DOKTOR - ONUNCU BÖLÜM
ONUNCU BÖLÜM
Derin sulardan
geçtiğinde, ben seninle olacağım.
Isaıah 43:2
İstiyordu.
Onunla oynamak istiyordu çünkü bunun onu delirttiğini fark etmişti.
Kıskanıyordu ve artık onu arzuladığından emindi. Bir nedenden dolayı – o neden her neyse – buna karşı koymaya
çalışıyordu.
“Gözlerinizdeki ateşi görüyorum. Bu yüzden oynamak
istiyorum.”
“Claudia.” İsmini fısıldarken bıkkınlıkla soludu. “Bu
çok tehlikeli ve sonu asla iyi bitmez. Bu yüzden benden uzak dur.”
“Kim için tehlikeli?”
“Senin için.”
“Siz buradaki en güçlü adam değil misiniz? Beni
koruyamaz mısınız?” Claudia’nın bedeni aralarındaki yakınlığın yaydığı sıcak
yüzünden ateş gibi yanıyordu.
“Seni kendimden koruyamam.” Yüzüne çok yakındı, onu
öpmek ya da belki dişlemek istiyor gibi görünüyordu Claudia ise gözlerini onun
gözlerinden ayırmadı.
“Belki de bunu istemiyorum. Belki zarar görmek
istiyorum.”
“Sen ne istediğini bilmeyen genç bir kızsın. Seni
büyüleyen ne? Güç mü?”
“Her şey,” derken dudaklarına doğru fısıldadı.
“Sizinle ilgili her şey.”
“Beni tanımıyorsun.”
Henüz değildi. Tam olarak onu tanımadığını
biliyordu ama onun hakkında her şeyi öğrenmek istiyordu. Ne düşünüyordu? Nasıl
hissediyordu? Ona bir mıknatısın zıt kutbu gibi çekiliyordu. Onu gördüğünde içi
heyecanla doluyordu ve bu sadece fiziksel bir şey değildi. Onunla konuşmak
istiyordu, saatlerce, her şey hakkında… Hayat hakkında Claudia’dan çok daha
fazla şey bilmesi, yaşanmışlıkları ve deneyimleri bunun bir parçasıydı. Carlo
kibardı, eğlenceliydi, samimiydi ama asla heyecanlı, gizemli ya da merak
uyandırıcı değildi. İşte bu yüzden Salvatore Gambino olmak zorundaydı. İstediği
oydu.
“Tanımak istiyorum.”
“Bana âşık olduğunu söylemiştin? Birini tanımadan
sevemezsin, Claudia. Bu bile bir masala inandığının kanıtı.”
Claudia kendinden emin bir edayla gülümsedi. “Aşk;
birisiyle ilgili hiçbir şey bilmeden ona güvenebilmektir.” Salvatore’un
yüzündeki karmaşayı keyifle izledi. Onun gibi bir adamı şaşırtabildiğini
görmekten hoşlanıyordu. “Size güveniyorum. Bir şeytan olduğunuzu söyleseniz
de…”
Ellerini omuzlarından çekip ondan uzaklaşırken Claudia
aralarındaki mesafenin acısını hissetti. Tek hareketiyle hem kalbini kırıp, hem
de onu farklı bir heyecanla dolduruyordu.
Zaten mükemmel görünen ceketini düzeltti. “Bu bir
hata.”
Arkasını dönüp merdivenlere ulaştığında Claudia
arkasından seslendi. “Bu bir hataysa, istediğimi alana kadar bin kere
yanılacağım.”
Ona bakmadı sadece yürüdü ve gitti. Claudia ise
odasına dönmeden önce birkaç dakikaya daha ihtiyaç duyduğu için olduğu yerde
kaldı.
✞✞✞
Kahvaltıdan sonra kendini tavan arasına
kapatamadan Nicolo uyanmıştı. Onunla zaman geçirmek ve sohbet etmek
eğlenceliydi. Ona manastırdaki arkadaşlarını anımsatıyordu ve burada yalnız
olmadığını hissettiriyordu. Altında sadece bir şort vardı ve çıplak üst bedeni
Claudia’nın görmeye alışık olmadığı bir şey olduğu için bakışlarını kaçırdı.
Omzuna attığı havlu ve ağzındaki sigarayla kahvaltı masasından kızarmış bir
ekmek alıp üzerine yağ sürdü.
