DOKTOR - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İnanan için her şey mümkündür.

Mark 9:23

           

            Claudia resmen kovulmuştu. Onu hiç böyle kaba hayal etmemişti. Salvatore Gambino kısacık anısından ve hayallerinden çok daha farklı bir adamdı. Claudia kahvaltı için üzerini değiştirmiş odasında Bay Gambino’nun onu davet etmesini bekliyordu. Neden bu kadar sinir bozucu davrandığını hala anlayamıyordu. Yine de Claudia ona karşı hissettiği çekimin hafiflemediğinin farkındaydı Tanrı aşkına! Onu görmek için yanıp tutuştuğunu kendine bile itiraf ederken zorlanıyordu. Kapısı hafifçe tıklatıldığında yerinden sıçradı.

Gece ona yemek getiren ve sabahın ilk ışıklarında valizini boşaltıp yerleştiren hizmetçi kadın kapıda belirdi. “Bay Gambino, sizi çalışma odasında bekliyor.”

Çalışma odasında mı? Claudia en azından normal bir masada kahvaltı yaparken konuşacaklarını ummuştu ama anlaşılan Salvatore Gambino ona fazla vakit ayırmayacaktı. Kadının peşinden koridor boyunca ilerlerdi ve açtığı çift kanatlı kapıdan içeri girdi. Salvatore Gambino güneş ışığının aydınlattığı gösterişli masasında oturmuştu. Odasını süsleyen geniş pencereler çalışma odasını da aydınlatıyordu. Nedense boğucu ve karanlık olacağını düşünmüştü ama Salvatore Gambino gün ışığını seven, zarif zevkleri olan bir adam gibi görünüyordu.

Oturduğu yerin tam arkasında dikkatle incelemekten kendini alamadığı kocaman bir tablo asılıydı. Neredeyse duvarın tamamını kaplayan devasa tablonun üst kısmında saray benzeri bir yapı, mavi gökyüzü, beyaz bulutlar ve sarayın içinde şık giyimli insanlar resmedilmişti. Sarayın zeminindeki yarılma yüzünden insanların yüzlerindeki dehşeti bu kadar uzaktan bile görebiliyordu. Yarık doğruca cehenneme açılıyordu bu da tablonun alt kısmına resmedilmişti. Zebaniler, yukarıdaki saraydan düşen insanları yakalamaya çalışıyor düşen bazı insanlar ellerindeki mızraklara saplanıyordu. Resmedilen ateşin sıcaklığını hissedebiliyordu. Tablo o kadar korkutucuydu ki yeterince incelerse ya hayran olurdu ya da korkudan uyuyamazdı.

Salvatore öksürerek dikkatini çektiğinde bakışlarını tablodan ayırıp adama odakladı.  “Kusura bakmayın. Tablo… Dikkatimi çekti.”

Hafifçe başını salladı. “Sevdiğim bir çalışma.”

“Korkutucu ve hayranlık uyandırıcı…”

“Bana kalırsa düşündürücü.”

Claudia konuşmak üzereyken kapı açıldı ve bir hizmetçi içeriye girdi. Servis arabasından kahvaltı tepsilerini alıp birini Salvatore’un masasına diğerini de masanın önündeki sehpaya bıraktı. Kadın sessizce odadan çıkarken Salvatore ona oturmasını işaret etti.

“Pek aç değilim. Aslında ben… Konuşmak için buradayım.”

“Otur,” derken sesi bir köpeğe emir verir gibiydi. Claudia hem kırılmış hem de öfkeli bir şekilde adamın karşısındaki koltuğa oturdu. Salvatore kahvaltısına başladığı sırada tereyağı bıçağını ona doğrultarak, “Ye,” dedi.

Kızarmış ekmeğinin üzerine yağ sürüp bir ısırık aldı ve ekmeği geri bıraktı. Salvatore Gambino gibi bir adamı kızdırmaması gerektiği ona çok küçük yaşlarda öğretilen bir bilgiydi.

