DOKTOR - ONUNCU BÖLÜM

 

ONUNCU BÖLÜM

Derin sulardan geçtiğinde, ben seninle olacağım.

Isaıah 43:2

 

            İstiyordu. Onunla oynamak istiyordu çünkü bunun onu delirttiğini fark etmişti. Kıskanıyordu ve artık onu arzuladığından emindi. Bir nedenden dolayı – o neden her neyse – buna karşı koymaya çalışıyordu.

“Gözlerinizdeki ateşi görüyorum. Bu yüzden oynamak istiyorum.”

“Claudia.” İsmini fısıldarken bıkkınlıkla soludu. “Bu çok tehlikeli ve sonu asla iyi bitmez. Bu yüzden benden uzak dur.”

“Kim için tehlikeli?”

“Senin için.”

“Siz buradaki en güçlü adam değil misiniz? Beni koruyamaz mısınız?” Claudia’nın bedeni aralarındaki yakınlığın yaydığı sıcak yüzünden ateş gibi yanıyordu.

“Seni kendimden koruyamam.” Yüzüne çok yakındı, onu öpmek ya da belki dişlemek istiyor gibi görünüyordu Claudia ise gözlerini onun gözlerinden ayırmadı.

“Belki de bunu istemiyorum. Belki zarar görmek istiyorum.”

“Sen ne istediğini bilmeyen genç bir kızsın. Seni büyüleyen ne? Güç mü?”

“Her şey,” derken dudaklarına doğru fısıldadı. “Sizinle ilgili her şey.”

“Beni tanımıyorsun.”

Henüz değildi. Tam olarak onu tanımadığını biliyordu ama onun hakkında her şeyi öğrenmek istiyordu. Ne düşünüyordu? Nasıl hissediyordu? Ona bir mıknatısın zıt kutbu gibi çekiliyordu. Onu gördüğünde içi heyecanla doluyordu ve bu sadece fiziksel bir şey değildi. Onunla konuşmak istiyordu, saatlerce, her şey hakkında… Hayat hakkında Claudia’dan çok daha fazla şey bilmesi, yaşanmışlıkları ve deneyimleri bunun bir parçasıydı. Carlo kibardı, eğlenceliydi, samimiydi ama asla heyecanlı, gizemli ya da merak uyandırıcı değildi. İşte bu yüzden Salvatore Gambino olmak zorundaydı. İstediği oydu.

“Tanımak istiyorum.”

“Bana âşık olduğunu söylemiştin? Birini tanımadan sevemezsin, Claudia. Bu bile bir masala inandığının kanıtı.”

Claudia kendinden emin bir edayla gülümsedi. “Aşk; birisiyle ilgili hiçbir şey bilmeden ona güvenebilmektir.” Salvatore’un yüzündeki karmaşayı keyifle izledi. Onun gibi bir adamı şaşırtabildiğini görmekten hoşlanıyordu. “Size güveniyorum. Bir şeytan olduğunuzu söyleseniz de…”

Ellerini omuzlarından çekip ondan uzaklaşırken Claudia aralarındaki mesafenin acısını hissetti. Tek hareketiyle hem kalbini kırıp, hem de onu farklı bir heyecanla dolduruyordu.

Zaten mükemmel görünen ceketini düzeltti. “Bu bir hata.”

Arkasını dönüp merdivenlere ulaştığında Claudia arkasından seslendi. “Bu bir hataysa, istediğimi alana kadar bin kere yanılacağım.”

Ona bakmadı sadece yürüdü ve gitti. Claudia ise odasına dönmeden önce birkaç dakikaya daha ihtiyaç duyduğu için olduğu yerde kaldı.

✞✞✞

Kahvaltıdan sonra kendini tavan arasına kapatamadan Nicolo uyanmıştı. Onunla zaman geçirmek ve sohbet etmek eğlenceliydi. Ona manastırdaki arkadaşlarını anımsatıyordu ve burada yalnız olmadığını hissettiriyordu. Altında sadece bir şort vardı ve çıplak üst bedeni Claudia’nın görmeye alışık olmadığı bir şey olduğu için bakışlarını kaçırdı. Omzuna attığı havlu ve ağzındaki sigarayla kahvaltı masasından kızarmış bir ekmek alıp üzerine yağ sürdü.

