyordu. Dolunay’ın muhteşem parlaklığını gölgelememek adına odada
sadece bir gaz lambası yakmıştı. Salvatore Gambino’nun arabasının bahçeye
girdiğini duyduğunda açık pencerenin kenarına yaklaştı. Boyu kadar olan pencerelerden
ön bahçeyi rahatça görebiliyordu. Siyah uzun araba evin önünde durdu ve
korumalardan biri Salvatore’un kapısını açtı. Gecenin bir yarısı eve dönen bir
adam için kusursuz görünüyordu. Tek bir saç teli dağılmamıştı, kravatı
bozulmamıştı, yaz sıcağına rağmen ceketini bile çıkarmamıştı. Evin içine
girmeden önce başını kaldırıp yukarı onun olduğu yere baktı. Arkasından vuran
ışık sayesinde onu netçe gördüğünü biliyordu zaten Claudia’da saklanmıyordu. En
azından artık saklanmayacaktı. Dün bir itiraf yapmıştı kaçması gereken kişi o
değildi. İçinde ne varsa söylemişti ve pişman değildi.
Bakışlarını
indirip içeri girerek evin içinde kaybolduğunda Claudia pencereden uzaklaşıp
fırçasını bir kez daha eline aldı. Çıplak ayakları ile şövalenin karşısında saatlerdir
dikiliyordu ama hala yorgun hissetmiyordu. Birinin yukarı çıkan adım seslerini
duyduğunda duraksadı. Merdivenin olduğu alan karanlıkta kaldığı için gelen
kişiyi göremiyordu ama nabzındaki hızlanma sanki ona kimin geldiğini söyleyen
gizli bir fısıltıydı.
Bu yüzden karanlığa doğru, “İyi geceler Bay Gambino,”
derken sesine umursamaz bir hava verdi.
“Claudia… Bu saatte uyanık olmanı beklemiyordum.”
Omzunu silkerken adamın görüş alanına girmesiyle
soluğu kesildi. “Resim yapmayı seviyorum.”
“Bunu görebiliyorum.” Claudia üzerindeki ve cildindeki
boyaları eleştirdiğinden emindi. Şimdi de onu pasaklı bir çocuk olarak mı
nitelendirecekti?
“Bu saatte sizi çatı katına getiren şey ne, efendim?”
“Seninle yarın konuşacaktım ama uyanık olduğunu
görünce şimdi haber vermek istedim.”
Claudia fırçayı elinden bırakırken adama baktı. “Hangi
konuda?”
“Carlo ile evliliğiniz konusunda…”
Claudia heyecanlanmıştı. Belki de dün geceki
itirafından sonra Salvatore onlara bir şans vermeye karar vermişti. İçindeki
umudun etkisiyle gülümsedi.
“Hafta sonu küçük bir aile buluşması için burada
olacaklar. Carlo’nun ailesi oldukça geleneksel ve annesi tek oğlunun düzgün bir
şekilde evlenmesini istiyor,” derken gözlerini devirdi. “Yani her şey
geleneklere uygun olacak. Nişan, düğün ve diğer şeyler…”
Claudia’nın yüzündeki gülümseme hızla silinirken
kendini çabuk toparladı. Demek Salvatore dün geceki konuşma hiç yapılmamış gibi
davranmak istiyordu. Kollarını göğsünde bağlayarak, “Peki,” dedi.
“Hafta sonu nişanınız burada olacak. Düğün ise fazla
uzatmadan bir ay içinde yapılacak.”
Birkaç gün içinde nişanlanacağını duymak
endişelenmesine neden olsa da bunu belli etmedi. “Uzatmak istemeyen kim? Siz
mi? Carlo mu?”
“Aile,” derken sesi keskindi.
“Yanılmıyorsam ailenin başı sizsiniz?”
“Dış dünyaya kapalı yetişen biri için fazla şey
biliyorsun, Claudia.” Claudia tehditkâr havayı sezmişti ama üstüne gitmekten
çekinmedi.
“Dış dünyaya kapalı yetişmek beni aptal yapmıyor.
Hatta oldukça faydalı şeyler öğrendiğimi söylemeliyim. İyi yetiştirilmemi
sağladığınız için size minnet duyuyorum.”
Olduğu yerden bakınca karşısındaki adamın duruşunun
sertleştiğini görebiliyordu. Her zaman sakin ama tehditkâr bir havası vardı fakat
Claudia onun kendisiyle konuşurken öfkelendiğini gözlemliyordu.
“Planın her neyse Claudia, vazgeç… Ben kızdırmak
isteyeceğin bir adam değilim.”