Portakal suyundan bir yudum aldıktan sonra, “Bay Gambino?” diye mırıldandı. Adam başını tepsiden kaldırıp ona bakarken Claudia konuşmasını sürdürdü. “Kahvaltı davetinizin çok kibar olduğunu düşünsem de hala cevap vermeniz gereken sorularım olduğunu düşünüyorum.”

Salvatore tepkisiz bir yüzle karşısında duruyordu. “Seninle konuşmadan önce biraz dinlenmeni istedim. Manastırda dışarıya kapalı yıllar geçirdikten sonra biraz yalnız kalmak istersin diye düşündüm.”

“Takdir edersiniz ki manastırda eğitim görmüş olmak insana ilahi bir sabır kazandırmıyor.”

Claudia onun bakışları altında kendini yaramaz bir çocuk gibi hissediyordu. Sanki onu buraya azarlamak için çağırmıştı. Derin bir nefes alarak, “Claudia,” diye mırıldandı. İsmi kulağına hiçbir zaman bu denli hoş gelmemişti. Salvatore Gambino onun nefretini uyandıracak kadar kaba olsa da Claudia ondan nefret etmeyi başaramıyordu. Hep böyle kaba ve umursamaz mı olacaktı? Yoksa bir noktadan sonra hayallerindeki gibi beyaz atlı bir prense dönüşecek miydi?

“Buraya gelmeni neden istediğimi merak ediyor olmalısın?”

Claudia gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu. Ayrıca gelmesi istenmemişti yani en azından bir seçim şansı olduğunu sanmıyordu.

“Beni aydınlatın, lütfen.”

✞✞✞

            Onunla evleneceğini söylemek için neden bu kadar çekindiğini anlayamıyordu. Aralarındaki yaş farkı yüzünden miydi? Claudia bunu dert etmiyordu. Salvatore’un babası yaşında olduğunu biliyordu ama bu onu gördüğünde heyecanlanmasına, ne kadar yakışıklı olduğunu düşünmesine, onunla ilgili hayaller kurmasına engel değildi. Küçücük bir çocukken bile onu etkilemeyi başaran adam… Onu görmediği tüm o yıllarda da hayallerini süslemişti. Bu çocukça bir inat ya da hastalıklı bir takıntı olabilirdi.

“Lafı uzatmayı sevmem Claudia. Manastırda eğitimini tamamladın, yeterince büyüdün ve artık bir çocuk değilsin.”

İşte Claudia’nın beklediği an geliyordu. Kalbi göğsünden çıkacak gibi atarken titreyen ellerini görmemesi için kucağına koydu.

“Annen ölmeden önce vasin olarak beni tayin etti. Bu yüzden senden sorumluyum.”

            Claudia kaşlarını kaldırdı. Bundan haberi yoktu. Yasal vasisinin babası olduğunu sanıyordu. İçinde büyüyen ve onu rahatsız eden duygu yüzünden nefesi sıklaşmıştı. Hızlıca düşünceyi zihninden uzaklaştırdı bu Salvatore’u babası yapmazdı. Sadece yasal bir ayrıntı olmalıydı annesi muhtemelen onun himayesinde daha güvende olacağını düşünmüştü.

“Her genç kız gibi zamanı geldiğinde bir evlilik yapacağını biliyorsun.”

Yutkunup başını sallayarak adamı onayladı.