“Serinlemek için havuzu kullanacağım. Eşlik etmek ister misin?” diye sorarken ağzındaki sigarayı çıkarıp ekmekten bir ısırık aldı.

Claudia omuz silkti. “Yapacak daha iyi bir şeyim yok. Seninle on dakika sonra havuz kenarında buluşurum.” Salvatore onu nikâha kadar malikânede tutmaya kararlı görünüyordu ama Claudia pes etmiş değildi. Dışarı çıkıp mektupları –kimse onları okumadan- kendisi postalayacaktı. 

            Nicolo gözden kaybolurken Claudia odasına çıkıp Valeria ile birlikte alışverişe çıktıklarında aldığı güneş gözlüklerinden birini başının üzerine taktı. Güneşten korunmak için bir tülbent ve havlu aldı aşağıya inmeden önce Gambino Malikânesinin devasa kütüphanesinden bir kitap seçti. Buraya geldiğinden beri okumak için sınırsız bir zamana ve koleksiyona sahipti.

            Arka bahçedeki havuza indiğinde Nicolo çoktan bir uçtan bir uca yüzmeye başlamıştı. Claudia ahşap şezlonglardan birine havlusunu serip oturdu. Uzun elbisesinin etekleri bacaklarını kapatsa da göğsü, omuzları ve kolları açıktaydı. Ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını uzattı, gözlüğü gözlerine indirerek güneşi kesti. Yanına aldığı tülbendi kullanarak başının üstünü kapattı.

Nicolo havuzun ucuna tutunup, “Yüzmüyor musun?” diye bağırdığında kitabı yüzünden çekip ona baktı.

“Yüzme bilmiyorum ve burada iyiyim.”

“Siz rahibeler yüzmez misiniz?”

Gülerek, “Ben rahibe değilim,” diye itiraz etti.

“Orada öyle sarmalanmış bir halde rahibeye benziyorsun, canım. Yaklaş ve serinle. İstersen yüzme öğrenmene yardım ederim.”

            Claudia oturduğu yerden kalkarak durgun, mavi suya yaklaştı. Nicolo ıslanan saçlarını geriye iterek alnını ve yüzünü açığa çıkardı. Claudia havuzun kenarına oturmak için eteğini topladı ve ayaklarını suyun içine bıraktı. Soğuk su anında serinlemesine neden olmuştu.

“Yüzmek istemediğine emin misin?”

Claudia başını iki yana salladı. “Uygun kıyafetim yok ve bunu yapmak için kendime de sana da güvendiğimi söyleyemem.”

“Açık sözlülüğün kalbimi kırıyor.” Claudia ayağıyla suya vurup Nicolo’nun yüzünü ıslattığında Nicolo geriye doğru yüzerek ona su attı.

“Manastırda eğlenmek için ne yapardınız?”

Claudia’nın yüzüne istemsiz bir gülümseme oturdu. Oraya bir tür sürgüne gönderilmiş olsa da her zaman sevmişti. Çocukluğunda hatırladığı kısa anılarda her zaman yalnızdı ama orada bir sürü arkadaşı olmuştu.

“Harika arkadaşlarım vardı. Her zaman eğlenmenin bir yolunu bulurduk ve rahibeler eğlenme yöntemlerimizden nefret ederdi,” derken kıkırdadı. “Bir Pederimiz vardı, Bassanio. O kadar çok içerdi ki yanında yanlışlıkla ateş yaksan havaya uçardı ama harika bir şarap koleksiyonu vardı. Eksildiğini de fark etmezdi.”

“Bir rahibin şarabını mı çalıyordunuz?!”

“Ve sigaralarını.”

“Aman Tanrım,” derken kahkaha attı.

“Bazen gece gizlice yatakhaneden kaçıyorduk, sabaha kadar bahçede geziniyor, yağmurda ıslanıp dans ediyor ya da gizli sırlarımız hakkında sohbet ediyorduk.”

“Tahminimden daha renkli bir hayatın varmış, güzelim.”

“Peki ya sen eğlenmek için ne yaparsın, Nico?”

“Hım… Partilere giderim, kulübe, dansa. Ah, evden kovulduysam, tatile çıkarım. Roma, Paris, Miami, Vegas. Canım nerede olmak isterse orada olurum.”