“Daha öncede söylediğim gibi bir planım yok, sadece
kaderimi yaşıyorum.” Ona doğru yürürken kolları göğsünde bağlıydı. Beyaz
elbisesinin kalın askısı omzunu açıkta bırakacak şekilde düşmüştü Claudia onu düzeltmek
için bir şey yapmadı. “Nişanlanmamı mı istiyorsunuz, o akşam en güzel halimle
orada olacağım. Evlenmemi mi istiyorsunuz, boyun eğeceğim. Endişelenmeyin Bay
Gambino sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım.”
“Güzel. Aptalca bir şey yapman sadece sana zarar
verir.” Güçlü adımlarıyla ahşap zeminde yürümesi her bir tahtanın gıcırdamasına
neden oldu. Doğruca şövaleye doğru ilerleyip Claudia’nın saatlerdir üzerinde
çalıştığı resmin önünde durdu. Resmi incelerken Claudia’da onun ifadesini
inceliyordu. Ne düşüneceğini merak ediyordu. Tüm masumiyetiyle birkaç adım
ötesinde duruyor vereceği tepkiyi bekliyordu.
Resmin üzerinden ona bakarken öfkesi tekrar alevlenmiş
gibi görünüyordu. Sanki resmi anlamamış ve ona açıklaması gerekiyormuş gibi
sakin bir tavır takındı. “Bu gece dolunay çok görkemliydi,” diyerek resmin
olduğu yere Salvatore Gambino’nun yanına yaklaştı.
Resmin
tepesinde konumlandırdığı dolunay bu gecekinden daha göz alıcıydı. Dolunayın
yaydığı ışık geceyi aydınlatacak kadar canlı resmedilmişti. Devasa ağaçların
gökyüzüne uzandığı ormanın ortasında bir araya gelen melekler dolunayın
ışığından beslenmiş gibi sarı beyaz ışıklarla parlıyorlardı. Meleklerin hepsi
çıplaktı ve Claudia ayrıntılı çıplaklık resmetmekten hoşlanıyordu. Rahibeler bu
çizimleri hoş karşılamazlardı bu yüzden Claudia bu sırrını manastırda saklamayı
başarmıştı şimdi ise… Saklanmaya ihtiyacı yoktu. Meleklerden biri şeytan
tarafından seçilmişti. Tablonun tam ortasında devasa boynuzlarıyla siyah
siluetin kucakladığı çıplak meleğin başı hafifçe geriye düşmüş şeytanın güçlü
kolları kalçalarını kavramış onu ay ışığına doğru taşırken kanatları ağaçlara
çarpıyor gibi görünüyordu. Sabah saatlerinden beri üzerinde çalıştığı tabloyu
uzaktan inceliyor olmak göğsünü kabartmıştı. Etkileyiciydi…
Salvatore Gambino gibi biri adamın bu kadar uzun süre
sessiz kalması normal olmadığı için Claudia ellerini beline koyarak, “Dilinizi
mi yuttunuz Bay Gambino?” diye fısıldadı.
“Manzara resimleri yaptığını düşünmüştüm ya da
ikonalar.”
Claudia kıkırdadı. “Kilisede onları yapardım. Yalnız
kaldığım zamanlar ise bunları yapmaktan hoşlanıyorum. Yasak şeyleri…” İşaret
parmağını henüz boyası yeni kuruyan şeytan figürünün üzerinde gezdirdi. “Sizin
odanızdaki cehennem tablosundan ilham aldım.”
Elini düşünüyormuş gibi çenesinde gezdirdi. Tabloya
karşı tahmininden daha ilgiliydi ama buna şaşırmadı evin her yerinde bir sanat
eseri vardı ve Claudia onları çocukluğundan hatırlamıyordu. Evde yaptığı bir
tur sırasında Edoardo hepsinin Bay Gambino’nun özel koleksiyonu olduğunu söylemişti.
“Bir meleği şeytanın kollarında resmetmek senin gibi
bir kız için uygunsuz değil mi?”
“Manastırda eğitim aldım bir rahibe değilim.”
“Dindar olduğunu söyledin.”
“İnançlıyım.” Başını kaldırıp tekrar adama baktı bu
sefer bakışları çarpışmıştı. Salvatore ona yargılayan, sorgulayan belki biraz
şaşkın bakışlarla bakarken Claudia yüzüne sevimli bir gülümseme oturtmuştu. Resimdeki
meleği işaret ederek, “Aslında o melek başından beri şeytanı baştan çıkarmaya
çalışıyordu,” dedi.
Salvatore Gambino sessiz kalınca, “Neden biliyor
musunuz?” diye sordu.
Adam istemsizce, “Neden?” diye yanıtladı.
“Yasak şeyler daima gizli bir çekiciliğe sahiptir.”