“Serinlemek için havuzu kullanacağım. Eşlik etmek
ister misin?” diye sorarken ağzındaki sigarayı çıkarıp ekmekten bir ısırık
aldı.
Claudia omuz silkti. “Yapacak daha iyi bir şeyim yok.
Seninle on dakika sonra havuz kenarında buluşurum.” Salvatore onu nikâha kadar malikânede
tutmaya kararlı görünüyordu ama Claudia pes etmiş değildi. Dışarı çıkıp
mektupları –kimse onları okumadan-
kendisi postalayacaktı.
Nicolo
gözden kaybolurken Claudia odasına çıkıp Valeria ile birlikte alışverişe
çıktıklarında aldığı güneş gözlüklerinden birini başının üzerine taktı.
Güneşten korunmak için bir tülbent ve havlu aldı aşağıya inmeden önce Gambino
Malikânesinin devasa kütüphanesinden bir kitap seçti. Buraya geldiğinden beri
okumak için sınırsız bir zamana ve koleksiyona sahipti.
Arka
bahçedeki havuza indiğinde Nicolo çoktan bir uçtan bir uca yüzmeye başlamıştı.
Claudia ahşap şezlonglardan birine havlusunu serip oturdu. Uzun elbisesinin
etekleri bacaklarını kapatsa da göğsü, omuzları ve kolları açıktaydı.
Ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını uzattı, gözlüğü gözlerine indirerek güneşi
kesti. Yanına aldığı tülbendi kullanarak başının üstünü kapattı.
Nicolo havuzun ucuna tutunup, “Yüzmüyor musun?” diye
bağırdığında kitabı yüzünden çekip ona baktı.
“Yüzme bilmiyorum ve burada iyiyim.”
“Siz rahibeler yüzmez misiniz?”
Gülerek, “Ben rahibe değilim,” diye itiraz etti.
“Orada öyle sarmalanmış bir halde rahibeye
benziyorsun, canım. Yaklaş ve serinle. İstersen yüzme öğrenmene yardım ederim.”
Claudia
oturduğu yerden kalkarak durgun, mavi suya yaklaştı. Nicolo ıslanan saçlarını
geriye iterek alnını ve yüzünü açığa çıkardı. Claudia havuzun kenarına oturmak
için eteğini topladı ve ayaklarını suyun içine bıraktı. Soğuk su anında
serinlemesine neden olmuştu.
“Yüzmek istemediğine emin misin?”
Claudia başını iki yana salladı. “Uygun kıyafetim yok
ve bunu yapmak için kendime de sana da güvendiğimi söyleyemem.”
“Açık sözlülüğün kalbimi kırıyor.” Claudia ayağıyla
suya vurup Nicolo’nun yüzünü ıslattığında Nicolo geriye doğru yüzerek ona su
attı.
“Manastırda eğlenmek için ne yapardınız?”
Claudia’nın yüzüne istemsiz bir gülümseme oturdu.
Oraya bir tür sürgüne gönderilmiş olsa da her zaman sevmişti. Çocukluğunda
hatırladığı kısa anılarda her zaman yalnızdı ama orada bir sürü arkadaşı
olmuştu.
“Harika arkadaşlarım vardı. Her zaman eğlenmenin bir
yolunu bulurduk ve rahibeler eğlenme yöntemlerimizden nefret ederdi,” derken
kıkırdadı. “Bir Pederimiz vardı, Bassanio. O kadar çok içerdi ki yanında
yanlışlıkla ateş yaksan havaya uçardı ama harika bir şarap koleksiyonu vardı.
Eksildiğini de fark etmezdi.”
“Bir rahibin şarabını mı çalıyordunuz?!”
“Ve sigaralarını.”
“Aman Tanrım,” derken kahkaha attı.
“Bazen gece gizlice yatakhaneden kaçıyorduk, sabaha
kadar bahçede geziniyor, yağmurda ıslanıp dans ediyor ya da gizli sırlarımız
hakkında sohbet ediyorduk.”
“Tahminimden daha renkli bir hayatın varmış, güzelim.”
“Peki ya sen eğlenmek için ne yaparsın, Nico?”
“Hım… Partilere giderim, kulübe, dansa. Ah, evden
kovulduysam, tatile çıkarım. Roma, Paris, Miami, Vegas. Canım nerede olmak
isterse orada olurum.”