            Claudia’nın gözleri parlamıştı. Keşfedecek o kadar çok şey vardı ki her şey için geç kaldığını hissediyordu. Manastırda dışarıya kapalı geçirdiği yıllarda çoğu macerayı arkadaşlarından dinlemişti. Oradan dışarı hiç çıkmamıştı ama şimdi dünya sınırsız bir eğlence kaynağı gibi önünde duruyordu.

“Bu kulağa olağanüstü geliyor.”

“Bu hayatında zorlukları var tabi.”

Claudia gözlerini devirdi. “Ne gibi? Gezerken çok mu yoruluyorsun yoksa?” Ona bir kez daha su attıktan sonra havuz boyunca yüzmeye başladı. Claudia ayaklarını su da serinletirken onun boydan boya yüzüşünü seyretti.

✞✞✞

Nicolo yüzmekten sıkılıp şehri ‘keşfe’ çıkmak için ayrıldığında Claudia hapishanesinde kalmaya devam etti. Öğle yemeğinden sonra bir süre resim yapmış ve bahçede yürüyüşe çıkmıştı hava karardığında akşam yemeği ile birlikte yeniden havuz kenarına inmiş yemeğini orada yemiş ve ardından ayaklarını suyun içine sokup kitabını okumaya devam etmişti. Haziran sıcağı için aklına gelen en iyi ve en rahatlatıcı seçenekti. İzlendiği hissiyle bahçe kapısına doğru baktığında onu gördü. Salvatore Gambino birkaç metre ötede dikiliyordu. Ceketi, kravatı, gıcır gıcır deri ayakkabılarına kadar havuz kenarı için ‘fazla’ şıktı.

Başını kaldırıp onu süzerken, “Yüzmek için çok resmi görünüyorsunuz,” diye takıldı.

“Yüzmek için gelmedim.”

“O halde havuz kenarında ne yapıyorsunuz?”

Ona doğru yaklaştı. Elleri belindeydi ve havuzun ışıklandırmaları yüzünü aydınlatıyordu. “Seni pencereden gördüm, uzun zamandır buradasın.”

“Sadece kitap okuyorum.” Ayaklarını suyun içinde kıpırdatırken, “Sıcak bir akşam ve serinlemek için burası çok güzel.”

“İstersen yüzebilirsin.”

Claudia güldü. “Bu konuda yasak yok mu?”

“Malikâne içinde özgürsün.”

“Bugün bahçede yürümek istedim ama korumalar sınırlar içinde kalmamı istediler yani malikâne çevresinden uzaklaşmamam gerekiyormuş.”

Başını sallayarak onu onayladı. “Senin güvenliğin için, arazi oldukça büyük.”

Kinayeli bir edayla gülümserken, “Her şey benim sözde güvenliğim için öyle değil mi?” dedi.

“Bundan şüphen mi var, Claudia? Sence seni gözetmiyor muyum?”

“Çok rehineniz olduğunu düşünüyorum.”

Bu söylediği onu güldürdü ama gülüşü neşeden yoksundu. “Rehinelerime karşı bu kadar nazik değilim.” Bir kez daha görünmek istediği o kötü adam gibi görünüyordu. Kasıtlı olarak insanları korkutuyordu Claudia’nın pek korktuğu söylenemezdi.

“Nezaket anlayışlarımız oldukça farklı.”

“Öyle mi? Tam olarak neden memnun kalmadın?”

Claudia elinde açık tuttuğu kitabı kapatıp uzağa bıraktı ve ayağa kalktı. Bunu yaparken Salvatore’un bacaklarına baktığını fark etmişti. “Manastırda dışarıya kapalı uzun yıllar geçirdim Bay Gambino. Bütün çocukluğum bir gün özgür olup dilediğimce gezeceğim hayallerle süslüydü. Şimdi önüme dünyaları seriyor gibi davranıp beni daha lüks bir kafese kapatamazsınız. Üstelik bu kafeste dostlarımdan da yoksunum. Beni süslü malikânenize kapatarak bana zarar veriyorsunuz!”

“Demek ki hayallerini süsleyen şey sadece ben değilmişim? Beyaz atlı prensin olduğumdan oldukça emin görünüyordun Claudia? Ne değişti?” Bunu söylerken alaycıydı.

“Büyüleyici beyaz atlı prenste kötü bir cadı ya da zehirli bir elma gibi zarar verebilir.”

“Büyüleyici beyaz atlı prens,” diye tekrarladı. “Bu tanıma uymayan tek kişinin gözlerine bakıyorsun küçük kız.”