Birbirlerine
uygun olmaktan ve gereğinden daha uzun süre baktılar. Claudia onun karşısında
hislerini gizleme gereği duymuyordu zaten bunu yapmak çok zordu. Salvatore
Gambino’nun ise ne düşündüğünü ya da hissettiğini anlamak zordu. Her zaman
öfkeliydi, Claudia artık bunun kişisel olduğunu düşünüyordu. Ona karşı neden bu
denli büyük bir öfke duyuyordu?






Yalnız gambino yaşına rağmen hiç fena değil
YanıtlaSilGüzeldi
YanıtlaSilÇekişmeli çekişmeli 😍
YanıtlaSilSalavtore un kızı mı var?
YanıtlaSilSu gibi akıp geçen bir bölüm
YanıtlaSilO neydi öyle nasıl bir bölüm dü yazarcimmmmmmmm keşke bitmiş ve kitap halinde olsa bir solukta okumak istiyorum
YanıtlaSilBu kadar çabuk mu nişanlanacak genç çift? Claudiayla aynı evde kalıp kendisini etki altına almasından mı korktu beyimiz acaba? Kızın annesinin, babasına yaptığı gibi.. 🧐😉 Kadın karektere bayıldım, çok Güzel ve Cesur bir şekilde zekice laf sokuyor. Kalemine sağlık yine döktürmüşsün..
YanıtlaSilAslında Bay Gambinomuz başına gelecekleri bildiğinden uzak durmaya çalışıyor ama Claudiamız da çok zeki tam bir birlerine uygunlar 👍 haftayayı iple çekeceğim 🥰 aslında biraz daha bölümleri biriktirecektim biliyordum ben başıma gelecekleri ama dayanamadım okumaya başladım şimdi gün sayacağım 😅
YanıtlaSilbolum fenaydi devamina ihtiyacim var 🫠🫠
YanıtlaSilSabırsızlıkla bekliyorum
SilClaudia yürü be kızım kim tutar seni arkandayım süperdi
YanıtlaSilAhh yine her şey mükemmel idi kalemine sağlık.beyefendi ne zaman yola gelir acaba
YanıtlaSilYine ve yine süper bir bölüm yazarım. Satır arası yorum yapmak istiyorum keşke olsaydı . Kont muhteşemdi. Sonra Karga onu geçti. Ama bu fevkaladenin fevkinde ( öyle yazılıyordu di mi) Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık. Sabırsızlıkla gelecek bölümü bekliyorum. Diğer kitaplarınızı da okudum onlar da harika. Ama bu seri bambaşka.🤩
YanıtlaSilGeçiş bölümlerinin sonuna geldik galiba bu bölüm ikiliyi okumak muhteşemdi.
YanıtlaSilNişan zaten çabukta düğünü de bu denli çabuk yapmak istemeleri, Salvatore itiraftan rahatsız olup öne çekmiş olmalı. Nişan olacaktır ama düğünden nasıl vazgeçilecek neler yaşanacak bundan sonra çok merak ediyorum.
YanıtlaSilSonu itibariyle artık Salvatore'da ne kadar istemese de Claudia'yı görecek.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık.
YanıtlaSilCladuia istedigi kişinin Salvatore olduğunu söyleyince nefesimi tuttum .Çok güzel bölümdü emeğine sağlık.
YanıtlaSilAnnem şey derdi hayatım boyunca hiçbir şeye hayır dediğini duymadım ama işin sonunda hicbirseyi kabul ettiğini de görmedim jsjsjshs biraz bensin o yüzden
YanıtlaSilBölümler bir bana mı kısa geliyor bilmiyorum... :/ Ama güzel bir bölümdü.
YanıtlaSilClaudia nın üzüntü ya da öfkeli olmadığını belirtmesi aşırı hoş ve kadınsı
YanıtlaSilVe diğer bir yandan salvator babası claudianın annesiyle artık ne yaşadıysa claudiaya katlanamıyor ama onu şaşırtması onu düşüncelere sokacak
YanıtlaSilAferin ona böyle devam etsin
YanıtlaSilNe isteğini bilen kadın çekiciliği var
YanıtlaSilSalvatore biz adam istiyoruz adammm
YanıtlaSilSalav
YanıtlaSilClaudia atağa geçti bakalım bizi neler bekliyor Salvatore nereye kadar kaçacak kızdan hemen kurtulmak için nişanı ve düğünü hızlandırdı bence resimden bence çok etkilendi ve beynine kazındı Harika bir bölümdü canım ellerin dert görmesin canım 🥰❤️👍👏👏
YanıtlaSilİlgisini çekmeye başladı ama yanılgıya olabilir görücez teşekkürler
YanıtlaSil