“Senden sorumlu olduğum için yapacağın evliliği de ben ayarladım. Aile meclisimden Carlo Gambino ile evleneceksin. Senin yaşlarında, amcamın tek oğlu ve…”

            Claudia söylediklerinin geri kalanını duymadı. Kulaklarındaki uğuldama onun bariton sesini bastıracak kadar güçlüydü. Sertçe yutkunurken az önce duyduğu birkaç kelime kafasının içinde dönüyordu. Evlenecekti. Onunla değil. Carlo diye bir çocukla. Onunla değil. Onun kadar güçlü bir adamla değil. Sadece ailesinden, sıradan, genç bir çocukla… Salvatore’u daha zayıf bir adamın kolundayken, aile buluşmalarında görecekti. Ona sıradan bir baş selamı verecek, kocasının sırtını sıvazlayacak ve herkes hayatına devam edecekti. Hayır, bunu kabul edemezdi. Yıllarca hayalini kurmuştu. Yıllarca onun gibi bir adamın hayalini kurmuştu ve şimdi daha azına razı olmayacaktı. Herkes deli olduğunu düşünebilirdi. İki katı yaşında, korkutucu derecede karanlık bir adamla olmaktansa sonsuza kadar yalnız kalmayı tercih edecek pek çok kişi olduğuna da emindi ama Claudia, Salvatore Gambino’dan korkmuyordu. Bir şekilde kaderlerinin bir düğümle bağlı olduğunu düşünüyordu.

Claudia sanki duydukları onu dehşete uğratmamış gibi gülümseyerek portakal suyuna uzandı ve büyük bir yudum aldı. “Kadere inanır mısınız?”

Cevap vermeden önce çekmecesini açıp minik bir şişe çıkardı. Konyağı kahvesine dökerken acele etmedi. “Bu konuları konuşacaksak kahveden daha sert bir şeylere ihtiyacım var,” derken ifadesi nispeten yumuşak olsa da sesi sertti.

“Ben kadere inanıyorum. İnsanların yollarını birbirine bağlayan iplere… Karşılaşmaların tesadüf olmadığına inanıyorum. Verdiğimiz her kararın, yaşadığımız iyi kötü her olayın bir nedeni olduğuna inanıyorum. Bu evren ve hayatlarımız Tanrı’nın bizim için çizdiği bir yoldan ibaret. Her şey o nasıl olmasını istiyorsa o şekilde olacak.”

Konyak eklediği kahveden büyük bir yudum alırken başını salladı. “Ben kadere inanmam. Tanrı ise sadece zayıf, fakir ve aciz insanları kontrol altında tutmak için bizim gibi canavarlar tarafından uydurulmuş bir masal.”

Claudia’nın ağzı bu duydukları karşısında dehşetle açıldı. Tanrı’ya inanmıyor muydu? O halde onu neden onca bağış yaparak bir manastıra göndermişti? Masasının hemen arkasında devasa bir cehennem tablosu vardı ama Tanrı’ya inanmıyor muydu? Peki, ama buna ne sebep olmuştu?

“Sizin adınıza üzüldüm.”

“Öyle mi?” Ona küçük bir çocuğa bakar gibi baktı. “Cehenneme gideceğim için mi?”

“Hayır, hayatınızda huzura, umuda ve mucizelere yer olmadığı için…”

Bu sefer güçlü ve gerçek bir kahkaha attı. “Onlara ihtiyacım olduğunu da nereden çıkardın, Claudia?”

“Herkesin ihtiyacı var Bay Gambino. Herkesin karanlık, soğuk ve fırtınalı bir gecenin ardından güneşin doğacağını umut etmeye ihtiyacı var.”

“Sadece bu yüzden mi Tanrı’ya inanıyorsun. Ne kadar acı çekersen çek sonunda seni güzel bir yerin beklediğini umut etmek için mi? Bu dünyada veya değil…”

Claudia başını iki yana salladı. “Ben inançlı bir Hristiyan’ım. Beni gönderdiğiniz okulda çok şey öğrendim ve hayır bu kadar basit değil ama yine de biz insanlar günahkâr varlıklarız. Ebediyete gitmeden önce bu dünyada hazırlanmamız gerekiyor. Tüm bu sınavlara dayanmak için umuda ihtiyacımız var.” Daha fazla yemek yiyemeyeceğine karar vererek tek eliyle tabağı kendinden uzaklaştırdı. Yerinden kalkarak başını dik tuttu. “Kaderim neyse ona razı olacağım.”