“Buna siz karar veremezsiniz.”

“Sana karşı dürüst oluyorum Claudia. Ben bir prens değilim. Genç değilim, yakışıklı değilim, iyi kalpli değilim, bir prensesi mutlu edecek hayat enerjisinden yoksunum, aşka inanmıyorum, benim dünyamda sonsuza kadar mutlu yaşamak imkânsız.”

Claudia korkusuz ve çekincesizce ona doğru bir adım atıp elini tuttu. “Gencim, çoğu kişi güzel olduğumu düşünüyor, iyi kalpli olduğumdan eminim, hayat enerjim size fazlasıyla yeter, aşka inanmayan bir adama çok uzun zamandır aşığım…” Gözlerini gözlerinden bir saniye olsun kaçırmadan, “Sizden başkasına âşık olmak, başkasını mutlu etmek istemiyorum,” diye itiraf etti.

Sert bir yüzle, “İnsanları öldürdüm,” dedi. “Ben bir katilim.”

Muhtemelen daha mantıklı biri koşarak uzaklaşırdı. Claudia aşkta mantık aramaması gerektiğini uzun zaman önce hayallerinde bir adamı severken öğrenmişti. “Kulağa korkutucu geliyor.” Bunu söylerken gülümsüyordu.

Ondan uzaklaştı ve kendini havuza doğru attı.

✞✞✞

Bu yaptığı delilikti, mantıklı hiçbir açıklaması yoktu ama yine de… Yine de ona bunu göstermek istemişti. Hayır, ne kadar çılgın olabileceğini değil. Göstermek istediği şey onu önemsediğiydi. Çünkü öyleydi. Onu önemsiyordu. Salvatore Gambino onu önemsiyordu.

Suyun içinde hızla dibe batarken su yuttu. O panikle çırpındı ama Salvatore hala onu kurtarmak için peşinden atlamamıştı. Muhtemelen henüz yüzme bilmediğini fark etmemişti. Her şeyin kararmaya başladığını hissettiği anda birinin onu tuttuğunu hissetti. Güçlü kollar bedenini kavramış onu yukarı doğru hızlıca çekmişti. Suyun dışına çıktığında ciğerlerine güçlü bir nefes çekti. Yeniden hayatta olmak gibiydi. Hala suyun içindeydi ama Salvatore’un güçlü kolları onu yukarıda tutuyordu. Yaşama doğru gözlerini açtığında onun öfkeli bakışlarıyla karşılaştı.

Konuşacak kadar kendini topladığında, “Gördünüz mü sadece öldürmüyorsunuz,” diye fısıldadı. “Hayatımı kurtardınız.”

“Sen aklını mı kaçırdın! Yoksa intihara mı meyillisin?!”

Claudia öksürürken kendi kendine gülmeyi başardı. Güzelim takım elbisesi sırılsıklam olmuştu. Atlamadan önce ceketini bile çıkarmamıştı.

“Beni önemsiyorsunuz Bay Gambino, ceketinizi bile çıkarmamışsınız.”

“Claudia,” derken derin bir nefes aldı. “Yüzme bilmiyorsun, bunu neden yaptın?”

“Beni kurtarmanız için… Beni önemsediğinizi size göstermek için…” Bedenindeki ellerinin varlığını hissediyordu. Delice davrandığının farkındaydı ama ona böyle dokunacaksa suya bir kez daha atlayabilirdi.

“Ölmene izin veremezdim.”

“Neden? Vicdanınız el vermediği için mi? Yoksa sadece kuzeninizle evleneceğim için mi?”

Dişlerini birbirine bastırdı. “Her şey ben nasıl planladıysam öyle olmak zorunda Claudia! Anladın mı? Benden habersiz nefes alamazsın ya da nefesini kesemezsin. Buna sadece ben karar veririm. Burada Tanrı benim.”

Tek eliyle boynundaki haçı kavradı koparmak ister gibi sertçe çekti bu çekiş Claudia’nın ağzından acı dolu bir haykırış dökülmesine neden olurken Salvatore onu havuzun duvarına yasladı. Burada onun ayakları yere değerken Claudia sadece ona tutunarak suyun üzerine kalıyordu.

“Size âşık olmamı planlamış mıydınız?”

“Claudia!” diye homurdandı sesi öfkeliydi.