Claudia’nın
gözleri parlamıştı. Keşfedecek o kadar çok şey vardı ki her şey için geç
kaldığını hissediyordu. Manastırda dışarıya kapalı geçirdiği yıllarda çoğu
macerayı arkadaşlarından dinlemişti. Oradan dışarı hiç çıkmamıştı ama şimdi
dünya sınırsız bir eğlence kaynağı gibi önünde duruyordu.
“Bu kulağa olağanüstü geliyor.”
“Bu hayatında zorlukları var tabi.”
Claudia gözlerini devirdi. “Ne gibi? Gezerken çok mu
yoruluyorsun yoksa?” Ona bir kez daha su attıktan sonra havuz boyunca yüzmeye
başladı. Claudia ayaklarını su da serinletirken onun boydan boya yüzüşünü
seyretti.
✞✞✞
Nicolo yüzmekten sıkılıp şehri ‘keşfe’ çıkmak için ayrıldığında Claudia
hapishanesinde kalmaya devam etti. Öğle yemeğinden sonra bir süre resim yapmış
ve bahçede yürüyüşe çıkmıştı hava karardığında akşam yemeği ile birlikte
yeniden havuz kenarına inmiş yemeğini orada yemiş ve ardından ayaklarını suyun
içine sokup kitabını okumaya devam etmişti. Haziran sıcağı için aklına gelen en
iyi ve en rahatlatıcı seçenekti. İzlendiği hissiyle bahçe kapısına doğru
baktığında onu gördü. Salvatore Gambino birkaç metre ötede dikiliyordu. Ceketi,
kravatı, gıcır gıcır deri ayakkabılarına kadar havuz kenarı için ‘fazla’ şıktı.
Başını kaldırıp onu süzerken, “Yüzmek için çok resmi
görünüyorsunuz,” diye takıldı.
“Yüzmek için gelmedim.”
“O halde havuz kenarında ne yapıyorsunuz?”
Ona doğru yaklaştı. Elleri belindeydi ve havuzun
ışıklandırmaları yüzünü aydınlatıyordu. “Seni pencereden gördüm, uzun zamandır
buradasın.”
“Sadece kitap okuyorum.” Ayaklarını suyun içinde
kıpırdatırken, “Sıcak bir akşam ve serinlemek için burası çok güzel.”
“İstersen yüzebilirsin.”
Claudia güldü. “Bu konuda yasak yok mu?”
“Malikâne içinde özgürsün.”
“Bugün bahçede yürümek istedim ama korumalar sınırlar
içinde kalmamı istediler yani malikâne çevresinden uzaklaşmamam gerekiyormuş.”
Başını sallayarak onu onayladı. “Senin güvenliğin
için, arazi oldukça büyük.”
Kinayeli bir edayla gülümserken, “Her şey benim sözde
güvenliğim için öyle değil mi?” dedi.
“Bundan şüphen mi var, Claudia? Sence seni gözetmiyor
muyum?”
“Çok rehineniz olduğunu düşünüyorum.”
Bu söylediği onu güldürdü ama gülüşü neşeden yoksundu.
“Rehinelerime karşı bu kadar nazik değilim.” Bir kez daha görünmek istediği o
kötü adam gibi görünüyordu. Kasıtlı olarak insanları korkutuyordu Claudia’nın
pek korktuğu söylenemezdi.
“Nezaket anlayışlarımız oldukça farklı.”
“Öyle mi? Tam olarak neden memnun kalmadın?”
Claudia elinde açık tuttuğu kitabı kapatıp uzağa
bıraktı ve ayağa kalktı. Bunu yaparken Salvatore’un bacaklarına baktığını fark
etmişti. “Manastırda dışarıya kapalı uzun yıllar geçirdim Bay Gambino. Bütün
çocukluğum bir gün özgür olup dilediğimce gezeceğim hayallerle süslüydü. Şimdi
önüme dünyaları seriyor gibi davranıp beni daha lüks bir kafese kapatamazsınız.
Üstelik bu kafeste dostlarımdan da yoksunum. Beni süslü malikânenize kapatarak
bana zarar veriyorsunuz!”
“Demek ki hayallerini süsleyen şey sadece ben
değilmişim? Beyaz atlı prensin olduğumdan oldukça emin görünüyordun Claudia? Ne
değişti?” Bunu söylerken alaycıydı.
“Büyüleyici beyaz atlı prenste kötü bir cadı ya da
zehirli bir elma gibi zarar verebilir.”