Salvatore bir genç kız dramı bekliyormuş gibi şaşkınlıkla ona bakarken başını salladı. “Bu güzel. Karşı çıkmamana sevindim.”

Gülümseyerek karşılık verirken hislerini gizlemekte zorlanıyordu. “Amacım size sorun yaratmak değil Bay Gambino. Şimdi izninizle, geldiğim uzun yoldan dolayı hala yorgunum.”

“Elbette Claudia, dinlenmeye çekilebilirsin.”

Claudia arkasını dönüp zarifçe kapıya doğru yürümek için büyük çaba sarf etti. Aslında yapmak istediği ayaklarını yere vurup kapıyı öfkeyle çarpmak ve büyük bir hata yapmak üzere olduğunu haykırmaktı.

Kapıdan çıkmak üzereyken, “Claudia?” diye seslendi.

            Claudia hevesle arkasını döndü. Büyük bir hata yaptığını aslında onunla evlenmesi gereken kişinin kendisi olduğunu söylemesini umuyordu. Ona ilk görüşte âşık olduğunu itiraf etmeliydi, geri kalan her şeyin önemsiz olduğunu söylemeliydi ve Claudia mutluluk gözyaşları içinde çocukluğuna dair hatırladığı çok az anının çoğunu onun doldurduğunu açıklamalıydı.

“Carlo akşam seninle tanışmak için burada olacak.”

Anlamsız bakışlarla adama bakarken, “Carlo?” diye tekrarladı.

Salvatore kalkık kaşlarının ardından, “Carlo,” derken sesi bıkkındı. “Evleneceğin genç adam.”

✞✞✞

            Salvatore Gambino aracına binip evi terk edeli saatler olmuştu ama Claudia o gittiğinden beri odasından çıkmaya yeltenmemişti. Yaşadığı sinir krizi düşünmesini zorlaştırsa da düşünüp bir plan yapması gerektiğini biliyordu. Tanrı’da savaşmasını isterdi ve Claudia asla savaşmadan pes edecek bir yapıya sahip değildi. Onu hayal edip bir masala inanarak geçirdiği onca yıldan sonra başka bir kadere razı olmayacaktı. Salvatore Gambino her şeye gücünün yettiğini düşünebilirdi ama Claudia onda olmayan bir şeye sahipti. İnanca…

            Bay Gambino nezaket gösterip eve gelmeden önce Edoardo ile ona haber yollamıştı. Akşam yemeğinden sonra onu müstakbel eşiyle tanıştırmak için evde olacaklardı. Claudia hırçınlık yapmadı ya da öfke krizine girip ayaklarını yere vurmadı yani en azından insanların yanında bunları yapmayacak kadar akıllıydı. Neyin içinde olduğunu biliyordu. Mafya dünyasından tamamen uzakta büyümüş olsa da annesi ile geçirdiği birkaç kısa yılda ondan aldığı öğütleri hatırlıyordu.

“Güçlü bir adamı dize getirmek için uysal görünmelisin, meleğim.” Attığı şuh kahkahasının ardından başını okşayıp, “ama asla uysal olmamalısın,” demişti.

            Onunla ilgili pek anısı yoktu. Çoğu şeyi yıllar içinde onu düşündüğü anlarda hatırlıyordu. Annesiyle ilgili hatırladığı şeyler göz alıcı güzelliği, konuşmaktaki becerisi ve insanları etkileyen zarafetinden ibaretti. Claudia o hazırlanıp makyaj yaparken yanında oturup verdiği tavsiyeleri dinlerdi ki bu tavsiyeler genelde çocuklara öğütlenmemesi gereken şeylerdi.