“Kızgın mısınız?”

“EVET!”

“Korktuğunuz için mi? Benim için…”

“Kes sesini,” derken sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Yüzüne doğru hızlı hızlı soluyordu.

“Ama-.”

“Beni iyi dinle küçük kız. Şu anda görmeni istemediğim bir yanımı açığa çıkardın.”

“Kötü yanlarınızla ilgili sorunum yok. Her yanınızı görmek, sizi tanımak istiyorum.”

Ona doğru yaklaşırken bedenini bedeniyle ezdi. Kolyesindeki elini çekip havuzun kenarına tutundu diğer eli hala onu sıkıca tutmak için belindeydi. Onu öpmek ya da öldürmek ister gibi bakıyordu. Suyun soğukluğu ve anın heyecanıyla Claudia’nın göğüsleri beyaz elbisesinin altında sertleşmişti Salvatore’un bakışları dudaklarından oraya kaydığında nefesi daha da hızlandı. Claudia’yı öpmeye başlamadan önce belindeki eli onu daha sıkı sarmıştı.

Bu seferki öpücük bir intikamın hırsına benziyordu, bir suçun cezasına, bir cinayetin silahına… Dişleri dudaklarını sıyırırken Claudia onun ağzına doğru inledi. Salvatore bu sefer kontrollü değildi sanki onu kaybetmiş gibiydi. Eli göğsünü kavradı ve ağırlığını tarttı avucunun içinde kaybolan göğüslerinin yeterli olmayacağından korkarken o doğruca uçlarına odaklanmıştı. Büzüşmüş uçlarından birini kıvırdı ve Claudia ufak bir çığlıkla karşılık verirken öpüşüne daha sertçe yanıt verdi. Parmakları elbisesinin askılarını kavradı ve onları aşağıya çekerek çıplak göğüslerini açığa çıkardı.

Dudaklarını ondan ayırdığında bakışları göğüslerine kaymıştı. Gördüklerinden memnun gibi bir hırıltı çıkarıp onu tekrar öptü. Parmakları onunla oynuyor, elleri göğüslerini yuvarlıyor, avuçluyordu. Claudia bu sefer doğrudan kadınlığına değen sertliğini hissedebiliyordu. Bunu manastırda kızlardan pek çok kez dinlemişti ama hissetmesi… Bunu kelimelerle anlatamıyordu. Geçen akşamki utancı bir kez daha yaşamak istemiyordu. Daha önce kendi kendine orgazm olurdu, kendine dokunurken düşlerinde hep Salvatore Gambino olurdu ama bu sık değildi. Fakat buraya onun yanına geldiği günden beri geceleri kendiyle oynamak bir alışkanlık haline gelmişti. Eskiden dokunuşları her zaman ‘doyuma’ ulaşmazdı ama artık kendine ve hislerine hâkim olmakta zorlanıyordu.

“Açığa çıkardığın şeyden mutlu musun, Claudia?” diye hırladı.

Claudia ağlamaklı bir sesle, “Lütfen,” diye mırıldandı. “Dokunuşlarınız… Onları istiyorum.”

“Tehlikeli bir oyun oynuyorsun, küçük kız.”

Bunun farkındaydı ama yine de onu elde edene kadar durmaya niyeti yoktu. Sıradan bir ilişki değil, destansı, unutulmaz, karşı koyulmaz bir aşk istiyordu. Onun öpücüğünün felaketi olacağını fark etmemişti. Tüm Tanrılara dua etti. Burada… Onun kollarında kalmak için… Buna mecburdu, buna çaresizce ihtiyacı vardı. Sonsuza kadar kendini ait hissettiği yer burasıydı, onun yanıydı. O sığınağıydı, kurtuluşuydu.

Ellerinden biri bedenini keşfe çıktı. Eteklerini sıyırdı ve iç çamaşırına karşı durakladı. Parmakları çamaşırın engelini aşarak doğruca dokunulmamış noktasına ulaştı. Nazikçe tüylerinin üzerinden geçip sızlayan sıcak ete dokunurken Claudia dudağını dişledi, bağırmamak için kendini zorluyordu. İçindeki ateşin ve ağırlığın neden olduğu sıvıyı havuzun içinde olmasına rağmen hissediyordu o da hissetmişti. Parmakları rahatça duyarlı noktalarda hareket ederken gözlerine baktı.