“Büyüleyici beyaz atlı prens,” diye tekrarladı. “Bu
tanıma uymayan tek kişinin gözlerine bakıyorsun küçük kız.”
“Buna siz karar veremezsiniz.”
“Sana karşı dürüst oluyorum Claudia. Ben bir prens
değilim. Genç değilim, yakışıklı değilim, iyi kalpli değilim, bir prensesi
mutlu edecek hayat enerjisinden yoksunum, aşka inanmıyorum, benim dünyamda sonsuza
kadar mutlu yaşamak imkânsız.”
Claudia korkusuz ve çekincesizce ona doğru bir adım
atıp elini tuttu. “Gencim, çoğu kişi güzel olduğumu düşünüyor, iyi kalpli
olduğumdan eminim, hayat enerjim size fazlasıyla yeter, aşka inanmayan bir
adama çok uzun zamandır aşığım…” Gözlerini gözlerinden bir saniye olsun
kaçırmadan, “Sizden başkasına âşık olmak, başkasını mutlu etmek istemiyorum,”
diye itiraf etti.
Sert bir yüzle, “İnsanları öldürdüm,” dedi. “Ben bir
katilim.”
Muhtemelen daha mantıklı biri koşarak uzaklaşırdı. Claudia
aşkta mantık aramaması gerektiğini uzun zaman önce hayallerinde bir adamı
severken öğrenmişti. “Kulağa korkutucu geliyor.” Bunu söylerken gülümsüyordu.
Ondan uzaklaştı ve kendini havuza doğru attı.
✞✞✞
Bu yaptığı delilikti, mantıklı hiçbir açıklaması
yoktu ama yine de… Yine de ona bunu göstermek istemişti. Hayır, ne kadar çılgın
olabileceğini değil. Göstermek istediği şey onu önemsediğiydi. Çünkü öyleydi.
Onu önemsiyordu. Salvatore Gambino onu önemsiyordu.
Suyun içinde hızla dibe batarken su yuttu.
O panikle çırpındı ama Salvatore hala onu kurtarmak için peşinden atlamamıştı.
Muhtemelen henüz yüzme bilmediğini fark etmemişti. Her şeyin kararmaya
başladığını hissettiği anda birinin onu tuttuğunu hissetti. Güçlü kollar
bedenini kavramış onu yukarı doğru hızlıca çekmişti. Suyun dışına çıktığında
ciğerlerine güçlü bir nefes çekti. Yeniden hayatta olmak gibiydi. Hala suyun
içindeydi ama Salvatore’un güçlü kolları onu yukarıda tutuyordu. Yaşama doğru
gözlerini açtığında onun öfkeli bakışlarıyla karşılaştı.
Konuşacak kadar kendini topladığında, “Gördünüz mü
sadece öldürmüyorsunuz,” diye fısıldadı. “Hayatımı kurtardınız.”
“Sen aklını mı kaçırdın! Yoksa intihara mı
meyillisin?!”
Claudia öksürürken kendi kendine gülmeyi başardı. Güzelim
takım elbisesi sırılsıklam olmuştu. Atlamadan önce ceketini bile çıkarmamıştı.
“Beni önemsiyorsunuz Bay Gambino, ceketinizi bile
çıkarmamışsınız.”
“Claudia,” derken derin bir nefes aldı. “Yüzme
bilmiyorsun, bunu neden yaptın?”
“Beni kurtarmanız için… Beni önemsediğinizi size
göstermek için…” Bedenindeki ellerinin varlığını hissediyordu. Delice
davrandığının farkındaydı ama ona böyle dokunacaksa suya bir kez daha
atlayabilirdi.
“Ölmene izin veremezdim.”
“Neden? Vicdanınız el vermediği için mi? Yoksa sadece
kuzeninizle evleneceğim için mi?”
Dişlerini birbirine bastırdı. “Her şey ben nasıl
planladıysam öyle olmak zorunda Claudia! Anladın mı? Benden habersiz nefes
alamazsın ya da nefesini kesemezsin. Buna sadece ben karar veririm. Burada
Tanrı benim.”
Tek eliyle boynundaki haçı kavradı
koparmak ister gibi sertçe çekti bu çekiş Claudia’nın ağzından acı dolu bir
haykırış dökülmesine neden olurken Salvatore onu havuzun duvarına yasladı.