            Mülke giren araçların ışıkları karanlık odasına dolduğunda Claudia hazırdı. Daha çok savaş için kuşanmıştı ama bunu şimdilik saklayacaktı. Salvatore boyun eğdiğini düşünmeliydi… Sonrasında, onu çıldırtacak ve bu kararı için pişman olmasını sağlayacaktı. Vücuduna yapışan yeşil elbisesinin eteğini düzeltti. Elbisenin kısalığı bacaklarını vurgularken kapalı yakası ona masum bir hava katıyordu. Uzun, dalgalı saçlarını iyice fırçalayıp şekillendirdikten sonra toplayarak yüzünü açığa çıkarmıştı. Atkuyruğunu büyük beyaz bir kurdele süslüyordu. Kimse onu çağırmadan önce kapıyı açarak odadan dışarı çıktı. Merdivenleri indiği sırada iki adam Edoardo’ya ceketlerini ve şapkalarını veriyordu. Salvatore Gambino yanındaki oldukça genç ve yakışıklı olan adamı gölgede bırakacak kadar çekici görünüyordu. Basamakları yavaşça inerken adamların bakışları ona kaydı. “Müstakbel eşi” pek çok genç kızın hayallerini süsleyebilirdi. Gençti, güzel biri suratı, atletik bir fiziği vardı. Ayrıca Salvatore Gambino’nun aksine korkutucu görünmüyordu ama yine de Claudia’yı etkileyemeyecek kadar sıradandı. O başından beri şeytanı istiyordu.

“İyi akşamlar,” derken gülümsedi.

Son basamağa geldiği sırada Salvatore onu iki parmağıyla işaret ederek, “Carlo, sana bahsettiğim gibi bu Claudia,” diyerek kabaca onu tanıttı.

Claudia onu bu kaba tanıştırma ile geçiştirmesine izin vermeyecekti. Adama elini uzatırken, “Sanırım sizde benim müstakbel eşim oluyorsunuz,” dedi.

Carlo utangaç bir tavırla gözlerini kaçırdı ama elini tutup yumuşakça dudaklarına götürdü. Yüzü sakalsızdı ve gözleri hoş bir kahverengiydi. Gözlerinin önüne düşen saçları kibar bir hareketle itti. Güzel bir adam olduğunu söylemeliydi.

“Sizinle tanıştığıma memnun oldum Bayan Claudia.”

Claudia samimi bir tavırla elini havada salladı. “Bana Claudia deyin lütfen. Resmi konuşmak için fazla hızlı bir başlangıç yaptık.”

Carlo gülümseyerek karşılık verirken Claudia rahat, sakin ve çekici olmaya çalışıyordu. Bunlar deneyimlediği şeyler değildi. Erkeklerin yanında ‘çekici’ olmak bir yana daha önce yabancı erkeklerle sohbet etme şansı bile olmamıştı. Yine de içinden geldiği gibi hareket ediyordu.

“Siz gençlerin kaynaştığını görmek güzel.” Salvatore’un keskin sesi Carlo’nun anında gerilemesine neden olmuştu. Ondan korkuyordu… Claudia akraba olduklarını öğrenmişti Carlo ailede önemli bir yere sahipti. Yine de Salvatore’un konuşması bile onu korkutmaya yetmişti. Belli ki ona da evlilik konusunda bir söz hakkı tanınmamıştı.

✞✞✞

Salvatore onları büyük salonda konuşmaları için baş başa bırakmıştı. Birbirlerine söyleyecek bir şeyleri olmayan iki çocuk gibi aynı kanepenin farklı uçlarında oturuyorlardı. Claudia olası evlilik hayatlarının ne kadar sıkıcı olabileceğini düşündükçe endişeye kapılıyordu. Ya bunu engelleyemezse? Ya Salvatore Gambino ondan asla o şekilde etkilenmezse? Hayır! Bunu düşünmeyi tamamen reddediyordu. Salvatore Gambino onun için delirecekti çünkü Claudia bunun için ne yapması gerekiyorsa onu yapacaktı.