“Buna neden olan şey ben miyim, Claudia?”

“Her zaman,” derken sesi kesik kesik çıkmıştı.

“Hep ıslak mısın?”

“Yakınlaştığımızda.”

“Kendine dokunuyor musun?” Nazikçe başını sallayıp onu onayladı. “Ne sıklıkla?”

“Buraya geldiğimden beri gecede birkaç kez.”

Hırıltıyla soludu. “Ne düşünüyorsun?” Onu hafifçe okşamaya devam ediyordu.

“Her zaman siz. Beni öptüğünüzü, dokunduğunuzu, şimdi olduğu gibi…”

İki parmağı girişinin olduğu yerdeydi. İçeri girmiyordu ama varlığı hissedilir bir şekilde sıcaktı. “Sen, sen değil de bir başkası olsaydın, seni sikerdim.” Bu kaba sözcük karşısında nefesi kesildi. Daha önce kimse onunla böyle konuşmamıştı, daha önce böyle kelimeler duymamıştı. “Her yerini,” diye açıkladı. “O güzel dudaklarını, beni kavrayan yumruğunu, bu masum noktayı ve o tatlı kıçını.”

Bacakları arasındaki dokunuş Claudia’yı çılgınlığa sürüklüyordu. “Neden, ben değil.”

“Sen olmamalısın.” Başını iki yana salladı ama hemen ardından boynunu ısırarak öptü.

“Bakire olduğum için mi? Al onu Salvatore. Ben… Ben kendimi her zaman sana sakladım.” Ona dokunduğu anda ona her şeyi vereceğini biliyordu, ona her şeyi verecekti.

Hırıltılı bir nefesin ardından onu daha sertçe ısırdı. “Çok kirli düşüncelerim var ve sen onların içinden çıplak geçiyorsun.”

“Salva,” diye soludu. İsmini tamamen söyleyememişti ama bu hali de kulağına harika gelmişti.

“Siktir!” derken dokunuşu daha sahiplenici bir hal aldı. Claudia yine o akşam olduğu gibi ‘utanca’ çok yakındı ama nedense artık utangaç hissetmiyordu. Kendini ona teslim etmek istiyordu, her şeyiyle…









 

Yorumlar

  1. Vay anasınıiii

    YanıtlaSil
  2. Yine dorukta bittiiii

    YanıtlaSil
  3. Allah'm sana geliyorum nasıl bir bölüm bu😍😍 yazarcim efsanesin ateş olmadan da ortalığı alev alev yapicak biri varsa oda sensin🔥🔥🔥 her defasında daha da yükseğe çıkıyorsun tebrik ediyorum seni 👏👏👏👏

    YanıtlaSil
  4. Geçmez artık bir hafta beklerken helak olucam şimdi 😂 Ahhh Salvatore üzümlü kekim 😍😂

    YanıtlaSil
  5. Salvatore canım artık hapı yuttun bebeğim ❤️‍🔥❤️‍🔥

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel yerde bitti

    YanıtlaSil
  7. Heycanla bekliyorum haftayı

    YanıtlaSil
  8. Süper bir bölüm

    YanıtlaSil
  9. ALLAHIMMM SANA GELİYORUM

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir sahnede claudianın ben her şeye yeterim dediği yer aklıma şu repliği getirdi benim nasibi zorlama şeklim 😅

      Sil
  10. Bu bölüm cidden Salva bizi yerle bir etti

    YanıtlaSil
  11. Alev aldık ya devamını heyecanla bekliyoruz

    YanıtlaSil
  12. Claudianın inatçılığını sevdim ama bazen şunu düşünüyorum diyelim salvator kabul etti

    YanıtlaSil
  13. Claudia gelecek olan tüm kötü eleştirilere hazır mı ? Bu tür şeyleri dayanabilecek mi ki kaldı ki bazı zamanlar olacak onların istekleri aynı olmayacak

    YanıtlaSil
  14. Salavtore görseldeki gibi biri ise neden kendini çirkin görüyor gördüğüm en karizmatik adam ve çirkinlikten en uzağı

    YanıtlaSil
  15. Yeni bölüm gelmedi yazarım

    YanıtlaSil
  16. Ama burda bitermi yazarcım

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR - ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

DOKTOR - ON BİRİNCİ BÖLÜM

DOKTOR - ON ALTINCI BÖLÜM