Burada onun ayakları yere değerken Claudia sadece ona tutunarak suyun üzerine
kalıyordu.
“Size âşık olmamı planlamış mıydınız?”
“Claudia!” diye homurdandı sesi öfkeliydi.
“Kızgın mısınız?”
“EVET!”
“Korktuğunuz için mi? Benim için…”
“Kes sesini,” derken sesi fısıltı gibi çıkmıştı.
Yüzüne doğru hızlı hızlı soluyordu.
“Ama-.”
“Beni iyi dinle küçük kız. Şu anda görmeni istemediğim
bir yanımı açığa çıkardın.”
“Kötü yanlarınızla ilgili sorunum yok. Her yanınızı
görmek, sizi tanımak istiyorum.”
Ona doğru yaklaşırken bedenini bedeniyle
ezdi. Kolyesindeki elini çekip havuzun kenarına tutundu diğer eli hala onu
sıkıca tutmak için belindeydi. Onu öpmek ya da öldürmek ister gibi bakıyordu.
Suyun soğukluğu ve anın heyecanıyla Claudia’nın göğüsleri beyaz elbisesinin altında
sertleşmişti Salvatore’un bakışları dudaklarından oraya kaydığında nefesi daha
da hızlandı. Claudia’yı öpmeye başlamadan önce belindeki eli onu daha sıkı
sarmıştı.
Bu seferki öpücük bir intikamın hırsına
benziyordu, bir suçun cezasına, bir cinayetin silahına… Dişleri dudaklarını sıyırırken
Claudia onun ağzına doğru inledi. Salvatore bu sefer kontrollü değildi sanki
onu kaybetmiş gibiydi. Eli göğsünü kavradı ve ağırlığını tarttı avucunun içinde
kaybolan göğüslerinin yeterli olmayacağından korkarken o doğruca uçlarına
odaklanmıştı. Büzüşmüş uçlarından birini kıvırdı ve Claudia ufak bir çığlıkla
karşılık verirken öpüşüne daha sertçe yanıt verdi. Parmakları elbisesinin
askılarını kavradı ve onları aşağıya çekerek çıplak göğüslerini açığa çıkardı.
Dudaklarını ondan ayırdığında bakışları
göğüslerine kaymıştı. Gördüklerinden memnun gibi bir hırıltı çıkarıp onu tekrar
öptü. Parmakları onunla oynuyor, elleri göğüslerini yuvarlıyor, avuçluyordu.
Claudia bu sefer doğrudan kadınlığına değen sertliğini hissedebiliyordu. Bunu
manastırda kızlardan pek çok kez dinlemişti ama hissetmesi… Bunu kelimelerle
anlatamıyordu. Geçen akşamki utancı bir kez daha yaşamak istemiyordu. Daha önce
kendi kendine orgazm olurdu, kendine dokunurken düşlerinde hep Salvatore
Gambino olurdu ama bu sık değildi. Fakat buraya onun yanına geldiği günden beri
geceleri kendiyle oynamak bir alışkanlık haline gelmişti. Eskiden dokunuşları
her zaman ‘doyuma’ ulaşmazdı ama
artık kendine ve hislerine hâkim olmakta zorlanıyordu.
“Açığa çıkardığın şeyden mutlu musun, Claudia?” diye
hırladı.
Claudia ağlamaklı bir sesle, “Lütfen,” diye
mırıldandı. “Dokunuşlarınız… Onları istiyorum.”
“Tehlikeli bir oyun oynuyorsun, küçük kız.”
Bunun farkındaydı ama yine de onu elde
edene kadar durmaya niyeti yoktu. Sıradan bir ilişki değil, destansı, unutulmaz,
karşı koyulmaz bir aşk istiyordu. Onun öpücüğünün felaketi olacağını fark
etmemişti. Tüm Tanrılara dua etti. Burada… Onun kollarında kalmak için… Buna
mecburdu, buna çaresizce ihtiyacı vardı. Sonsuza kadar kendini ait hissettiği
yer burasıydı, onun yanıydı. O sığınağıydı, kurtuluşuydu.
Ellerinden biri bedenini keşfe çıktı.
Eteklerini sıyırdı ve iç çamaşırına karşı durakladı. Parmakları çamaşırın
engelini aşarak doğruca dokunulmamış noktasına ulaştı. Nazikçe tüylerinin
üzerinden geçip sızlayan sıcak ete dokunurken Claudia dudağını dişledi,
bağırmamak için kendini zorluyordu. İçindeki ateşin ve ağırlığın neden olduğu
sıvıyı havuzun içinde olmasına rağmen hissediyordu o da hissetmişti. Parmakları
rahatça duyarlı noktalarda hareket ederken gözlerine baktı.