Claudia dürüst davranıp aklına gelen ilk şeyi sorarak onunla sohbet başlattı. “Bu evliliği istiyor musun, Carlo?” Ona doğru uzanarak, “Bana karşı dürüst olabilirsin,” diye fısıldadı.

Carlo şaşkınlıkla birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra, “Elbette,” dedi. “Bu görevi yerine getirmek için istekliyim.”

Claudia hayal kırıklığını ona belli etmekten kaçınarak, “Bir görev?” diye tekrarladı.

Carlo yanlış sözcük kullandığını fark etmiş olmalı ki bunu hızla düzeltti. “Üzgünüm. Söylemek istediğim… Bu değildi.”

Aslında söylemek istediği tam olarak buydu ve Claudia bunun farkındaydı yine de onu küçük düşürmedi sadece gülümseyerek karşılık verdi.

“Endişelenme. Bende görevimizin farkındayım.”

Carlo ona şaşkın bakışlarla bakarken, “Aşk beklemiyor musun?” diye sordu.

Elbette aşk bekliyordu ve onu alacaktı ama aşkın sahibi Carlo değildi en azından bu kesindi. Claudia omuz silkerek karşılık verdi. “Genç olabilirim Carlo ama aptal değilim.”

Carlo söylediği şeyi yanlış anlayarak gülümsemesine karşılık verirken, “Belki zamanla âşık oluruz,” dedi.

“Belki…”

“İtiraf etmeliyim, sen çok… Güzelsin.”

Bu masum iltifatı yaparken bile Carlo’nun yanakları kızarmıştı. Claudia utangaç bir edayla gülümserken, “Şey… Teşekkür ederim, Carlo,” diye mırıldandı. Claudia güzelliğinin bir sır olmadığını biliyordu. Tıpkı annesine benziyordu ve rahibeler bu güzelliğin son derece günahkâr olduğunu düşünüyorlardı. Fakat Claudia bunu bir lütuf olarak görüyordu.

Tam o sırada Salvatore’un arkalarında öksürdüğünü duydu. Carlo hızla yerinden kalkarak ellerini önünde bağladı ve başını öne eğdi. Salvatore Gambino herkesin büyük saygısını kazanmışa benziyordu. Ona gerçek anlamda saygı mı duyuyorlardı? Yoksa korkuyorlar mıydı? Sanırım bunu zamanla öğrenecekti.

“Anlaştığınızı görmek güzel.”

“Evet, efendim. Bayan Angeli uygun bir eş adayı.”

Claudia başını öne eğerek gözlerini devirdi. Uygun bir eş adayı olduğu doğruydu ama yanlış kişiyle eşleştirilmişti. Bir piyondan fazlasını hak ediyordu ve istiyordu. Tutkuyla istenmek, sahiplenilmek, herkesin korktuğu bir adamın hayranlığını kazanmak istiyordu. Carlo evden ayrılırken tekrar görüşeceklerine dair sözleştiler bu Claudia’yı heyecanlandırmadı ama yine de sanki öyleymiş gibi davranıp gülümsedi. Carlo gittiğinde büyük salonda ona şüpheyle bakan Salvatore Gambino ile baş başa kalmıştı.









Yorumlar

  1. Vay vay gizli gizli baştan çıkaracak sevdim bunu hahaha

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mükemmel bir bölümdü yavaş yavaş ekilen tohum büyüyecek gibi....

      Sil
    2. Daha çok açık açık baştan çıkaracak gibi. :D

      Sil
  2. Ya çok güzel😍💓😍💓😍💓😍💓

    YanıtlaSil
  3. Beklemek çok zorrrrrrrr çok güzel bir bölümdü 😍😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke zamanım daha fazla olsa da daha çok yazsam. <3

      Sil
  4. Hırsı ve azimli kadınlar bizim tercihimizde her zaman çok güzeldi yine emeğine sağlık 😍

    YanıtlaSil
  5. Çok güzeldi. Bir solukta okudum bitti😟. Sabırsızlıkla gelecek bölümü bekliyorum. Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık 🙏❤️❤️❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir haftada yazılıyor bir solukta okunuyor diiimiii. <3

      Sil
  6. Ah, yine en heyecanlı yerinde bitti.