“Buna neden olan şey ben miyim, Claudia?”
“Her zaman,” derken sesi kesik kesik çıkmıştı.
“Hep ıslak mısın?”
“Yakınlaştığımızda.”
“Kendine dokunuyor musun?” Nazikçe başını sallayıp onu
onayladı. “Ne sıklıkla?”
“Buraya geldiğimden beri gecede birkaç kez.”
Hırıltıyla soludu. “Ne düşünüyorsun?” Onu hafifçe
okşamaya devam ediyordu.
“Her zaman siz. Beni öptüğünüzü, dokunduğunuzu, şimdi
olduğu gibi…”
İki parmağı girişinin olduğu yerdeydi. İçeri
girmiyordu ama varlığı hissedilir bir şekilde sıcaktı. “Sen, sen değil de bir
başkası olsaydın, seni sikerdim.” Bu kaba sözcük karşısında nefesi kesildi. Daha
önce kimse onunla böyle konuşmamıştı, daha önce böyle kelimeler duymamıştı. “Her
yerini,” diye açıkladı. “O güzel dudaklarını, beni kavrayan yumruğunu, bu masum
noktayı ve o tatlı kıçını.”
Bacakları arasındaki dokunuş Claudia’yı çılgınlığa
sürüklüyordu. “Neden, ben değil.”
“Sen olmamalısın.” Başını iki yana salladı ama hemen
ardından boynunu ısırarak öptü.
“Bakire olduğum için mi? Al onu Salvatore. Ben… Ben
kendimi her zaman sana sakladım.” Ona dokunduğu anda ona her şeyi vereceğini
biliyordu, ona her şeyi verecekti.
Hırıltılı bir nefesin ardından onu daha sertçe ısırdı.
“Çok kirli düşüncelerim var ve sen onların içinden çıplak geçiyorsun.”
“Salva,” diye soludu. İsmini tamamen söyleyememişti
ama bu hali de kulağına harika gelmişti.
“Siktir!” derken dokunuşu daha sahiplenici bir hal
aldı. Claudia yine o akşam olduğu gibi ‘utanca’
çok yakındı ama nedense artık utangaç hissetmiyordu. Kendini ona teslim etmek
istiyordu, her şeyiyle…






Vay anasınıiii
YanıtlaSilYine dorukta bittiiii
YanıtlaSilAllah'm sana geliyorum nasıl bir bölüm bu😍😍 yazarcim efsanesin ateş olmadan da ortalığı alev alev yapicak biri varsa oda sensin🔥🔥🔥 her defasında daha da yükseğe çıkıyorsun tebrik ediyorum seni 👏👏👏👏
YanıtlaSilGeçmez artık bir hafta beklerken helak olucam şimdi 😂 Ahhh Salvatore üzümlü kekim 😍😂
YanıtlaSilSalvatore canım artık hapı yuttun bebeğim ❤️🔥❤️🔥
YanıtlaSilÇok güzel yerde bitti
YanıtlaSilHeycanla bekliyorum haftayı
YanıtlaSilSüper bir bölüm
YanıtlaSilALLAHIMMM SANA GELİYORUM
YanıtlaSilBir sahnede claudianın ben her şeye yeterim dediği yer aklıma şu repliği getirdi benim nasibi zorlama şeklim 😅
SilBu bölüm cidden Salva bizi yerle bir etti
YanıtlaSilAlev aldık ya devamını heyecanla bekliyoruz
YanıtlaSilClaudianın inatçılığını sevdim ama bazen şunu düşünüyorum diyelim salvator kabul etti
YanıtlaSilClaudia gelecek olan tüm kötü eleştirilere hazır mı ? Bu tür şeyleri dayanabilecek mi ki kaldı ki bazı zamanlar olacak onların istekleri aynı olmayacak
YanıtlaSilSalavtore görseldeki gibi biri ise neden kendini çirkin görüyor gördüğüm en karizmatik adam ve çirkinlikten en uzağı
YanıtlaSilYeni bölüm gelmedi yazarım
YanıtlaSilAma burda bitermi yazarcım
YanıtlaSil