    YanıtlaSil
  7. Claudia, geçen bölüm de tahmin ettiğim gibi kararlı ve mantıklı bir genç kız. En baştan Carlo ile evlenmek istemiyorum diye olay çıkarsaydı Salvatorenin ilgisini değil sadece şimşeklerini çekecekti. Annesine olan nefretini sorun yaratmaya devam eden kızına yansıtırdı. Bu şekilde davranması çok daha akıllıca oldu.

    YanıtlaSil
  8. Claudia tip olarakta annesine benziyormuş, bu konuda Salvatore'nin de kıza yönelik düşüncelerini okumak için sabırsızlanıyorum. İlk zamanlarda aşk bekleyen biz okuyucuları annesine duyduğu nefret dolayısıyla kıza önyargısıyla hayal kırıklığına uğratacağına şüphem yok. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke salvatore un gözündende caludia yı okuyabilsek şuan ne tür duygular hissediyor ona karşı

      Sil
    2. Aynı hikayede davrandığı gibi hissediyor aslında. Nefret... Zamanla yerini daha büyük bir nefrete bırakacak merak etmeyin. :D

      Sil
  9. Carlo'da Salvatore'den oldukça korkuyor. Ayrıca Claudia'yı güzel bulmasına rağmen evlilik onun için de görev duygusundan, karlı bir anlaşmadan başka bir şey değil. Gerçi genç ve bu işlerin adamı olmanın gerektirdiği soğukkanlılıktan yoksun olduğu görüldüğü için heyecan yoksunluğunu da garip karşıladım. Sadece babasının ve kuzeninin isteklerini yerine getiriyor ama bu heyecansızlığının altında başka sebepler de var mı acaba? Yoksa güçlü kişilerin baskısını hissettiği için mi karakterinden dolayı mı yani. Gerçi böyle olması yalnızca görev olarak bakması ilerisi için üç karakter için de daha iyi olacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harika bir nokta yakalanmış birkaç bölüm içinde bu konuda bir şeyler okuyacağız. <3

      Sil
  10. Bölüm, yine bir solukta okundu. Emeğinize sağlık. Dediğim gibi tam yerinde bitti, o kuşkulu halinden sonra ikisinin yalnız konuşmalarını okumayı merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  11. Yeni bölümü iple çekiyorum

    YanıtlaSil
  12. Sinsirella sevdim seni

    YanıtlaSil
  13. Haydi bakalım

    YanıtlaSil
  14. Sürüm sürüm süründür kızım bu adami neye uğradığına şaşırsin

    YanıtlaSil
  15. 4. Bölüm bu gece gelecek mi? Yeni bölümü heyecanla bekliyoruz😻🩷

    YanıtlaSil
  16. Claudia kendini Salvatore'nin gözüne soka soka baştan çıkarak adamı kafasını bir güzel karıştıracak anlaşılan Carlo pasif birine benziyor evliliği görev gibi görüyorsa Claudia'nin işi daha kolay olacak umarım ilerleyen zamanda Carlo bizim kıza aşık olmaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir bölümdü canım ellerin dert görmesin 🥰👍👏👏

      Sil
  17. Ah bay Salvatore neler neler olacak bir bilseniz 🤭🤭

    YanıtlaSil
  18. Baştan cikaracakmi şüpheliyim adam taştan duvar gibi zor kırılır cesaretten fazlasına ihtiyacı var kızın

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR - ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DOKTOR - ON BİRİNCİ BÖLÜM

DOKTOR - ON ALTINCI BÖLÜM